“Ne yalan söyleyeyim, dünyada bir erkeğe bu kadar mağlup olacağımı hiç ümit etmezdim. Bu halden yalnız bir ibret dersi aldım ki o da cidden gönül hastalığına müptela olanları ayıplamamaktır."
Cenab-ı Hakk, insanın hakikâtle kuracağı ilişkiyi kolaylaştırmak için kimi zaman onu belaya müptela kıldığını Kur'an-ı Kerim'de şöyle ifâde eder: "Biz hangi memlekete peygamber gönderdiysek, Allah'a yönelmeleri için onları yoksulluğa, hastalık ve musibetlere duçar etmiştik." (A'râf, 94). Cenab-ı Hakk, "Gel!" demektedir musibetlerin diliyle; "Dergahıma gel, buluşalım."
Körgeli hüsnüngni zâr u mübtelâ boldum sanga,
Ni belâlığ kün idi kim âşnâ boldum sanga ..
Her niçe didim ki kün kündin üzey sindin köngül,
Veh ki kün kündin beterrek mübtelâ boldum sanga ..
Min kaçan didim vefâ kılgıl manga zulm eyleding,
Sin kaçan diding fidâ bolgıl manga boldum sanga ..
Kay perî-peykerge dirsin tilbe boldung bu
Nasıl bir derttir bu? Nasıl bir derttir bu? Nasıl bir derttir?
Kim bizim gülzarımıza böyle fitne tohumu eker?
Neden her nesimde kan kokusu gelir?
Neden menekşenin zülüfleri perişandır?
Neden nergis böyle müptela olmuş yakalarda?
Neden kumru kimsesizler gibi konmuş dala?
Cenab-ı Hakkı tanıyan ve seven, nihayetsiz saadete, nimete, envara, esrara, ya bilkuvve veya bilfiil mazhardır. Onu hakikî tanımayan, sevmeyen, nihayetsiz şekavete, âlâma ve evhama manen ve maddeten müptelâ olur.
Sayfa 375Kitabı okudu
Gördüğüm günden beri olmuşum müptela
Ben de nem ey peri , iltifat et bana
Ey But-i Nev Eda olmuşum müptela
Aşığım ben sana iltifat et bana
Ruhumdan yeryüzüne bir cihandır yansıyan
Bazen derde müptela ve nihandır yansıyan
Sayfa 2Kitabı okudu
