Mimar Sinan'ın Mimâri Serüveni
Yavuz Sultan Selim'in Çaldıran Seferi esnasında padişah hizmetinde bulundu. ... Ordunun Tebriz'e şanlı bir debdebe ile girişini gördü. ... Tebriz'in binaları, İran tarzının güzellikleri, Sinan'ın dimağında iyice yer etti. ...
İki sene sonra Yavuz'un yeni seferi Sinan için yeni bir tedkik sahası açtı. Mercibadık muzafferiyeti ile Kahire önlerine gelen orduda Sinan da hazırdı. Arap tarzının hendesî(geometrik) güzellikleri genç Sinan'ın fikri tekâmülü üzerinde büyük bir tesîr icra eyledi.
Süleyman-ı Kânuni ordusu ile Rodos ve Belgrad önlerine geldi. Rodos'ta Yunan sanatının nefis eserlerini gördü. Parlak ve canlı medeniyetin incelikleri hassas dimağında intibah eserleri vücuda getirdi.
Padişah'ın Budin seferinde yine Türk ordusuyla birlikte bukundu. Budin'de câmiye tahvil olunan kiliselerde, Ebusuudlar ve İbrahim Paşalar ile beraber namaz kılmak, o muazzam günü tebcil(ağırlama) eylemek şerefine nail oldu.
(Sinan) Bağdat'a zafer alayı ile girdi. ... Emevilerin ve Abbasilerin hilâfet merkezlerini ziyâret, Sinan için en istifadeye şâyan bir mimâri dersiydi.
sayfa 12-17 arası
Zira şeytani olan, ki bütün yaratıcılığın muazzam gücü ve ilksel anasıdır, tümüyle yönsüzdür: Hedefi sadece sonsuzluktur, doğduğu kaosa geri dönmektir. Ve eğer bir sanatçı bu ilksel gücü insani olarak yönetebilirse, eğer ona dünyevi bir ölçü ve iradesi doğrultusunda bir yön verebilirse, şiire Goethe'nin dediği anlamda kumanda edebilirse ve kontrol edilemez olanı şekillendirici bir zihne dönüştürebilirse ortaya yüksek, şeytani olanınkinden kesinlikle daha düşük olmayan bir sanat çıkar.
Evet, büyük bir sanatçı olmayabilirim. Fakat hayatı bir sanat eserine dönüştürecek küçük duyarlıklar sayesinde hayatımı yaşama sanatında bir ustalığa erişebilirim. Bir elmayı, o ilk yasak meyve nasıl bir heyecan ve merakla yendiyse, öyle yiyebilme hazzını bana çok görmezsiniz umarım. Elma tadının, o lezzeti hiç almamış bir bilinçte çözülmesini
Yapı Kredi Yayınları
Balmumcu çiftliğinde "Ahşap Konak" isimli bir piyes yazdım. Diyebilirim ki, piyeslerimin içinde en sevdiğimdir; eğer ben piyesten anlıyorsam... Üç katlı bir konaktır bu. Üst katında 75'likler oturur; karı-koca... Alt katında kızı onun, 50'lik... Daha alt katında 25'likler, torunlar, bugünküler... Twist nesli ; morfin, rakı, rezalet nesli; namaz nesli... Üç nesil arasındaki muharebe... Muazzam bir eser...
Sayfa 52 - Büyük Doğu 1. Baskı 2016Kitabı okudu
Yaşamına Son Veren Yazarlar
Virginia Woolf , ceplerini taşla doldurarak kendini Ouse Nehri'ne bırakmıştır . Cansız bedeni ise ancak üç hafta sonra bulunabilmiştir. Ardından bıraktığı intihar mektubunda Woolf'un kocasına karşı duyduğu mahcubiyetin yanında intihardan başka seçeneğinin kalmadığını muazzam bir şekilde ortaya koyar ;
"Yine delirecekmişim gibi hissediyorum. Bu korkunç günleri atlatamayacakmışız gibi hissediyorum. Ve giden zamanı geri çeviremeyecegim. Sesler duymaya başlıyorum ve konsantre olamıyorum. Bu yüzden yapmam gereken şeyi yapıyorum . "
Sayfa 42Kitabı okudu
Tragedya Doğuşu
(...) Shopenhauer, bir olgunun kavramsal biçimlerini açıklayamaz bir hale düşünce, birdenbire insanı kıskıvrak yakalayan muazzam dehşeti tarif etmiştir; oysaki burada, özden gelen yargı biçimlerinin herhangi birinde bir ayrıcalık yapılmış gibi geliyor bize.
Sayfa 38 - Oda Yayınları
