Şimdi artık biliyorum ki, bütün yaşantımız içinde ancak bir/kaç kişiye böyle bir hak tanırız. Onu şımartır, yüz verir, alttan alır ve hatta ona teslim bile oluruz. O da bunu zaten taa en başından bilmektedir. Eğer çok şanslı değilseniz, karşınızdaki şımarır, ipin ucunu kaçırır. Bin pişman olur, incinir, düşkırıklıklarıyla yaralanır ve acı çekersiniz sonunda. Bazen, çok ender de olsa şanslısınızdır ve bir mucize yaşarsınız. Çünkü, karşınıza dilinize akraba biri çıkmıştır. (tanrım mucizeleri ne çok seviyoruz böyle!) O sırada kaç yaşında olduğunuzun kesinlikle kihiç önemi yoktur. (hayır yoktur!) Ve ben şanslıydım!
Dağıtmaya çalıştığım tarafım, dipte bir yerlerde, sislerin arasına gizlenmiş bir
deniz feneri gibi uzak ve basur gibi sinsice, sessiz sedasız çakıp dönüyordu.
çünkü bilir misiniz en ağırıdır bu insani duyguların; insanın kendine acıması. Başka birine, bir hayvana bir çiçeğe acımak ne kolay ve ne rahatlatıcı bir duygudur. Bir nevi katharsis sağlar, bunun başına bu geldi, ben ona üzülüp acıyayım ki benim başıma gelmesin, demenin kir hâlidir, bir tezahürüdür başkasına acımak. Oysa ben bu duyguyu çoktan geçtim, artık bizzat kendim bir acıma nesnesiyim çevremdekilerin nazarında... Bir ibret vesikasıyım görmeler yürek ister.
Vücut dediğiniz şey, size bir tür hapishane gelmeye başlar. Hapishane de değil. Nasıl desem... Vücudun tamamı, ruhu çok saran dik yakalı kazağa dönüşür. Yırtmak için dayanılmaz bir istek duymaya başlarsınız. Siz bu hissi bilmezsiniz, ben bilirim.
Belki herkesin yalnızlığı aynı derecede şiddetlidir ve yalnızlıklar karşılaştırılamaz. Ama benim bildiğim bazı şeyler var, benim yalnızlığımı herkesinkinden daha çözümsüz ve karanlık yapan başka hiç kimsenin bilmediği şeyler. Ama bunları anlatmayacağım çünkü birine bunları anlatmaktan daha kötülük olamaz. Kafamın içindeki bu zehirle yaşamak ve onu herkesten gizli tutmak zorundayım. İşte bu beni herkesten daha yalnız kılıyor.
"O zamanlar ben, beni kimse görmediği zaman en çok kendim oluyorum diye düşünürdüm. Yeni keşfediyordum bu düşünceyi. Kimse sizi özlemiyorsa içinizdeki gizli ikinci kişi dışarı çıkıp dilediği şeyleri yapabilir. Yakınlarda bi babanız varsa ve sizi görüyorsa içinizdeki kişi içinize saklanır."
"Sanki o kadının şefkatli ve şakacı bakışları, sevgisi bana bu dünyanın ne kadar güzel bir yer olduğunu öğretecekti. Bir yandan bunu hissediyor, diğer yandan içimden geçenlerin hepsinin boş birer hayal olduğunu düşünüyordum."
"bazen de birlikte kitap okuyup sonra öpüşüp seviştiğimiz geliyordu gözümün önüne. gençliğinde bir ideal için birlikte heyecanla kitap okuduğu kızla daha sonra evlenmek, babama göre en büyük mutluluktu. bir başkasının mutluluğundan söz ederken babam bir keresinde anneme böyle demişti."