Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Birkaç yılda bir ara sıra biraz poker oynarım ama çok değil çünkü hiç şanslı değilimdir. hep kaybederim, bu yüzden pek eğlenceli değildir. Sürekli kaybetmeyi kim sever ki? Poker oynarken ben hep kaybederim işte.
Sayfa 197Kitabı okudu
Balığı elimden kaçırdım ama üzülmedim, çünkü hayatınızda herşeyi saklamaya yetecek yer olmadığını zamanla öğrendim. Yeriniz kalmaz.
Sayfa 137Kitabı okudu
Reklam
Çok kayıtsızım, tıpkı dua etmekten bıkkınlık geldiği için herkesin iki yüz yıl önce terk edip başka yerlere gittiği ve hepimizinki gibi mezarda biten farklı hayatlar kurduğu, otlar bürümüş bir manastırın mutfağındaki kör bıçak gibi.
Ama dünyayı değiştiremem ben. Buraya gelmeden değişmişti zaten.
Sayfa 189Kitabı okudu
George Washington 1796 yılında görevden ayrılırken yaptığı veda konuşmasında, yurttaşlarına Avrupa'nın dolambaçlı politikalarından uzak kalmalarını söylemişti. Söylediklerinde, ülkesinin bir gün dünya çapında oynayacağı rolle ilgili herhangi bir ima bulunmuyordu. ABD her ne kadar 1812'de İngiltere ile kısa bir savaşa giriştiyse de, Fransız İhtilali'nin ve Napolyon döneminin uluslararası ilişkilerinde fazla yer almadı. Yabancılar (İngiltere hariç) ABD'ye fazla ilgi göstermiyordu çünkü Amerikalılar onlarla ilgilenmiyordu. Eski Amerikan kolonilerinin yerleşimcileri 1800 yılında Ohio Vadisi'nin daha batısına gidemedikleri için, bu uzak duruş anlaşılabilir bir şeydir. Birleşik Devletler küçük bir nüfusa sahipti (o tarihlerde Londra nüfusunun altı katıydı) ve çoğu Eski Dünya'ya sırtını dönmüştü. Bu yeni ülkede yapacak yeterince işleri vardı. Başından itibaren, Amerikalıların bakışı derin bir şekilde sonraları "izolasyon" adı verilebilecek bir yaklaşımdaydı ve bu, başka hiçbir şey olmasa dahi, 19. yüzyılın ilk yarısı için Amerikan devlet adamlığının en önemli işi olan "Louisiana Mübayaası" tarafından teyit edilmişti. Amerika Birleşik Devletleri 1803 yılında 11.250.000 dolar karşılığında Fransa'dan cumhuriyetin o dönemdeki yüz ölçümünden daha büyük bir arazi aldı. Bu antlaşmayla yeni ulus, gelecekteki Louisiana, Arkansas lowa, Nebraska, Kuzey ve Güney Dakota ile Minnesota, Kansas, Oklahoma, Wyoming ve Montana'nın büyük kısımlarını ve bunların yanında Colorado'nun büyük bölümünü elde etti.
Sayfa 393 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
“Tələbələr arasında aparılan beş tədqiqat işi bu "ikinci ǝl" effektini təsdiq edir. Tədqiqatlardan biri Ohayodakı Mayami Universitetində aparılıb. Həmin tədqiqatın nəticələri göstərdi ki, sosiologiya ixtisası üzrə bakalavr təhsili alan tələbələrin səksən faizi ölüməyaxın təcrübəni öyrən- dikdən sonra digərlərinə qarşı daha mərhəmətli olub, semestrin sonunda və növbəti ildə onların şəxsi ləyaqət hissi daha da yüksəlib. Montana Universitetində aparılan başqa bir araşdırma nəticəsində müəyyən olunub ki, ölüməyaxın təcrübə haqqında kursu bitirdikdən sonra tibb fakültəsində təhsil alan tələbələrdə ölüm qorxusu azalıb, onlar ruhani dəyərlərə və həyatın mənasına daha artıq diqqət yetirməyə başlayıblar.”
Sayfa 296 - Teas PressKitabı okudu
Reklam
Kime mi güveniyorum? Kendime !
Dahası güven eksikliği, güven gerektiren eylemleri engeller. Güvensizlik bu gü­veni çok daha fazla talep eder çünkü her daim tetikte olmak, hem kendi eylemlerini hem de başkalarınkini sürekli gö­zetmek, başkalarının niyetlerinde sürekli kendi arzularıyla çatışmanın belirtilerini aramak vs. tüketicidir. Scarface filmindeki Tony Montana'nın tavrıyla yaşamak hiç de kolay değildir: "Kime mi güveniyorum? Kendime!"
Sayfa 87 - Redingot kitap I.Baskl. Şubat 2018. İstanbulKitabı okudu
"Şam, Antakya ve Halep'le çevrelenen bölgede, bir Sarazenler (Ortaçağ'da Avrupalıların Müslümanlara ver­dikleri ad.) soyu vardır ki onlara kendi dillerinde 'Heyssesini' ve Romalıların dilinde 'segnors du montana' denir. Bu ırkın insanları kanunsuz yaşarlar; Sarazenlerin kurallarına karşın domuz eti yerler, anne ve kız kardeşle­ri de dahil olmak üzere ayrım yapmadan bütün kadınlardan faydalanırlar.
Montana'nın Choteau kasabası yerlilerinden 75 yaşındaki Billy Miller, on yıldır her sabah 11.00'de şehre iner, atını hep aynı yere bağlar, bütün gününü arkadaşlarıyla geçirdikten sonra, güneş batarken evine dö­nermiş. Günün birinde adamcağız ölmüş, atı da çiftlik arazisinde serbest bırakılmış. Miller'in ölümünün ertesi günü saat 11.00'e doğru atın şehrin yolunu tuttuğu görülmüş. Saat tam 11.00'de her zaman bağlandığı yere gelen at, bütün gün orada beklemiş ve gün batarken de çiftliğe geri dönmüş. At, bu günlük programını ölünceye kadar tekrarlamış.Ah vefa.
169 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.