120 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
. İstanbul'un birbirinden güzel ilçelerini anlatan serinin, okumuş olduğum diğer kitabı Beykoz Masalı'nın yorumu ile geldim. . Konusu; uçmayı öğrendiği gün bir kartalın saldırısı sonrası ailesinden ve yuvasından ayrı kalan minik martının, bilge bir martı ile karşılaşması ve bilge martının yavrunun ailesini ararken, minik martıya yaşadıkları ilçe olan Beykoz'u gezdirmesi, tanıtması, tarihi bilgiler vermesi üzerine kurulu. Anadolu Feneri, Yavuz Sultan Selim ve Fatih Sultan Mehmet köprüsü, Yoros Kalesi, tarihi çeşmeler ve camiler, Yuşa Tepesi, Beykoz Kundura ve Paşabahçe Cam Fabrikası, Kanlıca, Anadolu hisarı ve ilçede bulunan nice tarihi yer hakkında bilgiler barındırıyor. Çocuklar için yazılmış bir kitap olsada yetişkinler içinde çok güzel bir kaynak. İstanbul'u pek bilmeyen ben; okurken ismi geçen yerlerin internette araştırmasını da yaptım, resimlerine bakıp gözümde canlandırmaya çalıştım. Böylece küçük martı ve bilge martı ile beraber gezmiş oldum. Kitabı ne zaman okumaya başladım ne zaman bitirdim anlayamadım, okurken akıp gidiyor sayfalar. İstanbul sevdalıları ve İstanbul'u güzel ilçelerinden yola çıkarak tanımak isteyen herkesi bu kitaba davet ediyorum. Hem çocuğunuz hem kendiniz için. . Kitaplı, sağlıklı ve huzurlu günler.
Beykoz Masalı
Beykoz MasalıMuharrem Kaşıtoğlu · Özyürek Yayınevi · 201828 okunma
204 syf.
7/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
Yazarın bu kitabı da diğer kitapları gibi bilgi yüklüydü fakat bütün kitaplarını üst üste okuyunca mı oluyor bilmiyorum okudukça sıkıldım biraz. Çünkü mevzu aynı. Bilgiler hep aynı yere çıkıyor ve aynı şeylerin bahsi geçiyor bu da ister istemez sıkıyor insanı. Bu kitabında tekrarlar daha çoktu diyebilirim. Diğer kitaplarına nazaran bu kitabında
Dergah'ın Sırrı
Dergah'ın SırrıErdoğan Çınar · Kalkedon Yayıncılık · 201225 okunma
Reklam
238 syf.
5/10 puan verdi
Uzun zaman sonra yarım bıraktığım kitaplardan birini daha bitirmiş olmanın mutluluğuyla.. Dede Korkut Hikayelerini küçüklüğümüzden beri okumuş durmuşuzdur. Bu kitapta Dede Korkut hikayelerinden seçmeler yaparak, kısa, öz ve anlaşılır bir şekilde, orjinalliğini de bozmadan çok güzel anlatmış. Lise düzeyi öğrencilerde de okutulabilir olduğunu düşünüyorum. Çocuklarımızın; Atalarının dedelerinin hikayelerini bilerek büyümesi temennisiyle.. Okuyunuz, okutunuz efendim.
Dede Korkut Kitabı
Dede Korkut KitabıMuharrem Ergin · Boğaziçi Yayınevi · 20171,712 okunma
(Atsız için) Köktürk, eski Oğuz (Anadolu) ve Osmanlı Türkçelerine ait metinleri en iyi okuyabilen uzmanlardandı. Bunun en önemli kanıtı şudur. Bilindiği gibi Dede Korkut Kitabı'nın Türkiye'deki ilk ilmi yayınları Orhan Şaik Gökyay ve Muharrem Ergin tarafından yapılmıştır. İki bilgin birbirlerini eleştiren şiddetli yazılar yazdılar. Her ikisi de birbirini, eserlerinin doğru tarafını Atsız'a borçlu olmakla suçladılar. Faruk Sümer de ünlü Oğuzlar kitabını yayımlamadan önce Atsız'a okutmuş ve onun fikrini almıştı. Ben de Kars İli Ağızları - Ses Bilgisi adlı eserimi ona okutmuş fikrini rica etmiştim.
MUHARREM MÂTEMİ
Kerbelâ faciasını anmak için sadıklar, Muharrem ayının ilk on günü, akşamları ağıtlar ve mersiyeler (hüzün şiirleri) okumak üzere toplanırlar. Okumuş sınıftan gelen Bektaşiler, Fuzulî'nin (Ö. 1556), Kerbelâ şehitlerinden söz eden Hadikâtü's Süeda'sını ya da yüzyılın başında ölen ve Bektaşilerin son klasik şairlerinden biri sayılan Edip Harabi'nin mersiyesini ezbere okur ve dinler. Bu olayı tüm detaylarıyla yazan, Bektaşiler arasında en tanınmış eser, Fuzuli'nin Hadikâtü's Süeda'sıdır. Köy Alevileri, halk şairlerinin Arapça ve Farsça sözcüklerden uzak, daha sade bir dille yazılmış olan ağıtlarını okurlar. Ağıtlara ayrılan bölüm Kerbelâ şehitlerine gözyaşları ve onları öldüren Yezid ve Şimr'e lanetlemelerle büyük önem taşır.
Sayfa 196 - PANAMAKitabı okudu
Bir düşünelim bazı insanlar ibadeti Allah (CC)’a olan borçlarını ödemek için yapıyor. Bazıları ise ne kadar ibadet ederse etsin yeterli bulmayıp aşkla ibadet ediyor. Bazılarının yeri cennet, bazılarının ise cehennem. Bazıları Kur’anı Kerim’i sadece Zahir’den okumuş ve özene inememiş, sadece dini yaşamayı, “Kıl beşi ye aşı, karışma işi” felsefesi olarak anlamış. Marifet’ten yoksun öyle insanlar var ki, ergenlikten ölünceye kadar namazı kalıyorlar ama içlerinde aşk yok. Bu güzel İbadeti, Allah (CC)’ın huzurunda olmayı bir borç olarak algılıyorlar. Öyle Üveysler var ki, Marifet’ten önce başları hiç secdeye değmedi, Marifet’ten sonra ibadetlerine başladı, şimdi ise huzurla aşkla Rab’lerine koşuyorlar ve başlarını secdeden kaldırmak istemiyorlar. Peki nasıl oluyor bu? Bunun temeli yine Elest’e dayanıyor... O’nu sevgiyle kabullenenler var, zorla kabullenenler var. Şüphesiz Elest’e Allah (CC)’ı sevenler bu dünyada mutlaka Allah’ı seviyor ve sevdiriliyor. AŞKI ÜVEYSİ III Syf 47. @askiuveysikitaplar @marifetinyolu @uveysakademi veyselkarane.com
Reklam
49 öğeden 51 ile 49 arasındakiler gösteriliyor.