Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Moğol İmparatorluğu
M.S. 1206 - 1294 Göreli olarak oldukça kısa sürse de Moğol İmparatorluğu bu küçük zaman dilimine büyük işler sığdırdı. Kuruluşu gerçekten sıra dışıydı. Belirli bir toprak parçası üzerinde değil, sabit toprağı olmayan göçebe bir halk tarafından kuruldu. Buna rağmen, dünyanın o güne dek gördüğü en geniş topraklara sahip imparatorluk oldu. Uçsuz bucaksız sınırları günümüz Moğolistan'ının ve Çin'inin tamamını kapsıyor, en doğudaki Japon Denizi'nden Rusya ve Doğu Avrupa'ya kadar uzanıyordu.
Sayfa 86 - DB Dergi
İran’da kronolojik Türk hakimiyeti:
İran’da Türk hakimiyeti ilk olarak Gazneliler’le başladı. 1040’taki Dandanakan Muharebesi’nden sonra Büyük Selçuklular kısa sürede İran’ın büyük bir bölümünü ele geçirdiler. Büyük Selçuklular’dan sonra İran’da Türk kökenli atabeylikler ve Harezmşahlar hüküm sürdüler. Daha sonra XIII. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren Moğol hakimiyeti başladı ve İlhanlı Devleti XIV. yüzyılın ortalarında sona erdi. İlhanlılar’ın ardından 100 yıl kadar devam eden Celayirli Devleti’nin yerini Muş bölgesinde yaşarlarken İran’a hakim olan Karakoyunlular aldı. Büyük bir imparatorluk kuran Timur, XIV. yüzyılın sonlarında İran’ı da ele geçirdi. Timurlu hakimiyeti XV. yüzyılın ortalarında Karakoyunlular tarafından sona erdirildi. Karakoyunluların İran’daki hakimiyetlerine de 1467’de Diyarbakır bölgesinde yaşayan Akkoyunlu Türkmenleri son verdi. Akkoyunlu Devleti de yine Anadolu’dan giden Türkmen aşiretleri tarafından sona erdirildi. 1501’de İran’da Safevi Devleti kuruldu. Safevi Devleti, 1736’da sona erdi ve İran’da başka bir Türk boyunun, Avşarlar’ın hakimiyeti başladı. Nadir Şah’ın ölümünden sonra Avşarların yerini, Lur asıllı Zend Hanedanı aldı. XVIII. yüzyılın sonlarında İran’a yine bir Türk boyu olan Kaçarlar hakim oldu. 1921’de İran’da bir darbe ile yönetimi ele geçiren Rıza Şah Pehlevi’nin kendisini 1925’te şah ilân etmesiyle İran’da Türk hakimiyeti sona erdi.
Reklam
hem nefret ediyorum hem seviyorum Timur’u :D
Timur büyük bir imparatorluk kurarak, Anadolu’dan Çin’e kadar olan sahada kendisinden yaklaşık iki asır önce esen Moğol fırtınasının bir benzerini tekrarlamış, dünya harp tarihinin en büyük komutanlarından biridir.
"Amasya, milli bir ayaklanmanın beşiği olmaya elverişli bir yerdi. Uzun ve seçkin tarihi boyunca hep özgürlük ruhuna bağlı kalmıştı. Moğol istilasından kurtularak bir süre Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti olmuştu. İstanbul'un alınmasından sonra da veliaht şehzadenin Amasya'da eğitim görmesi ve şehirde valilik yapması gelenek haline gelmişti."
Sayfa 209 - Altın KitaplarKitabı okudu
Hunlar (Türkler)
Hunların Türk olduğu çok açıktır. Bunu Gök Türkleri anlatan Çin kaynaklarının verdiği bilgilerle doğrudan açıklayabiliriz. Hunlarla ilgili bu tartışmalı konuda bugünkü iddia şudur: "Hunlar Moğol'dur." Ancak onlar Moğol değildir. Zaten Hunlar zamanında Moğolların ataları hakkında net bilgi elimizde yoktur. Bozkırların ilk imparatorluğu olan Hunların atalarını 259'lara 270'lere götürmemiz mümkündür. Bu dönemin kaynakları, kaplumbağa kabukları, kemikler, bambu veya ipek üzerine yazılarda vardır. Ama bunun dışında çok kesin bilgi yoktur. 1500 yılı geçen süreden sonra Hun tarihini MÖ 315'ten itibaren açık bir şekilde öğrenebiliriz. Bulunan kayıtlardan, çizilen insan tiplerinden Hunların Türk oldukları da anlaşılmıştır. Zaten daha sonraki kaynaklar Gök Türkleri, Uygurları, Kangıları ve diğer Türk boylarını anlatırken Hunlara atıf yapmaktadır. Onların Türk olduğunu açıkça yazmaktadır.
Moğol istilası ardından yaşanan siyasal gelişmeler Selçuklular ve Türkmenler arasındaki dengeyi sarsmıştır. Selçuklu yönetiminin zayıflamasından faydalanan Türkmenler artık tamamen bağımsız hareket etmeye başlamışlardı. Bölgedeki Bizans halkının kendilerine yüklenen ağır vergilerden bıkması ve kendilerini yalnız hissetmeleri Türkmenlerle sıkı ilişkiler kurmalarına neden olmuştu. Bu şartlar altında kurulan ve yavaş yavaş tüm Batı Anadolu'yu saran Batı Anadolu Beylikleri Bizans'ın sonunu da hızlandırmışlardır. Zaman zaman Bulgarlarla ya da Altın Orda Hanlarıyla evlilik bağıyla sıkı ilişkiler kurmaya çalışan Bizans, Venedik, Cenova ya da Katalanlardan aldığı destekle de bir şey elde edememişti. Nitekim sonunda beylikler arasında sivrilip, bir cihan imparatorluğu kuracak olan Osmanlılar, 1453'de İstanbul'u fethederek ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlarla uğraşan ve gücünü iyice yitiren Bizans İmparatorluğunun tarihe karışmasını sağlamışlardır.
Reklam
Moğol İmparatorluğu ardında her tarafı çatlamış, ama tek bir dünya bırakmıştı… Timur'u yaratan ve onun da fethine soyunduğu dünya, işte bu dünyaydı.!
Moğol İmparatorluğu, teknolojileri hareket ettirmenin yanı sıra kendi sınırları içinde ve ötesinde coğrafi bilgi akışını da teşvik etti. Bunu birkaç şekilde yaptı: Her şeyden önce imparatorluğun büyüklüğü, iletişim sistemi ve saraylarının şöhreti, kıtanın dört bir yanından çok sayıda tüccar, misyoner, yetkili ve maceracıyı cezbetti ve bazıları dönüşlerinde yaptıkları seyahatlerin raporlarını hazırladı.
Kronik Yayınları
Moğol İmparatorluğu haklı olarak "şimdiye kadar devam eden süreçte kara imparatorlukları arasında en genişi"olarak tasvir edilmiştir.1261 dolaylarında birtakım kağanlıklara ayrılmasının eşiğinde bulunduğu sırada imparatorluk Kore'den Livonya,Lehistan ve Macaristan ile çevrelenen Hıristiyan Batı'ya ve Suriye'nin kuzeyine kadar uzanıyordu.
Kronik Yayınları
Timur'un ilk seferleri Moğol İmparatorluğu'nun mirasına olan ilgisini çok iyi yansıtmaktadır.1370-1372 yılları arasında, daha önce Çağatay hanlarına isyan etmiş olan Duğlatların emiri Kamareddin üzerine yürüdü.
Kronik Yayınları
774 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.