240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
2 Kere okunmalı!
Öncelikle söylemem gerekir ki nerdeyse her sayfada altını çizdiğim yerler var. Ara verip ikinci kez okuyarak yeniden keşifler yaşamamı sağlayan bir kitap. Çok etkilendim. Kitap beş bölümden oluşuyor. - Yazar giriş bölümünde bize neyin neden olduğunu anlatmaya çalışırken öncelikle hayatla randevu nasıl alınır ondan bahsediyor. - Yaşadığımız bazı şeylerin sebeplerini nasıl öğrenebileceğimize giriş yapıyor. "Hayattan bir randevu aldığında ona sorman gerek ben senden ne istiyorum sen ne veriyorsun?". "Sonuca odaklanıp mutsuz olmak yerine sürece odaklı mutlu olmayı bilmek" Gibi... - "Bugün hayatına dahil edeceğin her şey yarınını oluşturacak." " Başına gelen bir kaza ya da istemsiz olay sonucu yaşadığı sağlık sorunlarının önüne geçemeyebilirsin ancak düzensiz hayatına düzen getirerek sağlıklı bir gelecek yaratabilirsiniz." Bu anlam yüklü sözleri ile bizim minnettar olmamız gereken birçok şeyi fark etmemizi sağlıyor. Kendimizi ıskaladığımız bu hayatta tekrar kendimizi bulmamızı sağlıyor. Kendimizle daha iyi iletişimde olmamızı sağlıyor. - Ve kitabin bir bölümünü yazarken yazarın hayatında yaşananlar yeni gelişmeler oluyor kitap öyle devam ediyor. Burada bizi derinden etkiliyor. Bu kısımlarda kendi hayatımızın dümenine nasıl geçmemiz gerektiğini görebiliyoruz. Önemli olan zihinsel yapımızı değiştirmek ve yeni inanç kalıpları oluşturmak, diyor ama bize ardından inanç değiştirme yollarını da anlatıyor. - Başarı için yapmamız gerekenleri olabildiğince anlaşılır biçimde işliyor - Kendimize sorduruyor madde insan mısın mana insan mı? Derinden etkilendim. Teşekkür ederim.
Kaderle Randevu
Kaderle RandevuFırat Çakır · Destek Yayınları · 202047 okunma
"Elimden gelse hiç konuşmazdım der Konfüçyüs. "İyi ama o zaman nasıl anlatacağız insanlara?" diye endişe eder öğrencileri. Göğün kendisi konuşuyor mu?' diye devam eder üstad. 'Ama dört mevsim pekâlâ birbirini izliyor ve bütün varolanlar çoğalıyor! Göğün ve aşkın konuşmaya ihtiyacı yok.
Reklam
Kendiliğinden gelen sözcüklerin misafirliğini ne çok severdin, Nasılsın… Bugünlerde ben iyi gibiyim yorgun gri kaideler arasında hüzünlü bir yeşilim, Ya sen… Sen… Nasılsın? Göğsündeki ağrılar nasıl? İyi misin?
Birhan Keskin
Birhan Keskin
"Elimden gelse hiç konuşmazdım" der Konfüçyüs. "İyi ama o zaman nasıl anlatacağız insanlara?" diye endişe eder öğrencileri. "Göğün kendisi konuşuyor mu?" diye devam eder üstad. "Ama dört mevsim pekâlâ birbirini izliyor ve bütün varolanlar çoğalıyor."
Şimdi uyan ve yeniden anlat bana o rüyayı, Kendini ve yolunu kaybettiğin, hiç bilmediğin o sokaklarda gelip seni nasıl kurtardığımı anlat bana. Tere bulanmış saçlarını çocuk gibi silerken alnından: “İyi ki tanımışım seni,” deyip yeniden merhametle bak gözlerimin içindeki sana. Rüyaların tersi çıkarmış. Sahiden de iyi ki tanımış mısın beni? Rüyandaki sokaklarda seni kurtaran değil kaybeden oldum değil mi? Arada bir şeyler söyle, bir cevap ver. Hâlâ bu şehirde misin, bu ülkede misin onu bile bilmiyorum ki... Ama böyle olsun istemezdim. Tüm büyük cinayetler bu cümleyle sonlanır değil mi?
Ya sen... Sen... Nasılsın? Göğsündeki ağrılar nasıl? İyi misin?
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.