Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
320 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Modern Library’nin ünlü “20. yüzyılda İngilizce yazılmış en iyi 100 roman” listesine seçilen bir eserle selamlıyorum sizi. Bana kalsa sittin sene öteleyebilirdim bu kitabı. Ama #ladyyk Eda’mın
Eda
Eda
özel seçkisinin içinde gelince durum başka tabii Sevdiklerim söz konusu olunca hudutsuzum Üstelik roman II. Dünya Savaşı sonrasından, hem de 1947 İrlanda’sından bahsediyordu. (İrlandalıları çok seviyorum, malumunuz!) Hele de romanın yayımından sonra “müstehcenlik içerdiği”gerekçesiyle İrlanda ve ABD’de yasaklandığını öğrenince, kanat taktım adeta. Kendim de inanamadım okuma hızıma. (O da malumunuz mevzu puntoları olunca ben konulu) Geleyim, sebebi ziyaretime … J. P. Donleavy’nin otobiyografik öğeler taşıyan bu kült romanı Dublin’de hukuk öğrencisi, evli ve çocuklu, beş parasız Sebastian Dangerfield’ın Dublin’in bar ve sokaklarında, kendisi gibi Amerikalı arkadaşları ve işçi sınıfından İrlandalı genç kadınlar arasında geçen maceralardan müteşekkil. Ama ne maceralar! Kitabın kendine has enteresan bir dinamiği var. #damakçatlatan bu lezzet, #yeraltıedebiyatı yatağında #ofansifmizah soslu tam tetematında gerçek bir karakter romanı. Anlatım bazen birinci bazen üçüncü tekil şahıs olduğundan hafif bir kafa karışıklıklığı yapıyor. Serebral korteksinizin alıcısıyla oynamayınız !
Zencefil Adam
Zencefil Adam
Eda
Eda
Zencefil Adam
Zencefil AdamJames Patrick Donleavy · Yapı Kredi Yayınları · 202274 okunma
632 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Okumak uzun sürse de kitabı beğendim ve yararlı buldum.Lakin günlük hayatta bu kitaptaki bilgilere sadık kalmak sanki olgun bir bireyin süreci gibi geliyor.Bu olgunluğa ermek dileğiyle.Ve unutmadan eklemek isterim.Her şey bizim zihnimizde bitiyor.Nasıl görüyorsan, nasıl yorumluyorsunuz karşındaki mevzu da öyle şekil alıyor.Ve her şeyin bir çözümü mevcut yeter ki buna hazır olmanın yollarını bil. Kitap terapi niyetiyle bitirildi ve yararlı oldu.
İyi Hissetmek
İyi HissetmekDavid Burns · Psikonet Yayınları · 202011,1bin okunma
Reklam
Nefretin gözü kördür denir, fakat bu bir bakıma aşk için de geçerlidir. Birinden gerçek anlamda nefret ettiğimi hatırlamıyorum; fakat sevmediğim ya da katlanamadığım insanları daha iyi tanıdığıma eminim. Onlara karşı hissettiğim mesafe, onların tüm zayıflıklarını, yetenek ve zeka noksanlıklarını, onları sevsem benim için gizli kalacak bütün kusurlarını görmemi sağlıyordu. Benim bu "bilgimin" (ya da bilgisizliğimin) iyi bir şey olup olmadığı ve yakınımızın tüm kötü özelliklerini bilmemizin gerekli olup olmadığı ise başka bir mevzu bahis konusu.
Mevzu Tutunamamak .
Yusuf Atılgan’ın 1980’lerde Oğuz Atay’ı kaybettikten sonra yazdığı bir yazı var, diyor ki: “Günlerden bir gün, bir paket geldi bana. Açtım içinde bir kitap çıktı: Tutunamayanlar. Kitap imzalıydı ve içinde de şöyle bir yazı vardı: “İlgileneceğinizi umarak…” “Yusuf Atılgan bu kitabı okur, çok da sever. Ama bunu hiçbir zaman Oğuz Atay’a söylemez. “Benim okuduğum kitap o kadar müthiş bir eserdi ki, böyle muazzam bir kitabı kaleme alan birinin daha nice eserler yazacağını düşündüm. Benim yorumuma, iltifatıma, söyleyeceğim iki çift lafa ihtiyacı olmadığını düşündüm. Dolayısıyla hiçbir zaman takdirlerimi ona iletme gereğini duymadım.” Ama aradan seneler geçer, ortak bir arkadaşlarından şöyle bir şey işitir ki, bu hadiseyi yeniden hatırlamasına sebep olur. “Ben Yusuf Atılgan’a kitabımı gönderdim, ama kendisinden tek bir kelime dahi duymadım. Tek gördüğüm kayıtsızlık oldu.” demiştir Atay. Bunu duyan Yusuf Atılgan çok pişman olur; ancak geçtir artık. Oğuz Atay vefat etmiştir. Ve Atılgan bu anıyı anlatırken der ki: “Eğer bugün hayatta olsaydı, ne yapar ne eder muhakkak onu bulur, karşısına geçer, yüz yüze ona kalemini ne kadar taktir ettiğimi söylerdim.”
Erkekler yanlarındaki yabancı kadını arkadaşlık ve meslektaşlık hislerinden uzak bir nazarla gördükçe bizim için onlarla bir çatı altında beraber çalışmak imkânsızdır! Kendilerine uzanan elin yumuşaklığına gönül verecek kadar zayıf mahluklarla göz göze gelmek ve herhangi bir mevzu üstünde münakaşa yapmak onlar için de bizim için de arzu edilmeyecek bir tehlikedir.
Reklam
Oturup içimde tam olarak yerine oturmamış bazı şeyleri düşünmem gerekirken kafamın içinde Londra konferansı, misakı milliden verilen ilk taviz, Sami paşa, Refet Bele, baş komutanlık meydan muharebesi, cuma gelmeden yapılması gereken temizlik, misafirlere ne pişireleceği, üç aylarda olup da sanki değilmiş gibi olması vb vb bin tema mevzu dönmesi ;(
177 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Öncelikle kitabı pdf üzerinden okudum. Normalde pek pdf tercih etmiyorum ama zamanımızın şartları dolayısıyla denemek istedim. Kitabın tadını vermese de büyük bir sorun teşkil etmedi. Daha önce Atsız’ın romanlarını okuyup hayran kalmıştım, bu tarz makalelerini ise ilk defa okuyorum. Yazıyı gayet akıcı buldum. Tabi, ele alınan konular ilgimi
Türk Ülküsü
Türk ÜlküsüHüseyin Nihal Atsız · Ötüken · 20153,961 okunma
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.