Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bizce, Türkiye Cumhuriyeti anlamınca kadın, bü­tün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en saygın dü­zeyde, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir varlıktır.
Tanzimat’tan itibaren statüsünü kazaskerlikten ve müderrislikten gelme Ahmed Cevdet Paşa’nın hazırladığı kız öğretmen okulları açılıyordu (Darülmuallimat). Hayatımıza bir kadın öğretmen girdi. Nitekim kadınların şartlarının düzeltilmesi bütün Orta Doğu’da umumî bir eğilimdir.
Reklam
286 syf.
8/10 puan verdi
Gazi ve Fikriye
youtu.be/rzVhLQTukAs?si=... "Beni iki kadın çok sevdi:Biri yalnız ben olduğum için ,öteki mevkim için."(Mustafa Kemal) Ah Fikriyem... Göz yaşlarım aktı kitabın 273. sayfasına bu nasıl ölümüne bir sevda Fikriyem... Seni o kadar çok sevdim ki seni ve aşkını... Cumhuriyetin kuruluş sancıları içerisinde gizli bir sevdayı anlatmış bu tarihsel roman, aslında kitap tarih ağırlıklı olmakla birlikte bir taraftan da bu saf sevgiyi bize ince ince hissettirdi. Latife Hanım Atatürk'ü,Fikriye Hanım ise Mustafa Kemal'i sevmişti.
Gazi ve Fikriye
Gazi ve Fikriye
Gazi ve Fikriye
Gazi ve FikriyeHıfzı Topuz · Remzi Kitabevi · 2001998 okunma
Stefan Zweig
Mustafa Kemal Atatürk'le aynı yılda doğan Avusturyalı yazar Stefan Zweig'ın kitaplarıyla başladım okumaya.Başta ilgimi çekmesinin nedeni açıkçası GMK Atatürk’tü😅Onun kitaplarıyla büyüdüm diyebilirim.Yeri geldiğinde piyon oldum,yeri geldiğinde bilinmeyen aşık bir kadın.Bazen sır oldum.Kalbim de kırıldı,gecenin karanlığına göz yaşlarım gibi uykularım da kitaplar arasında saklandı.Bazen renk bile değiştirdim.En sevdiğim renk beyaz olmasına rağmen kızılda oldum.Rahel olmuşluğum bile var.Bazen de üzerinden geçilen yol oldum.Her kitabında ayrı bir karakteri canlandırdım farklı senaryolar oluşturdum.Beyaz bir oda düşünün.İçinde renkli ve farklı çiçeklerin olduğu bir vazo olsun.Doğu taraftan bakınca laleler,batı taraftan bakınca sümbüller,kuzeye bakarken papatyalar güneyden bakınca orkideler,üstten bakında tüm güzel renklerin ve çiçeklerin hoş görüntüsü.Stefan Zweig’in her bir kitabı beyaz boş odada duran vazonun içindeki çiçekler gibiydi.İstediğim açıdan bakıp hoş görüntüler yakaladım.Güneş de oldum,bulut da,yağmur da,rüzgar da,gece de gündüz de.Çiçekler solmasın diye özenle baktım.Ben odanın kapısını araladım.İçeri göz atmak istersen kapı açık.
Efendiler! Çağdaşlaşma yolunda başarı yenilenmeye bağlıdır. Sosyal hayatta, ekonomik hayatta, bilim ve teknoloji alanında başarılı olmak için tek gelişme ve yükselme yolu budur. Hayata ve düzene yön veren kuralların, zamanla değişmesi, gelişmesi ve yenilenmesi zorunludur. Uygarlığın buluşlarının, teknolojinin harikalarının, dünyayı alt-üst ettiği bir dönemde, yüz yıllık eskimiş düşüncelerle, geçmişe tapınmakla varlığını korumak mümkün değildir. Uygarlıktan söz ederken şunu da kesinlikle söylemeliyim ki, uygarlığın temeli, yükselmenin ve kuvvetin temeli, aile hayatındadır. Aile hayatının kötülüğü, mutlaka sosyal, ekonomik ve siyasal güçsüzlüğü getirir. Aileyi oluşturan kadın ve erkek unsurların doğal haklarına sahip olmaları, aile görevlerini yerine getirmeleri için şarttır.
kadının siyasi yetersizliğine mantıklı hiçbir sebep yoktur. bu konudaki kararsızlık ve olumsuz düşünce geçmişin sosyal durumunun can çekişen bir hatasıdır. hatasından bahsettiğim düşünce, papaz düşüncesidir. san pol diyor ki; "erkeğe emretmeyi ve ona karşı güç kazanmak konusunda kadına izin vermem. kadın, sessiz kalmalıdır. çünkü adem başlangıç ve havva sonradan var olmuştur". insanların köklerinin cahili olan bu havari unutuyor ki erkeklere ilk öğüdü, ilk eğitimi veren ve onun üzerinde ilk analık güç ve etkisini kuran kadındır.
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
Reklam
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Mustafa Kemal, Türk kadınına çağdaş bir konum kazandırma düşüncesini uygulamaya, hem de Kurtuluş Savaşı'nın en umutsuz günlerinde başlamıştı! Düşman Ankara'ya doğru ilerliyor, hükümet merkezinin Kay­seri'ye taşınması önerileri yapılıyordu. Milletvekilerinin önem­li bir kesimi, kadının "vatandaş" sayılmasına bile karşı idi. Atatürk, "kadın ve erkek" Türk insanına verilecek eğitimin ilkelerinin saptanması amacıyla, ilk öğretmenler kurultayını işte bu ortamda topladı!...
Kadınların Seçme Haklan
Kadının siyasi yetersizliğine mantıklı hiç bir sebep yoktur. Bu konudaki kararsızlık ve olumsuz düşünce geçmişin sosyal durumunun can çekişen bir hatırasıdır. Hatırasından bahsettiğim düşünce, papaz düşüncesidir. San Pol diyor ki; "Erkeğe emretmeyi ve ona karşı güç kazanmak konusunda kadına izin vermem Kadın, sessiz kalmalıdır. Çünkü Adem başlangıç ve Havva sonradan var olmuştur.” İnsanların köklerinin cahili olan bu havari unutuyor ki erkeklere ilk öğüdü, ilk eğitimi veren ve onun üzerinde ilk analık güç ve etkisini kuran kadındır.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.