Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
Tuana
Tuana
@missweasleybooks
Bookstagram - missweasleybooks
11 okur puanı
Haziran 2017 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Ilkim... kendini hayatdan soyutlamış kitapları ve dersleri ile mutlu bi kız aynı zamanda bir sonraki dönem için Stanford da yüksek lisans a hazırlıyor anlayacağınız kafayı dersler le bozmuş. Martin Turner Amerikanın önde gelen mafya adamlarından hani kitaplarda olur ya tehlikeli, aşık OLMAYAN tiplerden kendileri iki uyumsuz insan ın bi şekilde yolları bir gece kulübünde kesişiyor ve o zaman başlayan aslı astarı olmayan dedikodularla tak kendilerini nikah masasında buluyorlar. Zamanla birbirinden nefret eden bu iki genç Ilkim in geçirdiği evrim le beraber nefret le başlayan aşkları mutlu bir sonla bitiyor[ki bence bu da kitabı cok mantıksız ve klişe kılan bi olay dı].
"En karanlık zihinler aslında en parlaklarıdır." yorumuma sanırım burdan başlayacağım çünkü olayları nasıl toparlayacağımı bilmiyorum neyse kitabı bizim için özetleyen cümle sanırım bu. Bunun nedeni ise bahsi geçen zihinlerimiz yani çocuklarımızın özel yetenekleri var ve "SOZDE" bu çocukları bi kampa alıp tedavi ediyorlar peki aslen öyle mi? Tabiki hayır! Işin aslında değinirsek çocuklarımız bu kamplara alınıyor ve burda yeteneklerine göre renklere ayrılıyor daha sonra Ruby'nin yolu Liam , Chubs ve Zu 3lüsü ile kesişiyor daha sonra ise Clancy'le. Açıkçası ben kendi adıma Ruby'nin Clancy'e bir şans vermeyi düşündüğünü düşünemiyorum zaten kızımız yeterince iradesiz/kararsız birisi. Hayır 2 dk önce Clancy diye ölüp biterken sonra ani bi kararla U dönüşü yapıp Liam diye ölüp bitmesine bir mânâ veremedim.
Kitapta nefret ettiğim, delicesine öldürmek istediğim 3 karakter vardı öncelikle Ivy'nin ailesinden nefret ettim kusura bakmayın bu kelimeyi kullandığım için ama kendilerini bi b*k sanıyorlardı ve hiçbir halta yaramıyorlardı. Daha sonra ise Başkanın eşinden nefret ettim o da kendini çok önemli olarak görsede bi işe yaramıyordu. Kitap ne zaman bu 3 karakterin olduğu bi bölüme gelse tepkim aynen şu idi "Siz kimsiniz yalak keneler." Neyse nefret ettiklerimden bahsettim şimdide biraz olay işleyişine girelim.
Kitapta içinde bulunduğumuz şehir 2 bölümden oluşuyor. Westfulllar ve Latimerlar olmak üzere. Her yıl olduğu gibi gene bi kura şekilde şehrin Westfull tarafından bi kız Latimerler tarafından bi erkekle evlenmek mecburiyetinde. Bizim başkanın oğluda evlenme çağına gelmiş hatta geçmiş bi durumda. Normalde 2 yıl önce evlenmesi gereken Bishop bir şekilde iki yıl sonra Ivy ile yolları kesişiyor ve evleniyorlar. Şehir Latimerların elinde olsada şehri eline gecirmek isteyen diğer bi tarafta Westfulllar ve bu planları da Bishop'tan geçiyor.
Okur Takip Önerileri
Baran... Çapkın prens. Tolga'nın kardeşi , Öykü'nün değişiminin mimari. Seçil... Ateşli prenses. Tolga'nın kadim dostu ,Öykü'ye zamanında en çok çektiren. Bu iki birbirinden aksi, değişik insanın yolu bi şekilde kesişiyor ve yaşadıkları ağızları bir karış açtırcak şekilde.
Tolga ve Öykü mutlu bir yuva kurarken Seçil özünü bulmuş, sakin bi hayat sürerken Baran'ın aniden yaptığı bi motor kazası ile Seçil ve Baran'ın yolları bir aylığına kesişir. Baran'nın asıl kimliğinden haberi olmayan Seçil aşkı haberi olmadan dibinde yani Baran'da arar. Tabi olaylardan haberi olan Baran'da boş durmaz ve elini durmadan olaylara sokar. Kısa bi yorum oldu farkındayım ve bundan dolayı özür dilerim.
Güneş... hayatı evde oturup aşk filimleri izleyip ekler yemekle geçiren üniversite 4. sınıf öğrencisi. Üniversite 4e geçtiği gibi daha da asosyalleşip dışarı bile çıkmaya başlamamıştı taki ev arkadaşı Inci 《kesinlikle favori karakterlerimden》 ile yapmış olduğu anlaşmaya kadar anlaşma genel olarak 6 Nisandan , 24 Ağustosa kadar ona buluşma teklifi eden tüm beylerle buluşmak idi. Birazcıkte Güneşin taliplerine değinelim. Çoğu kişi gibi benim favorimde bay-× ti , tabi sevdiğim kişiler kadar nefret ettiğim/sevmediğim kişilerde var bu durumda da- bikini ve biscolata kapışır çünkü 2sinden de nefret ettim. Tabi kitabı bu kadar övdüm ama beğenmediğim/hoşlanmadığım yerlerde oldu. Yazar Güneş'i sonda birleştireceği kişiyi geçtiği her durumda harika bir karakter olarak gösteriyor yani siz sona gelmeden evet Güneş bunla sevgili olacak diyorsunuz. Eğer tavsiye ediyor musunuz diye sorarsanız (sormadılar) , kafanız doluysa alın okuyun derim ben.
