Kitabı okuduğumda açıkçası şaşırdım. Çünkü roman desem değil, tarihi kurgu desem değil, aşk romanı desem değil, fizik veya matematik kitabı desem değil, felsefi bir kurgu desem değil, psikoloji desem değil, botanikle ilgili desem değil. Kitap bunların hepsinin olduğu, gerçekliğin ,kurgunun, matematiğin,aşkın iç içe geçtiği muazzam bir başyapıt.
Savaş ve Barış; ilk kez 1869 yılında yayımlanmış, dünya edebiyatının en önemli eserlerinden biri kabul edilen ve Tolstoy’un edebi yaratıcılığının zirvesi olan roman. Dört kitap ve kapanıştan oluşuyor, toplam 1808 sayfa. Rusya ile Fransa arasında yaşanan savaş ve doğurduğu sonuçlar beş asil aile üzerinden gerçekliğin ve kurgunun harmanlanması ile anlatılıyor. 600’den fazla karakter barındıran kitapta karakterlerin birçoğu kurgu olmasına ragmen baş karakterlerden bazıları, özellikle askeri ve politik olarak üst düzey olanlar aslında gerçek karakterler.
Tolstoy, bu dönemi anlatabilmek için tarihi araştırmalar yapmış, yazılan kitapları incelemiş, kendisi de bir gazi olduğu için tecrübelerini eklemiş, hem Fransızca hem Rusça kaynaklar okumuş ve objektif bir roman ortaya çıkarmaya çalışmış. Gerçeklik ve anlam arayışını Tolstoy’un birçok eserinde zaten görüyoruz, Savaş ve Barış bu arayışı anlamak ve anlatmak için konu olarak da çok müsait ve bu yüzden özellikle 2. ve 3. kitapta kendi görüşlerine yer vererek, hem Fransızlar hem Ruslar açısından bakarak gerçeği ortaya çıkarmaya çalışmış.