Robert Musil'in çağdaşları, kitaplarından çok onun zekâsına hayrandılar; bu çağdaşlara göre, Musil roman değil deneme yazmalıydı. Bu görüşü çürütmek için, olumsuz bir kanıt yeterlidir: Musil'in denemelerini okumak: Ağırdır, can sıkıcıdır bu denemeler, çekicilikleri yoktur. Çünkü Musil yalnızca romanlarında büyük bir düşünürdür. Düşüncesinin, somut kişilerin somut durumlarından beslenmeye gereksinimi vardır; kısacası, felsefi değil, romansal düşüncedir onun düşüncesi.
Fielding'in Tom Jones'unun on sekiz kısmının her birinci bölümü kısa bir denemedir. XVIII. yüzyılda, bu kitabın ilk çevirmenleri, Fransızların beğenisine uygun olmadıklarını ileri sürerek bunların tümünü atladılar. Turgenyev, Savaş ve Barış'ta, tarih felsefesini ele alan denemesel bölümler için Tolstoy'u eleştiriyordu. Tolstoy kendisinden kuşkulanmaya başladı ve bu önerilerin baskısı altında, bu bölümleri romanın üçüncü basımına almadı. Bereket versin, daha sonra, hepsini kitaptaki yerlerine koydu.
Bir romansal diyalog ve bir romansal eylem olduğu gibi bir romansal düşünce de vardır. Savaş ve Barış'taki uzun düşünceler, romanın dışında, örneğin bir bilimsel dergide düşünülemez. Hiç kuşkusuz, kasıtlı olarak naifleşmiş karşılaştırmalar ve eğretilemelerle dolu olan dil nedeniyle: Ama, özellikle, tarihten söz eden Tolstoy, bir tarihçinin yapabileceği gibi, olayların doğru betimlenmesiyle, bunların toplumsal, siyasal, kültürel sonuçlarıyla, şunun ya da bunun, vb., rolünün gelişmesiyle ilgilenmediği için; Tolstoy, tarihle, insan varlığının yeni boyutu olarak ilgilenir.