Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İngiliz hükümeti araplara ve casus Lawrence' e ihanet ediyor.
Savaşlar üzerine bir başka teori de Bertrand Russell' ın dediği gibi "Savaşların nüfusu azaltmak için çıkarıldığı" gerçeğidir. 300 'ler Komitesine göre dünya kaynaklarını tüketen çok fazla nüfus vardır. Ve yine komiteye göre bunun çaresi Russell' ın teorisi uyarınca "gereksiz tüketicilerden" kurtulmaktır. Birinci dünya savaşındaki 10 milyon ölü elitler için yeterli değildi. Russell' a göre savaştan sağ çıkan "gereksiz tüketicilerden "kurtulmak için salgın hastalıklar çıkarılmalıydı. AIDS hastalığı gereksiz tüketicilerden kurtulmak için özellikle çıkarılmıştır. Elit zümre ortaçağda görülen veba salgını gibi hastalıklardan korunmak için özel önlemler alır. Savaştaki silahlı kuvvetler için de durum aynıdır. Bu kuvvetler içinde garibanların bulunduğu piyade sınıfı en fazla zaiyat verir. Elitler ise piyade sınıfı olmazlar. Bunun en güzel örnekleri Başkan G.W.Bush ve Başkan Yardımcısı Richard Cheney' dir.
Sayfa 112 - Destek yayınlarıKitabı okudu
Çanakkale Muharebelerine Dair Yalanlar Ve Gerçekler
Türkiye’de 2003 yılından bu yana, 18 Mart, “şehitler günü” olarak anılıyor. Bu yüzden Mart ayı geldiği zaman Milli Eğitim başta olmak üzere burjuva ideolojisini üfüren tüm borazanlar benzer hamaset seslerini yüksek perdeden çıkarmaya başlıyorlar. “Şehitler” üzerinden ahlâksızca pompalanan kahramanlık edebiyatı ile emekçileri kapitalistlerin
Reklam
Veysel Atayman Ağustos 2004, İstanbul
Tolstoy’un bizzat katıldığı Kırım Savaşı, Osmanlı Devleti, İngiltere, Fransa ve Sardinya-Piemonte ittifakının, dönemin Çarlık Rusyası’na karşı yürüttüğü bir savaştı. Büyük devletlerin çıkar çatışmalarının sonucu olan Kırım Savaşı’nın görünürdeki nedeni ya da bahanesi, Rusya’nın, Osmanlı tebaası arasında yer alan Ortodoks cemaatini kendi
Aziz durdu ve bakışlarını gökyüzüne kaldırdı:
"Binlerce Galaksinin yalnız bir tanesinde, bize bir gözbebeğinin ortasındaki pırıltı kadar küçük görünen bu yıldızlardan otuz milyar kadarı sayılabilmiştir, dedi, milyonlarca ışık yılı içinde yüz milyarlarca yıldız daha var ve bunlardan çoğu yüz binlerce arz küresini içine sığdırabilecek kadar büyüktür, Milyon kere milyon defa arzı içine alabilecek dev yıldızlara bile rastlıyoruz. Bu sonsuzluğun daha birinci merhalesinde idrakimizin soluğu kesiliyor. Kavrayamıyoruz. Dehşete düşen Pascal'ı daima hatırlıyoruz, Mıymıntı zekâmızın rahatını kaçırmamak için, başımızı en kolay izahın yastığına koyuyor ve insanın hayalini çatlatan bu genişlik ve büyüklük ölçüsü içinde, sayısız dünyalardan her birini kendi yüceliğine nispetle bir atom kadar küçülten ulu kâinatın bir kıyıcığında, hayatın yalnız bizim dünyacığımızda ve şuurun yalnız bizim kafacığımızda bir tesadüf eseri olarak bulunduğunu sanıyoruz; manayı kendimizde hapsediyor ve bütün bu sonsuzluğun ve yüceliğin mânâsız bir doluluğu kapladığına ve tekrarladığına hükmedip çıkıyoruz. Sanki bu enginliği dolduran bütün dünyalar bizim içimizle hiç bir münasebet kabul etmeyen dışarılık ve ablak bir objeler âlemidir. Sanki insan ve kâinat, iki zıt mahiyet içinde birbirini iki yabancı gibi seyrediyor. İkisinin de birbirine aynı mânâ nizamı içinde bağlı olduğunu bir bedbaht şimşeği içinde idrak ettiğimiz halde inkâr ediyoruz. Münasebetlerden başka hakikat tanımayan ve mahiyetlerin önünden kaçan maddeci ilim ve felsefe, ana dâva önünde, insan zekâsını bu kadar sefil bir intihara sürüklemiştir. "
Sayfa 303 - Ötüken Neşriyat
Toplumun en büyük haksızlığa uğramış tarihî şahsiyetlerinden biri, II. Abdülhamid’dir. Kendisinden önceki devirlerin ağır yükünü omuzlarında taşıyan, en güvenebileceği adamların ihanetine uğrayan ve dağılmak üzere olan içi dışı düşman dolu bir imparatorluğu 33 yıl sırf zekâ ve hamiyeti ile ayakta tutan bu büyük padişahı katil, kanlı, müstebit,
Rüstem Hamzatbekov
Rüstem’i yine kocaman kristal avizeler altında, tanımadığı insanlarla beraber ortalarda bir masaya oturttular. Yemek, içki, müzik olanca hızıyla sürdü gitti. Oğlunun masasında, ailesi ve tanımadığı, hatta yabancı olduğunu tahmin ettiği bazı insanlar oturuyordu. Salonun iki ayrı köşesinde iki ayrı sahne vardı. Bunlardan birine
Sayfa 233 - İmparatorun babasına dair -Oyun & Hediye-Kitabı okudu
Reklam
Birinci Dünya Savaşı sonunda batmış olan Osmanlı İmparatorluğu'ndan geri kalan çıplak 10 milyon Anadolu insanını örgütlediği için, onları ruh ve güç birliğine kavuşturabilen Milli Mücadelecilerin başında olduğu için, 10 milyon aç insanın desteklediği yırtık postallı askerlerle 'Büyük Devletlerin' desteklediği ordulara karşı zafer kazandığı için, Atatürk'tü O...