!Spoiler! Kitap diğer kitaplardan bağımsız bi şekilde Ay'da geçiyordu. Karakterlerimiz herseyi ayarlayıp bi isyan için Ay'a ulaştılar. Burda ise en büyük destekcileri Maha Kelsey'di ki benim Winter'da favori karakterimdi. Ayılar çok ilgi çekici varlıklar. Kitapta bir bölümde kıyafetlerinden bahsediliyordu ki sanırım en eğlenerek okuduğum yerdi. Cress ve Thorne'dan sonra favori çiftim Jacin ve Winter'dı. Jacin o kadar tatlı o kadar güzel seviyorduki. Hem sevip hemde gerçeklerle yüz yüze olmasi bi kere beni bitiriyordu. Onun yanında Winter'ın saflığı , bu kadar ölesiye sevmesi onun yanında insanlığı kesinlikle beni kitaba çeken şeylerdendi. Son. Ve sonsuza dek mutlu yaşadılar.
Kitabı okuyan çoğu kişi Levana'ya bi sempati duyuyor ama ben kitap bittiğinde tepkim aynen şu idi "Bu muydu". Tamam Levana çok çekmiş çok yaşamış Chanry'nin gölgesinde kalmış ama ben böyle olmasına en azından kötü yolu seçmesine bi mânâ veremedim yani bunları yapmasını mantıklı bulamadım. Kitaba başladığımda Levana'nın gözü hırstan dönmüş bi kaçık olacağını tahmin ediyordum ama bu kadarda kaçık olacağını düşünmemiştim. Tabi Levana'dan ne bekliyorsam >_<. Levana bittikten sonra Winter'ın arka kapağını daha iyi anladım. Levana kafamdaki çoğu sorunun yanıtı oldu. Levana bittiğinde Meyer ve kalemine bir kez daha taktir ettim. Karakterlerinin bu kadar devamlı,sürekli olmasi beni seriye daha çok bağladı , sevmemi sağladı.
Bir gün ansızın evinizde bulduğunuz bir ayakkabı kutusundaki kasetler ne kadar gizemli olabilir? Hannah Baker bulunduğu lisede "güzel, sessiz ve sakin" bir hayat geçirirken ansızın intihar etmesi ve intiharının sebebi ile sırra kadem basar. Ta ki ortaya çıkan 13 kasete kadar. Bu 13 kaset Hannahın ölümüne daha doğrusu intiharına sebeb olan her bir kişiye ithafen doldurulmuştur. Kasetler arasında Hannah Baker'a delilercesine aşık olan ölümü ile sarsılan Caly Jensen'da vardır.
"Nedense rüyaların sensiz tadı yok," dedi. Sonra öne eğilip dudaklarımı ürkekçe öptü.
Liv Silber. Hayatı annesinin yanında ordan buraya sürüklenerek geçmiş bi kız. Son durakları Ingiltere. Bu sefer diğer seferlere göre daha bi kalıcılar burda çünkü annesi tanıştığı biri ile evlilik planları yapıyorlar. Hali ile Livlerde yeni bi eve taşınıyorlar daha doğrusu Ernestlerin evlerine.
Liv rüyalar görmeye başlar ve gördüğü rüyalarda ise gerçek hayatında tanıdığı 4 genci görür görmesi yeterince normal bişeymiş gibi rüyalarda geçen konuşmalarıda kelimesi kelimesine hatırlıyor... yaşadıkları ile beraber.
Liv çocukluktan beri gördüğü rüyları bir defterde toplar. Kendi kendine yaptığı deneylerle aynı zamanda giydiği kıyafetlerle rüyaların gizemini çözmeye @@ °
Yaşamayı ölmeye aşık bi çocuktan öğrenen kızın hikayesi.
Violet Markey. Okulun sevilen, tanınan ve saygı duyulan yaşam dolu bi kız. Yakın zamanda canından çok sevdiği ilk dostu olan ablası Eleanor'u kaybetmişti. Bunun acısı ve girdiği depresif hâlle intiharı bile göze almıştı.
Theodore Finch. Ölmeye aşık bi çocuk. Okulun ucubesi, eziklenen tipi. Yakın zamanda girişiminde bulunduğu ama başarısız olan intihar denemesinden yeni çıkmıştı.
Bu iki birbirinden aykırı farklı tipinin yolu ilk defa Çan kulesinde kesişiyor. Rolleri değişmiş bi şekilde.
Gerçiğinden aykırı bi şekilde etrafa lanse edilen bu olay ve bunun sonucunda doğan dedikodular aynı zamanda eş oldukları bi ödevle yolları sürekli kesişen ikili hayatlarında yeni bir sayfa açarlar yaşamayı birbirlerinden öğrenirler. En saf, en yalın hali ile.
"Peki ya üçüncü dileğim?
Bir daha asla Bell ikizlerini görmek istemiyorum. Hiçbir zaman." Bell ikizleri yani Calliope ve Cricket. Lola'nın hayatında büyük yaralar bırakarak çıkmışlardı. Lola kostümlere inanan hergün farklı bir kılıkta hergün farklı bir Lola olarak çıkıyor insanların karşısına. Belki de en büyük tepkiyi bu yüzden topluyor kim bilir¿? Cricket'ın hayatından çıkmasından sonra Lola kendine yeni bir yaşam tarzı benimsemişti. Iyi bi erkek arkadaş, sadık bi dost ve ona kalpten inanan bir aile. Mutlu idi. Ta ki Cricket tekrar gelip hayatının odak merkezine yerleşene kadar. Onun geri dönüşü, Lola'nın girdiği çıkmaz.
