Halife Ömer b. Abdülaziz, Hasan-ı Basrî (R.A.)'den, adaletli bir halife nin vasıflarını saymasını istemiş, Hasan-ı Basrî de ona şunları yazmıştır: "Ey müminlerin emiri! Şunu bil ki, Allah Tealâ, adaletli halifeyi, her yoldan çıkanı yola getiren, her haksızın haksızlığına engel olan, her bozulanı düzelten, her zayıfa güç veren, her
Sayfa 100 - Hisar yayıneviKitabı okuyor
Muhammed Konyevî Kuddise Sirrûh’tan Hikmetli Sözler -2-
01- Bir şeyi seven onu çok anar. Demek ki Allah-u Zülcelâl’i sevmenin alameti, O’nun zikrini sevmek, kelâmı olan Kur’an’ı sevmek, peygamberini, veli kullarını ve O’na nispet edilen her şeyi sevmektir. 02- Dünyaya ait şeyleri sevmekten kurtulmanın çaresi, bu güzel şeylerin hakikatte güzel olmadıklarını, güzel oldukları kabul edilse bile fani ve
Reklam
KUR’AN’DAN BAŞKA BİR KELAM KONUŞMAYAN KADIN
Tebe-i Tâbiîn neslinden Abdullah ibn Mübarek hazretleri anlatıyor: Hacca gidiyordum. Irak-Suriye topraklarından geçerken yaşlı bir kadına rastladım. Selâm verdim. -“Selâmün gavlen min Rabbi’r-Rahîm : Rahîm olan Rab’den bir de sözlü “selâm” vardır.” (Yâsîn 36/58) âyetiyle selâmımı aldı. -“Buralarda ne yapıyorsun?” diye sordum. -“Men yudli
"Bizim için çaba sarfedenlere yollarımızı gösteririz (hidayet ederiz.) Muhakkak ki Allah, iyilik yapanlarla beraberdir." "Erkek veya kadın, mümin olarak kim iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız." Bu iki âyetten anlaşıldığına göre, önce çaba sarfetmek gerekir, o da zikirdir. Zikrin neticesinde mânevî bir çocuk doğar, o da tefekkürdür ve Hakk'ın yollarına ulaşmaktır. Bu durum, Hakk Teâlânın lütfu ile zuhûr eder. "İyi amel" ile evlenmedikçe, "güzel hayat" yani kalb nurlarının çocuğu elde edilemez.
Sayfa 79 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
"Padişah konmaz saraya, hane mamur olmadan"
İnsanın kalbi Allah'ın evidir. "Yere, göğe sığmadım mümin kulumun kalbine sığdım" buyurmasının nedeni budur. Tasavvufta organ olarak beynin değil, kalbin esas alınmasının nedeni; kalpteki nokta-yı süveyda'nın hayat noktası oluşudur. O nokta çalışmadığı zaman geri kalanlar işe yaramaz. Allah'ın nazar-ı İlâhisi, daima; "Fuad" da denen, o noktaya nazırdır. Yapılan bir şeyin doğru mu, eğri mi olduğunu anlamak için kalbe bakılmasının nedeni budur. Allah, her zerrede mevcut olduğu halde, insana kalbinden hitap eder, yani yeri orasıdır. Kalb-i mümin beytulllah, Kalb-i mümin hazainullah, Kalb-i mümin arşullah, "Bir müşkülünüzü halledecek kimse bulamazsanız kalbinize danışın, o size doğruyu söyler", "Bir insan kırk gün takva üzere bulunursa onun kalbinden hikmet pınarları fışkırır", Hadisleri buna işarettir.
Pan YayıncılıkKitabı okudu
Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, “Nur, (mümin kulun) kalb(in)e dâhil olduğu zaman onun kalbi açılır ve ferahlar.” buyurmuşlardır. Bunun üzerine Sahâbe-i Kirâm Hazretleri, “Yâ Resûlallah! Bunun bir alâmeti var mıdır?” diye suâl ettiler. Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, “Evet. Dünyadan uzaklaşmak, âhirete yönelmek ve ölüm gelmeden evvel ölüm için hazırlık yapmaktır.” buyurdular.
Reklam
35 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.