Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mine Oral

Bilmeyenler arasında bilen olmak en büyük lanetti. Dinlemeyenlerin arasında duyan olmak ise felaketti.
Reklam
Ancak dikkatten kaçabildiğin kadar ıssızdın ve istediğin zaman ıssız olabildiğin kadar da özgür. Issızlıktı insanı kendine getiren.
Başın sıkıştığında yanında olanlar gerçek dostlarındır.
Sayfa 43 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yaşam dediğimiz bu acayip, bu karmakarışık işte, öyle garip anlar olur ki, insan şu koca evreni büyük bir şaka olarak görür. Bu şakayı pek anlamasa bile, kendisiyle alay edildiği kuşkusuna düşer. Gene de yürekli kalır, tartışmayı doğru bulmaz.
Sayfa 293 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
İnsan bir işin bozuk bir yanını sezinlemiş ama bu işe de bir kez girmişse, farkına varmadan kuşkularını kendisinden bile saklamaya çalışır.
Sayfa 149 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bu dünyada, parayı veren kötü kişiler, dilediği yere gider, pasaportsuz gider hem de. İyiler ise, parası olmadı mı, her sınırda durdurulur.
Sayfa 91 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Çünkü tutku istisnai bir duygudur, kıskançlık ise dünyadaki en istisnai tutkudur.
Sayfa 89 - Hasan Ali Yücel KlasikleriKitabı okudu
Böyledir, mutsuzken başkalarının mutsuzluğunu da daha çok hissederiz; bu seyrelmeyen, tersine, yoğunlaşan bir duygudur...
Aynı yolda yürümekten başka çaresi olmayan tuhaf birer yaratıktı insanlar; tekrarın tekrarlananın örtüsü olduğunu anlayamadan, aynı el sallayışların, aynı gülüşlerin, aynı yürüyüşlerin ya da aynı oturuşların içinden geçe geçe damaklarına bulaşan uzak bir serüven tadıyla dönüp dolaşıp aynı noktada yaşıyorlardı.
Sayfa 174Kitabı okudu
Ardından da, bunca yıldan beri hep akıllı davranmanın yorgunluğu çökmüştü omuzlarına; ölçülü olmanın, başarmaya çalışmanın ve içinde köpüren binlerce arzuyu bütün bunların gerisine atmanın yıllanmış bıkkınlığı gelip yüz çizgilerine oturmuştu.
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
Savaşın doğurduğu yorgunluk Onu harap etmişti. Nefretle yoğrulmuş bütün o anlaşılmaz dünyaya sırtını çevirmek istiyordu.
Mezarları otlar nasıl bürürse, zaman da öylece acıyı sarar. Rüzgar gidenlerin izlerini nasıl silerse, zaman da öylece, sevdiklerinin dönmesini boş yere beklemiş olanlarla, hep boş yere bekleyecek olanların müthiş acılarını ve anılarını alır götürür. Çünkü insan ömrü kısadır ve çimleri çiğnemek için dünyada hiç kimseye uzun bir zaman bağışlanmamıştır.
...insanlar arkadaşlarıyla olan ilişkileri sırasında , dış görünüşlerinin altında bazen hiç ortaya çıkarmadıkları başka bir yüz saklardı. Dış yüzdeki bu peçe ortadan kaldırılırsa , her insanın gerçek , çırılçıplak yüzünün dosdoğru ortaya çıkacağına inanıyordu.
Bizleri, insanoğlunu birbirimize karşı çıkardılar; kurt sürülerinden beter. Ne yana baksan nefret. Bazen kendi kendime, acaba bir insanı ısırsam kudurur mu, diye sorduğum oluyor.
Sayfa 319Kitabı okudu
Geri162
944 öğeden 931 ile 944 arasındakiler gösteriliyor.