Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Salih İnsanları Sevme ve İlahlaştırma...
Nuh Suresi, 21 - 23. Ayetler: "Nûh, 'Rabbim, dedi, doğrusu bunlar beni dinlemediler, malı ve ço­cuğu kendi ziyanını arttırmaktan başka bir şeye yaramayan kimseye uydu­lar." "Onlar çok büyük tuzaklar kurdular." "Dediler ki: 'Sakın ilâhlarını­zı bırakmayın; hele Vedd'en, Suvâ'dan, Yeğus'tan,
Hz. Fatih Muhammed Han'a övgü postudur.
Mülk-ü Osmani'nin 7. Sultanı, Konstantiniyye'yi Fetheden Kayser-i Rum, Ebu'l Feth, Şanlı Sultan, II. Mehmed Han Hazretleri. İmparatorluğu'nun gerçek kurucusu olan Fatih Sultan Mehmed Han döneminde Devlet-i Aliyye bir dünya gücü hâline geldi. Fatih’in hükümdarlık dönemi tarihçilikten edebiyata, mimariden medrese eğitimine,
Reklam
Leheb suresi
"Rasûlullah'a, daveti genel olarak yayma emri verildiği ve Kur'ân'dan, 'Önce yakın akrabalarını uyar' ayeti nâzil olduğu zaman, Rasûlullah Safâ tepesine çıkarak: 'Ey sabâha! (sabahın afeti)' diye bağırdı. Araplarda bu çağrı, tam sabaha karşı düşmanın bir kabileye hücum etmek için geldiği görüldüğü zaman yapılırdı. Çevrede, 'Bu ses kimindir?' diye sorulduğunda, 'Muhammed'in (s.a.) sesi!' cevabı verildi. Bunu duyan Kureyş'in bütün kabileleri koşarak geldiler. Gelemeyenler, kendi yerlerine bir temsilci gönderdiler. Herkes toplandığında Rasûlullah, her bir kabileyi 'Ey Benî Hâşim! Ey Benî Muttalib! Ey Benî Fahr!..' diye ismi ile çağırarak, 'Dağın arkasında bir ordu size hücum edecek desem inanır mısınız?' dedi. Oradakiler, 'Evet; çünkü biz senden hiç yalan söz işitmedik' dediler. Bunun üzerine Rasûlullah, 'Ben sizi ilerideki büyük azab ile uyarıyorum' dedi. Herkesten önce Ebû Leheb, 'Tebbe leke, hel li házá cema tena? (Kahrolası! Bunun için mi bizi topladın?)' dedi. Bir rivâyet de şöyledir: Ebû Leheb, Rasûlullah'a atmak için taş aldı."
İnsan Yayınları
Muhammed suresi 7.
Siz Allah'ın dinine yardım edin ki Allah da size yardım etsin.
Sayfa 210 - Destek Yayınları
NUR RİSALELERİNDE HZ. ALİ İLE İLGİLİ RİVAYETLER
"BEN İLMİN ŞEHRİYİM, ALİ DE ONUN KAPISIDIR."(1) Nur Risaleleri'nde "Keramet-i Aleviye" diye sunulan bu büyük iddiaların temel dayanağı, işte bu hadistir. Bu hadisin Nur Risaleleri'ninde zikredilmesinin sebebi, müellifinin gizli ilimlerin Hz. Ali'ye verildiğine inanması ve bundan kendisi ve risaleleri lehine
Sayfa 223 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Bakra Suresi 7. Ayet Hakkında
Ebu Hayyân şöyle der: Allah, hakkı kabul etmedikleri için kulaklarını ve hidayet nurunu görmek istemedikleri için de gözlerini, menfezleri kapatılmış, kendisine yararı olan herhangi bir şeyin içeri girmesine engel olan bir örtü ile örtülmüş ve üzeri mühürlenmiş bir kaba benzetti. Yani bu organlar sıhhatli olmalarına ve idrak güçlerinin yerinde olmasına rağmen, hayrı görme, işitme ve onu kabul etme melekelerinden mahrumdurlar.
Reklam
Sırlı Beş Ayet .
🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲 Beş Ayetler Ve Sırları ( Ayet-i Hamse ), Onar Kaflı Beş Ayeti Kerime İçerisinde On Tane ق ''Kâf'' Harfi Olan Beş Âyet-i Kerîme ve Faziletleri Şeyh Abdülvahid k.s.a. der ki : Bu beş ayetin her birinin içinde on(10) ar adet Kaf harfi vardır. Kaf harfinin cümle ebced adedi yüz(100) dür. Toplam 5000 adet olur. Hak
Muhammed suresi 7
"Ey iman edenler! Eğer siz, Allah'ın davasına yardım ederseniz, Allah da size yardım eder, ayaklarınızı İslâm'ın hakkını koruma yolunda sağlam tutar."