Sayfa 140Kitabı okudu
“Bunları hatırlatmaktan maksadım, eğer harbe girilmeseydi Küçük Asya'da imparatorluğun bir yaşama şekli bulabileceğini göstermek içindir. Böylece şimdi dünya petrol kaynaklarının pek önemli kısmını bağrında tutan bu zengin bölgeler devletimizin sınırları içinde bulunacaktı. Harp sürdükçe büyük devletler zayıflayacakları için kapitülâsyonlardan ve her türlü yabancı baskı ve kontrol şartlarından kurtulacaktık. Birinci Dünya Harbi sırasında iki milyon kurban verdikten sonra dahi Kuvay-ı Milliye ile başa çıkamıyan Batılı devletler, bütün ordusu ayakta duran imparatorluğa karşı elbette herhangi bir harekette bulunamıyacaklardı. Biz Birinci Dünya Harbine hırs değil, cahillik yüzünden girmişizdir. Almanlara satılmamışızdır. İttihatçılar vatan satıcısı değil idiler. Liderlerinin hepsi parasız ve yardımsız, düşman kurşunları altında can vermişlerdir. Fakat bir umumî dünya görüşünden, realiteleri elde tutarak ve karşılaştırarak uzun vadeli hesaplar yapmak ve hükümler çıkarmak gücünden, yetkisinden yoksun idiler.” İsmet İnönü
Sayfa 156 - PozitifKitabı okudu
Benzetme yaparken dahi "ekmek, su gibi gidiyor / ekmek, su gibi ihtiyaç var" dediğimiz o su bize nasıl geliyor? Evde, iş yerinde, okulda şuursuzca mucizevi şaheserlerin yanından geçerken hiç dünyamızın ve bedenimizin yarısından fazlasını oluşturan maddenin mahiyetini ve gönderini düşündük mü ? Yağmur, hayatımızın devamı için vazgeçilmez
Üniversite okumuş, bilimadamı ve edebiyatçı olmuş, başkentte yetişmiş, daha ne istersiniz? Böyle biri adam olmazsa; hiç okulu, kütüphanesi olmayan ve hayatın daha güzel, daha mutluluk dolu, daha düzenli olması için neler yapılması gerektiğine dair hiç söz edilmeyen bir yerde yetişen sıradan halktan ne beklenebilir ki? Milyonlarca halk
Reklam
Kays El Ecer
kafamın içindeki milyonca senaryodan sadece bir tanesiyim ben ben kendim benden hariç ne varsa yollarımız hep kesişiyor üzerimden milyonca senaryonun hepsinden ve ben defasında öğrenmekten yalnız kalıyorum kiraz ağacımın dalı kırılıyor nedense hep aynı yerinden fısıldadığım için sırrımı rüzgara rüzgar öcünü alıyor beden başkalarına anlatamadığı için kelimelerlen tutunamıyorum avuçlarım acıyor kırmızı bir bayrak gibi kutsallaşıyoruz annemin kokusunu hissediyorum hayallerimde bize doğru geliyor sen hemen bir yerlere saklanıyorsun ben aynı senaryoyu tekrardan yazıyorum aynı harflerin üzerine sil baştan unutuyoruz bütün repliklerimizi yeniden ezberlemek üzere milyon birinci sahnemizi kays-el-ecer.blogspot.com.tr
Deniz Gezmiş
DENİZ'İN MAHKEMEDEKİ İFADESİNDEN "Bu iddianamede 3 suç unsuru ileri sürülüyor: 1. Varlığımızı Türkiye'nin bağımsızlığına armağan etmiş olmak. 2. Kanuni ve legal bir örgütün üyesi olmak. 3. Marksist-Leninist düzen kurmak istemek. Ayrıca iddianamede Türkiye halkının birtakım etnik gruplardan teşekkül ettiği iddialarını bizim ortaya
Aman Efendim! Aman Galiba Ahir Zaman!...
Aman efendim, aman! Galiba Âhir Zaman! Manzarası yurdumun, Tufan gününden yaman! Göz görmez aydınlıkta; Asümanedek duman. Yer dumanmış ne çıkar, Duman dolu âsüman.
1.447 öğeden 1.426 ile 1.440 arasındakiler gösteriliyor.