Mus’ab bin Umeyr (r.a.), Ashâb-ı Kirâm’ın büyüklerinden, ilk Müslüman olanlardan ve İslâm’a çok büyük hizmetlerde bulunan Kur’ân-ı Kerîm muallimi bir zâttır.
Mus’ab bin Umeyr (r.a.), zengin, hâli vakti yerinde olan bir aileye mensuptu. Anne ve babası, onu çok severlerdi.
Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin, insanları İslâm’a davet ettiğini duyunca,
بسم الله الرحمن الرحيم
İşi vaktinden çok olmak hakkı üstün tutmak için gayret etmektir. Hayatın çilelerine karşı yılmadan sabırla mücadele etmektir. Elhamdülillah işi vaktinden çok olanlar serisini bitirmemi nasip etti Rabbım.
Ehli sünnet İmam-ı olan Ahmed b. Hanbeli
Ümmeti Muhammedin Kurandan sonra en güvenilir kitaba ulaştıran ismi ile eşleşen
Abdullah İbn-i Ümmü Mektûm radıyallâhü anh Hazretleri, Kureyş kabilesindendir. Hazret-i Hatîce validemizin dayısının oğlu olup Lüey isimli dedesinde, nesebi Peygamber Efendimizin mübarek soyu ile birleşir. Ümmü Mektûm, validesinin adıdır. Bir rivâyete göre ismi Husayn idi, Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Abdullah olarak değiştirdiler. Âmâ (gözleri
Abdullah İbn-i Ümmü Mektûm radıyallâhü anh Hazretleri, Kureyş kabilesindendir. Hazret-i Hatîce validemizin dayısının oğlu olup Lüey isimli dedesinde, nesebi Peygamber Efendimizin mübarek soyu ile birleşir. Ümmü Mektûm, validesinin adıdır. Bir rivâyete göre ismi Husayn idi, Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Abdullah olarak değiştirdiler. Âmâ (gözleri
Peygamber Efendimizin vefatından sonra hak dinin yayılması,doğru aktarılması ve doğru anlaşılması için seferber olan sahabe neslinin bazılarının hayatlarından özet şeklinde bahsedilmiş.Bahsedilen sahabenin naklettiği hadis varsa onlardan biri zikredilip anlatım sonlandırılmış.
Anlatılanlar güzel olunca metin de güzelleşiyor muhakkak.Fakat ben doç.dr. Salih Keskin hocanın edebi dilini daha çok sevdim.Özellikle Erkam b. Ebu'l Erkam(r.a) ve Musab Bin Umeyr'in(r.a) anlatıldığı bölümleri okurken ayrı bir lezzet aldım.Tavsiyedir
Sahabe HayatlarıKolektif · Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları · 202223 okunma
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) bi‘setinin (peygamber olarak gönderilmesinin) on üçüncü senesinde Medîne-i Münevvere halkından bir topluluk, Mekke’de Mina civarında bulunan Akabe mevkiinde Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem ile buluştular. Resûl-i Zîşân Efendimizin (s.a.v.) mübarek elini tutarak, “Sizi hak peygamber olarak gönderen
Musab bin Umeyr (r.a.), Mekke-i Mükerreme'nin cehalete teslim olduğu devirde itibarlı bir gençtir. Oldukça yakışıklıdır, maddi zenginliğe sahiptir, giyim kuşamıyla parmakla gösterilmektedir. İslam'ın ışığı Mekke-i Mükerreme sokaklarında parıldamaya başlayınca Hazreti Musab (r.a.), iman nuru ile müşerref olur. Sevgili Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) etrafında dalga dalga genişleyen halkaya dâhil olur. Bu duruma öfkelenen ailesi Hazreti Musab'a (r.a.) çok şiddetli tepki gösterir, maddi manevi irtibatı keserler. Hazreti Musab (r.a.) artık maddeten fakirdir. Giyimi kuşamı değişmiş, şık kıyafetleri yerini daha eski/sade kıyafetlere bırakmıştır. Bu haliyle dışardan bakıldığında itibarını kaybetmiş görünmektedir. Halbuki o, iman etmek şerefine nail olmuş, Allahü Teála katında itibarını kurtarmıştır. İlim öğretmek üzere gittiği Yesrib'in medeniyetle tanışmasına, oranın Medine-i Münevvere olmasına temel hazırlamış. iman ve ilim ile itibar kazanmıştır.