Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

S. Şahin Çetin

S. Şahin Çetin
@mizikcicocuk
Tiyatro
Ankara
16 okur puanı
Nisan 2021 tarihinde katıldı
Şu anda. aynı mekanda yanyana , birl ikte değiliz . B u hüzün verici bir durum ama, asla bir ayrıl ık değil . Çünkü biz hepimiz tarih önünde 􀣥ep aynı yerde duruyornz; bu barışın . demokrasinin ve özgürlüğün alanıdır . B iz . l utfedilecek bir demokrasiyi değil , bedel ini öded iğimiz bir özgürlüğü sahiplenmek ıstıyoru z . Cezaevinde olsak d a özgürüz, çünkü özgürlük bize yakışıyor . Biz bu toprakl ar üstünde yüzyıl lardır bize yakışanı yaptık .Herkes için özgürlük bizim eserimiz olacakt11. Barış demokrasi ve özgürlük davasına omuz veren herkese selam olsun ... Celal Başlangıç Radikal Gazetesi
Reklam
Ben, okul yolunda gözden kaybolana dek pencerede dururdu. Bazen gerçekten kaybolduğumu düşünürdüm. Okulda sanki herkes kaybolurdu. Sıralara oturmuş çocuklar, kokulu silgilerle çocukluklarını silerlerdi. Ben de silerdim ama çoğu zaman kendimi yok etmeyi başaramazdım. Ne kadar silersem sileyim, annemin, halalarımın, anneannemin yüzleri belleğimde hemen yeniden canlanırdı.
Orada yaşadığım günleri anımsadıkça, siyah beyaz bir fotoğrafta gülümseyen insan yüzleriyle karşılaşırım. Tekdüze bir mutluluğu, sonsuza dek sürecek bir rahatlığı anlatır: bu fotoğraf. Yaz akşamları kapının önünde otururken görürüm kendimi. Chevrolet’m her zamanki yerindedir; lastikleri sıcaktan asfalta kaynayıp yayılmış... Remzi Bey kovadaki suyu kaldırıma boşaltır, Yakup ikinci alışverişini bitirip ter içinde çıkagelir, Maraton haracını alıp uzaklaşır; olması gereken her şey olur...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Akşamüstü... Hayata dönüş operasyonundan bir gün önce... Sanatçıların ölüm orucundaki direnişçilerle görüşme istekleri kabul edildi. Sanatçılar, yetkili ağızlardan söz aldılar. Sabah, erken saatlerde koğuşlara..
Çöpe doğru ilk adımı atarsın --- Sararmış mendillerin, dolaşmış ipliklerin, kabarmış umutların, boşlukta sallanmaların, hareketsiz sarkaçların, paslı muslukların, yıkılmış hayallerin, patlamış balonların, okunmamış sayfaların, etleri sıyrılmış tavuk bacaklarının, yarısı içine gömülmüş plastik toplann, yırtılmış fotoğrafların, çürümüş patateslerin, esnemiş don lastiklerinin, etkisini kaybetmiş fikirlerin, karşılıksız çeklerin, fitili bitmiş mum parçalarının, kararmış çatalların, terk edilmiş aşkların, dizginsiz günahların ----
Reklam
"Uzandı çöp kutusunun dibinde. Daldırdı kolunu; daldırdı geçmişine." Ancak kitaplarda birikebilecek düşünceleri, ancak yaprak aralarına sığabilecek düşleri, böyle fütursuzca atmamalılar çöp tenekesine'. Geçmiş sevdaları hatırlatacak eşyayı, geçmiş küskünlükleri çağrıştıracak bir hatırayı çöpten çıkarmak, daha kolay değildir hafızadan silmeyc göre. Seçici ve inatçıdır hafıza; siz ne kadar silmeye çalışsanız da ilk fırsatını bulduğunda akıl koridorlarınızda dolanmaya başlar hatıra . Bir çöp karıştıran öğüdüdür bu: Çöpten seçip inatla çıkardığınızda o eski eşyayı, sakın ha kırıp dökmeyin üstüne sinmiş o hatırayı...
"Bu toprağın değişmesi için verilen kavgaya ben de katılmak istiyorum."
Sayfa 177Kitabı okudu
"Devrim için ne yapıyorsun?" Bu soruya Armağan "Şiir yazıyorum," diye karşılık veremiyordu. "Okuyorum, anlamaya çalışıyorum, kendimi değiştirmeye çalışıyorum." Bunları söylemek geliyordu içinden. Ama Tahir'le Sevim çevrenin, insanlığın değiştirilmesi eylemine katkıda bulunroadıkça insanın kendini de değiştiremeyeceğini düşünüyorlardı. Kitlelere ulaşmayan sanat ürünlerinin de artık önem taşımadığını söylüyorlardı. Armağan ise şu soruyu soruyordu: "Kitlelere ulaşamıyor diye sanatı terk etmemiz mi gerekiyor?"
ve ben ağabeyimden daha iyimser ve sıcakkanlıydım. Fakat ben, ağabeyimin benim gelişip pozitif olmama yol açan filmin negatifi olduğunu düşünmek istiyordum
Bunu zaten hiç anlamamışımdır, Japonya yeterince küçük değil midir ki bir de bunu iyice küçültmeye çalışırız. Yabancı dilim olmadığı halde, dünyanın neresine gidersem gideyim, hiçbir zaman kendimi yabancı bir yerde hissetmemişimdir. Dünya benim evimdir, ben dünyalıyım. Sanının herkes böyle düşünebilse, uluslararası kavgalara hiç gerek kalmayacak ve belki de bu çağdışı geçimsizlikler bir son bulacaktır.
Reklam
Sanatçı ele almadıkça, toplumsal bir varlık olan insanı gerçek boyutlarıyla tanıyamayız .... Kendini anlatma isteği, başka varlıkların var olmasıyla açıklanabilir. Bu gereksinimi, yani kendini başkalarına anlatma isteği duyan insan ,kuşkusuz yeryüzünün ilk sanatçısıdır.
Bir Dosta Körlere ve çalgıcılara bak, ne güzel çalar, ne güzel söylerler, acılarını unutturmak için insanlara. Ama yetmez çaldıkları, söyledikleri kendi acılarını dindirmeye B. des Periers
Hey San'a , koca San'a. Evleri nakışlı, pencereleri elvan elvan renkli camlarla süslü San'a. Kadınların şalvar, erkekleri eteklik giyen San'a. Yüz binlerce milyonlarca Anadolu evladına mezar olmuş Yemen'in başkenti San'a! Söyle ne yaptın teyzemi, ne yaptın?
Sayfa 100Kitabı okudu
Okur bakarsınız; içinizden ne gelirse ona göre bir talih biçersiniz buna ... Eğlenip gülmek, düşünüp kalmak, meraklarınıza merak eklemek ya da yırtıp atmak veya sizden başkalarının da ağız tatlarına sunmak tamamen size ait ...
Bahara kadar orada kalırım, dedi. Baharla anam gelir, dedem gelir beni almaya. Onlara söylerim. Gene Nemrut'taki yerimize konarız. Otlar adam boyu olur o zaman. Dağlar donanır. Gelin olur. İşte ben o zaman tepeleri aşarak, dağlardan, çiçeklerin, otların arasından çıkar gelirim buraya. Koşarak. Nemrut'tan buraya. Hiç dinlenmeden. Günboyu koşarak