Sayfa 14 - Az Kitap
Muhammed Suresi 7. Ayet
Ey iman edenler, eğer siz, Allah('ın dinin)e yardım ederseniz O da size yardım eder ve ayaklarınızı kaydırmaz
Sayfa 506 - Süre Yayınları
Eğer Muhammed'in dediği gibi rızkı dağıtan Tanrı ise ve Tanrı bu rızkı, kimine az, kimine çok olmak üzere dağıtıyor ise, bu takdirde toplum düzenindeki bozukluklardan, azgınlıklardan sorumlu olanın sadece Tanrı olması gerekmez mi? Eğer Tanrı herkese bol rızk vermiş olsaydı, kuşku edilemez ki, hiç kimse sefalet ve açlık içerisinde kalmayacak ve dolayısıyla başkasının rızkına ve varlığına göz dikmeyecek, böylece yeryüzünde düzensizlik sürmeyecek, toplum düzeni bozulmayacaktı. Ne var ki Muhammed'in söylemesine göre, "İnsanlar ancak ihtiyaç içerisinde kaldıkça, ihtiyaçlarını giderebilecekleri kimseye karşı yalvar yakar olurlar. Eğer Tanrı eşitlik sağlama üzere herkese bol rızk dağıtmış olsa idi, bu takdirde kişiler kendilerini Tanrı'ya karşı muhtaç durumda bulmazlar ve yalvar yakar olmazlardı". (Bu konuda Muhammed'in Kur'an'a koyduğu ayetlerden bazıları için bkz. Şûrâ Suresi, ayet 27; Alak Suresi, ayet 6-7; Zuhruf Suresi, ayet 32)
Sayfa 136Kitabı okudu
Reklam
"Allah rızk verirken kiminizi diğerlerine üstün tutmuştur." (Nahl Suresi, ayet 71; ayrıca bkz. Zuhruf Suresi, ayet 32) "Neden böyle yapmıştır Tanrı?" diye sorulacak olursa, bunun yanıtını Tanrı (yine Muhammed'in söylemesine göre) şöyle vermekte: "Eğer Allah bütün kullarına bol rızk verseydi, yer(yüzünde) muhakkak ki azgınlık eder, azarlardı. Ama O, dilediğine, bir ölçüye göre verir." (Şûrâ Suresi, ayet 27) "Neden herkese bol rızk verilseydi yeryüzünde azgınlık olurdu?" diye sorulacak olursa bunun da yanıtı şöyle verilmekte: Eğer kişi bol rızka sahip olacak olursa, bu takdirde kendi kendisine yeterli bulur ve bunun sonucu olarak kendisini, Tanrı'ya muhtaç olmaktan uzak görür ve azar. Kur'an'da şöyle yazılı: "Çünkü insan muhakkak azar: kendisini ihtiyaçtan vareste gördü diye..." (Alak Suresi, ayet 6-7) Görülüyor ki Muhammed'in Tanrısı'nın anlatışına göre rızk bolluğu insanların Tanrı'dan uzaklaştırır, Tanrı ile olan bağlarını koparır; Tanrı'ya bağlılık azalınca insanlar arasında azgınlıklar başlar, âlemin düzeni bozulur. Oysa rızk eşitsizliği, Tanrı'ya muhtaç olma durumunu sağlar; bu nedenle "eşitsizlik" toplum düzenin sürdürülmesi bakımından koşuldur.
Sayfa 135Kitabı okudu
İsra Suresi 7. Ayet
Eğer güzellik yaparsanız kendinize yapmış olursunuz; eğer kötülük yaparsanız yine kendinizedir..
48/Muhammed Suresi
6. Allah; hakkında kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve kadınlara, müşrik erkek ve kadınlara azap etsin. Kötü zanları onların üzerlerine dönsün. Allah, onlara kızdı ve onları lanetledi. Ve onlar için Cehennem'i hazırladı. Ne kötü bir varış yeri. 7. Göklerin ve yerin güçleri Allah'ındır. Allah, Mutlak Üstün Olan'dır, En İyi Hüküm Veren'dir.
İkincisi, 7. asırda yaşayan Arap müşrikleri Hz. Muhammed'in bir şair olduğunu iddia etmişlerdi. Bu, bir savaşa girip Müslümanlarla çatışmaktan daha kolay bir yoldu. Fakat, Arap lisanında ve şiirinde ustalaşmak isteyenler seneler boyunca şairlerin gözetiminde çalışmak zorundaydı. Aralarından hiçbiri çıkıp, Hz. Muhammed'in kendisinin talebesi olduğunu öne sürmedi. Hz. Muhammed'in mesajını yaymada başarılı olmuş olması, zamanın şairlerine ve dil uzmanlarına karşı galip geldiğini gösteriyor. Eğer Kur'an taklit edilebilir bir kitap olsaydı, herhangi bir şair veya dil uzmanı daha iyisini veya benzerini ortaya koyabilirdi. İslam çalışmaları uzmanı Navid Kermani, bu hususa açıklık getiriyor: "Açıktır ki, Hz. Muhammed, şairlerle olan mücadelesinde galip olmuştur, eğer böyle olmasaydı İslam, böyle büyük bir hızla yayılamazdı. " Hatta bundan daha temel bir nokta şudur ki, Kur'an'ın nüzulü, Hz. Muhammed'in hayatına yayılmıştır. Eğer Hz. Muhammed'e vahyolunması yerine herhangi bir Arap tarafından yazılmış olsaydı, Hz. Peygamber nereye giderse gitsin peşinde bir gölge gibi dolaşması ve ihtiyaç duyulduğunda da vahiyden haber vermesi gerekirdi. Böyle bir sahtekarlığın 23 senelik nüzul süresi boyunca hiç ifşa olmadan devam edebileceğine inanılır mı?
1.387 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.