ÖZLEDİĞİMİZİ BİLİYOR...
YETER Kİ GELMEYE KARAR VERSİN...
BiR YOLUNU BULUR MUSTAFAM KEMALİM...
Çanakkale savaşında cephedeki askerlere su dağıtan kadının ölümünü, cephede yemek bulamayıp tencerede çarıklarını kaynatıp yiyen askerleri, ayakta duramıyacak kadar yorgun ve bitkin olan askerin düşman karşısında nasıl dik durmayı becerdiğini, cephe gerisinde yöre halkının kalan son ekmeğini askerle nasıl paylaştığını, Yunanlı komutan Trikopis’in yakalanış ve Mustafa Kemal’in huzurunda nasıl insanca muamele görüşünü, Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra uygar devletler nezdinde Türkiye Cumhuriyetinin nasıl saygınlık kazandırıldığını, halkına kişiliğini kazandırma çabalarını, devrimleri nasıl başardığını ve buna benzer bildiğimiz bilmediğimiz pek çok olayı çok yalın bir dille, gençlerin çok iyi anlayıp özümseyebileceği bir tarzda anlatmış...
Tavsiye demeye gerek var mı!
Köyün ağası Mustafa Kocakafa, köydeki ihtiyaç sahiplerine zekatlık dağıtmış. Caminin önünde Gök Hüseyin " Ağa bir gömleklik de bana ver." demiş. Ağa biraz yüz eğince şöyle deyivermiş:
Kul Mustafam eğme bana yüzünü
Beytullah'a süresin yüzünü
Çıplak kalsam giymem senin bezini
Allah salarsa Yemen'deki kuzumu
Benim sana ne muhtaçlığım kalır
(Yemen'de kalan kuzusu İsa'nın ve Hüseyin dedemin ruhları şad olsun.)
" Sen cepheye gidersin benim yüreğim bunu bilir. Senin için dua ediyorum bil ! Ve de Mustafam ,zaferi ele almadan dönme. Ben, seni beklemeyi bilirim."
Dönmedi,yılmadı,mücadele etti,her türlü imkansızlıklara,yobazlara,düşmana,çevresindeki inanmamışlara rağmen inandı ve Türk'ün Ulu Ve Son Başbuğu oldu. Ruhunuz şad ,mekanınız cennet olsun..Saygıyla,sevgiyle ve özlemle anıyoruz.🙏🇹🇷
"Sen cepheye gidersin, benim yüreğim bunu bilir. Senin için dua ediyorum bil! Ve de Mustafam, zaferi ele almadan dönme. Ben, seni beklemeyi bilirim."
Vefatının 96. yılında Zübeyde Hanım'ı saygı ve minnetle anıyoruz 🌹
“Ölümün bitmeyen ufkunda yatarken gene sağ,
Bir avuç toprak olurken gene yüksek, gene dağ…”
***
Dolmabahçe sarayı her zamankinden daha sessizdi,
En yakın arkadaşlarının gözleri dolu dolu ona bakıyorlardı,
O günün sabahında herkeste bir huzursuzluk vardı,
Etrafı kalabalık değildi,
Ayağa kalkacak diye umutla bakıyorlardı,
Tüm heybetine rağmen,
Ben Sana Mecburum
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
"Sene 1891 İzmir Buca'nın Kızılçullu bölgesinde bir okul kuruluyor.Amerikan Koleji.Misyonerlik faaliyetleri ile bilinen bu okuldan ilerleyen yıllarda da bir mezun verilecek. Kim midir? Adnan Menderes! Fakat Cumhuriyet ilan ediliyor. Atatürk bu... Durmuyor. Kolej binası satın alınıyor, kapatılıyor. Ve sanki emperyalizme nispet yaparmışçasına bu bine köy enstitüsü oluyor. Daha sonra köy enstitülerini kapatacak olan Menderes, zaman kaybetmeden vefalı(!) bir mezun olduğunu kanıtlıyor.Binayı NATO'ya yani Amerikalılara geri veriyor. Bu da yetmiyor Kızılçullu isminin komünizmi çağrıştırdığı gerekçesiyle ve Amerikalı abileri rahatsız olmasın diye bölgenin adını Şirinyer olarak değiştiriyor."
"Castro kardeşlere bir noktada acıyorum. Atatürk, ülkesinin ne hale geldiğini görmedi en azından ama bu adamlar gözlerinin önünde mahvolan bir ülkeyle karşı karşıyalar. Tüm hayatlarını feda ettikleri idealleri artık yok olmak üzere. Sanırım en acılı ölüm bu olsa gerek ..."
Ah benim Mustafam! Sen benim için, dünya ve ahiret sırlarını anlamaya davet eden bir Hızırdın. Bütün bu güzellikleri seni sevmekle keşfettim. Bana yalnız bir sevgiyi değil, Rabbimi de tanıttım.
Ah şimdi burada, yanımda olsaydın da sana ömrümü verseydim. Hayatımı sana hizmet etmeye adasaydım.
" Sarıklı belediye reisi , ziyafet belediyede olduğu halde, güya ev sahibi sıfatıyla, ayakta hizmet etmeye çalışırken , Şeften gelen şimşekli ihtar : - Belediye reisleri hizmetkarlık yapmaz, lütfen yerinize buyurunuz ! "
"Hepsinden daha şaşılacak tarafı da, kuytu bir memleket gazetesi yazarına, iki saat boyunca, kendi küçüklüğünü hatırlatmayacak, hatta unutturacak kadar değer verir görünüşü... Aman yarabbi, bu kadar kibar bir ev sahibi... Bu insan O mu ?"