Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Örneğin müzik ona göre (N.Topçu) gençlerin her daim yakın durması gereken bir sanattır. Zira; genç ruhların yetiştirilmesinde ilk yapılacak iş, onları musıkî ile sık ve sürekli temas halinde yaşatmaktır. Musıkî kültürü vermek, nağmeyi sevdirmek ve ruhundaki akışı karşılayacak melodiyi sesler dünyasından ona aratmaktır. Musıkî temizleyicidir. Musıkî ile temizlenip hafifleyen ruha hizmet zevki aşılanmalıdır. Esasen musıkî bu sevgiye hazırlar. Gence karşılıksız, menfaatsiz, şöhret vaadî bulunmayan ve gayesi kendisine ait olmayan işler yaptırılmalı, yalnız mesuliyeti olan görevler yüklenmelidir.
Türk Destanının Tasnifi -4-
Bu son makalemde biraz da mehaz göstermek ve destanların tasnifi yolunda çalışacaklara bazı pratik maslahatlarda bulunmak isterim. Umum Türk mikyasında destanlarla uğraşmak bugün de epey güçtür. Çünkü bunlar edebî Türk lehçelerinden birine çevrilmiş ve istifadesi kabil bir şekle sokulmuş değildir. Bunları ya muhtelif ecnebi dillerde yazılan
Reklam
2011 itibariyle Türkiye, 27 Mayıs'ın kurduğu askeri vesayetten kurtulmuş, demokrasisini geliştirmiş ve AB'ye üyelik yolunda ilerlemiş bir Türkiye'dir. (...) Ak Parti, seçim sürecinde, son on yılda gerçekleşen kalkınma ve dönüşüm siyasetinin kurumsallaşmasına ve hâlâ çözülememiş sorunların da kolaylıkla çözülebileceğine yönelik bir
Sayfa 309Kitabı okudu
Mektepten sadece diploma bekleyen, çocuklarının
Mide ve giyiminden başka mesûliyet bilmeyen bir cemiyette büyük ruhlar yetişmez. N. Topçu
Dünya üç şeyle Cennet olur: Elden, dilden ve gönülden vermekle, Allah kullarını ta'n etmeyip affetmekle, zalime zulmetmeyip hidayet yolunu göstermekle.
Sayfa 144
N. TOPCUNUN MANEVİYAT ARAYIŞI- APDULAZİZ BEKKİNE HOCAYLA KARŞILAŞMASI -2
Sofraya oturdular, Aziz Efendi Anlatmaya Başladı: "Avrupa uleması ile bizim ulemayı kıyaslıyorlar. Orada felsefe okurlar. Felsefe aklın şüphelerine cevap aramak ihtiyacından doğmuştur. Bir filozofun tamam dediği şeye, bir başkası hayır, tamam değil diyebilir ve karşı çıkabilir. Nitekim çıkıyorlar. Çünkü bakış açıları farklıdır. Felsefe
Sayfa 110 - Nurettin Topçu-Çağdaş Bir Dervişin Dünyası Yazar: Emin Işık Dergah YayınlarıKitabı okudu
Reklam
N. TOPCUNUN MANEVİYAT ARAYIŞI- APDULAZİZ BEKKİNE HOCAYLA KARŞILAŞMASI -1
Bunun üzerine, Sırrı, "Ben seni bir yere götüreceğim, ama titizlenmek yok. Orada yere oturmak var. Tahta kaşıkla yemek yemek var" dedi. Zira Nurettin'i yakından tanıyordu. Ne kadar titiz biri olduğunu biliyordu. Her şeyi baştan söylüyor ve ondan söz almak istiyordu. Yine de ne olur, ne olmaz diyerek, bir de onu götüreceği hoca efendi ile bir ön görüşme yapmak ihtiyacını duydu. Sırrı, bir akşam Aziz Efendi'ye gitti. Ona, Nurettin hakkında bildiği her şeyi anlattı: Fransa'da felsefe tahsil etmiş, Sorbonne da doktora yapmış, titiz mi titiz bir genç öğretmeni getirmek istediğini söyledi. Aziz Efendi, "Kâfiri getir bana, kibirliyi getirme!" dedi. Sırrı, onun kibirli olmadığını söyleyince, "Öyleyse getir" dedi. O akşam Aziz Efendi'ye giderken, yolda Nurettin durmadan Sırrı'ya sorular soruyordu: "Hoca nerelidir? Tahsili nedir?" diyordu. Sırrı da "Bunları bana sorma, Hoca Efendi, sana her şeyi anlatır" diyordu. Zeyrek Camii'ne geldiler. Aziz Efendi, o camiin imamı idi, cami avlusundaki imam evinde oturuyordu. Evin üst katında bir oda vardı, misafirlerini orada ağırlardı. Bunları da oraya aldı. "Siz oturun, ben birazdan geleceğim" dedi ve kapıyı çekti, çıktı. Biraz sonra kapıyı tıklattı, kapıyı Sırrı açtı, Aziz Efendi, elinde bir tepsiyle içeri girdi. Tepside patates yemeği, hamur tatlısı, tahin helvası, ekmek ve tahta kaşıklar vardı. Hoca tepsiyi yere koyarken, "Oğlum, biz Kazanlıyız, Tatarız. Bizde âdet böyledir, buyurun sofraya" dedi. Nurettin, yolda gelirken Sırrı'ya sorduğu sorulardan bir kısmının cevabını böylece almış oldu.
Sayfa 109 - Nurettin Topçu-Çağdaş Bir Dervişin Dünyası Yazar: Emin Işık Dergah YayınlarıKitabı okudu
Hocamız N.Topçu "fikir ve sanatla uğraşacaksanız siyaset ve ticarete bulaşmayın" öğüdünü vermişti.
Sayfa 39 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Erkek ne yazık ki yaşadığını hiçbir zaman tam olarak algılayamaz. 'Tamamlanmamışlık duygusu'yla kadına yalvarır: içimdeki 'öteki'yi anlamaya çalış, n'lour!... Kadın anlamaktan yana değil, yaşamaktan yana koyar ağırlığını.
Sayfa 122Kitabı okudu
189 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.