Cengiz Aytmatov, bu kitabında 7-8 yaşlarında yalnızca dedesiyle anlaşabilen bir çocukla farklı diyarlara, farklı hayallere götürüyor bizi. Kitapta destan,masal gibi unsurlar kullanılarak birçok mesaj verilmeye çalışılıyor. Çocuk kahramanımızın penceresinden hayata bakma fırsatını bizlere vermiş; insanların büyüdükçe acımasızlaştığını, benliğini,atalarını,özünü unuttuğunu çok güzel bir şekilde anlatmış. İnsandaki çocuk vicdanının insanın özü olduğunu, o öz olmadan kendini geliştiremeyeceğini, 'insan' olunmayacağını, doğa anayla kaynaşılamayacağını devamlı olarak hatırlatıyor yazarımız.
Kahramanımızın annesi,babası tarafından terk edilmiş olması bana ne kadar yakınımız olursa olsun bütün insanların bir yere kadar yanımızda olduğunu hatta bazılarının hiç yanımızda olmadığını hatırlattı:').
Kahramanımızın temiz yüreği hiçbir kötülüğü kabul etmiyor ve bu pek tabii okuyucuyu da dedesini de memnun ediyor. Bunca kötülüğe rağmen içindeki saf iyiliği kaybetmemek onun için büyük bir şeref kanımca. Her ne kadar kitabın sonunda kötülüğün iyiliğe galip geldiği görülse de aslında öyle değildir. Okuyucuyu derinden etkileyen,bazı hissiyatlarını kabartan iyiliktir. Zafer iyiliğin olmuştur. Çünkü okuyucu ve kahramanımız kötülüğü kabullenmeyerek onu, cezalandırmış;mağlubiyete uğratmıştır.
İçinizdeki çocuk vicdanını, 'özünüzü' kaybetmemeniz dileğiyle...
Keyifli okumalar dilerim! ^^