Başarılı bir ressam olan Alicia Berenson, kocasını her şeyden çok seven, o mutsuz olmasın diye her şeyi yapabilecek bir kadın. Ancak Alicia, bir gün kocasını suratına tam beş kez ateş ederek öldürüyor. Olaydan sonra da yıllar boyunca asla, tek bir kelime bile konuşmuyor.
Theo Faber ise bir adli psikoterapist. Alicia'nın bulunduğu hastanede kadro açıldığını görünce, ona yardım edebilecek tek kişi olduğuna inandığı için başvuru yapıp işe kabul ediliyor.
Bir yandan Alicia ile süren terapi seanslarını, Theo'nun olay hakkındaki araştırmalarını ve Alicia'nın günlüğünü okurken, diğer yandan da Theo'nun hayatına, ilişkisine şahitlik ediyoruz ve bu kısımlar da en az Alicia'nın olayı kadar heyecan verici.
Gerilim türü çok fazla okuma tecrübemin bulunduğu bir tür değil. Ancak Sessiz Hasta çıktığı an, Goodreads puanlarıyla dikkatimi çekmişti ve türe olan bakış açımı tamamen değiştirdi. Bu kitaptan sonra bu türü okumaya kesinlikle devam edeceğim.
Sessiz Hasta, her sayfasını bir sonraki sayfada neler olacağını merak ederek inanılmaz bir heyecanla çevirdiğiniz, gereksiz ayrıntılara girmeyip okurken bir an bile sizi sıkmayan, "şu sayfayı da okuyup ara vereyim" dediğiniz sayfanın bir türlü gelmemesini sağlayan, elinizden bırakamadığınız muhteşem bir kitap.
Gerilim türünü sevenlerin mutlaka okumasını tavsiye ederim, benim gibi türe giriş yapmak isteyenler için de mükemmel bir başlangıç noktası olacaktır.