Çok sevdiğim birinin hediyesi olan, uzun zamandır okuma listemde de bulunan "Yabancı".
Kitap hakkında çok şey duymuştum; giriş cümlesi de bunlardan biri: "Bugün annem öldü. Belki de dün, bilmiyorum." Bu cümle neredeyse bütün hikayeyi özetliyor aslında ve bu ne kadar muhteşem bir kitap okuduğumuzun göstergesi değil mi?
Öyle bir karakter düşünün ki; hiçbir şeyi sahiplenmemiş (annesini ve hatta ölümü bile), her şeye 'tamam, sen öyle istiyorsan olur' demiş (evlenmeye bile), her durumda soğukkanlı ve duygusuz kalabilmiş (cinayet işlerken bile). Tüm bu özellikleriyle de toplum düzenine, kalıplaşmış düşüncelere ve hayata yabancılaşmış bir karakter Meursault. Ölümsüz bir antikahraman...
Sadece ana karakterimiz değil, yan karakterler de bize çok şey anlatıyor, kısa ama dolu dolu bir hikaye okumamıza neden oluyor.
Karakterimize uygun olarak sade bir dil, net ve kısa cümleler kurmayı tercih eden Albert Camus; belki de bu sayede kitabın daha çok içimize işleyebilmesini sağlamış. Özellikle son sayfaların ne kadar etkileyici olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Okuma yolculuğumda, yolda olmayı sevdiren kitaplardan biri oldu "Yabancı". Ne diyebilirim ki; okuyun, okutturun. Belki de bir kaç kez okumalıyız. Her seferinde farklı bir tat alacağımıza eminim.
Herkese keyifli okumalar diliyorum...