Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
408 syf.
7/10 puan verdi
·
53 günde okudu
Cesur Konuları Güzel İşlemek Herkesin Harcı Değildir
Madam Bovary ilk başta çok eleştiriye açık bir kitap gibi duruyor. Edebiyat çok farklı bir şey tabi. Mesela geçenlerde ensest temasını işleyen bir oyuna yapılan bir incelemede “enseste özendirilmek”ten bahsedildiğini gördüm. Yani içinde ensest geçen her şey ona özendiriyor mu oluyor? Böyle incelersek, ki sanırım kitap ilk çıktığı zamanlarda böyle
Madam Bovary
Madam BovaryGustave Flaubert · Can Yayınları · 202233,2bin okunma
❝ Bir Kalbiniz Vardır, Onu Hatırlayınız..
İsmet Özel’in çok sevdiğim bir şiiri şu dizelerle bitiyor: “Herkesin bir bahanesi var, senin yok / biraz bekleyebilirsin, daha sonra / burada kalamazsın, başa dönemezsin / ama dön / eve dön! şarkıya dön! kalbine dön! ... Ev deyince hepimiz yanından dere akan, yaz kış bacası tüten o tek katlı yapıyı resmediyoruz hâlâ. Eski şarkılarımız yenileri
Sayfa 18 - E-KitapKitabı okuyor
Reklam
200 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazar yazdığı karakteri öyle hisstemiş ki kitabı ona ithaf etmiş. Kitabın sonuna gelince nedenini anladım. 3 kardeş Emin, Ethem, Ekrem. Zor bir çocukluk çünkü anne baba birbirini sevmiyor. Hatta anne Emin dışında hiç kimseyi sevmiyor o ailede. Emin'i o kadar çok seviyor ki istediği gibi biri yapmaya çalışıyor ve istediği kızla evlendiriyor. Ekrem'i sevmek istemiş ama Ethem'i sevmediği için ikisine de sevgi göstermemiş. Ethem'i kendi istediği kızla evlendirmiş Ekrem de aynı şey başına gelmesin diye kız kaçırmış. Baba yıllar önce yaptığı bir hata yüzünden eşinden korkan ne derse tamam diyen ve pişmanlığının bedelini ömür ödeyen bir karakter. Ölmek istese de ölememiş ta ki gerçeklerin ortaya çıktığı o geceye kadar. Peki bu 3 kardeşin özellikle Ethem'in hayatını çocukluğunu elinden alan gerçek neydi? Babalarının ölümünden sonra neler yaşadılar? Ethem'i nasıl bir hayat bekliyordu? Yeri geldi güldüm yeri geldi duygulandım yeri geldi sınır oldum ama kitabı ve karakterleri çok sevdim. Herkes birbiri hakkında herşeyi biliyor aynı zamanda kimsenin kimseden haberi yokmuş gibi yaşıyorlar. Akıcı, sade, doğal bir dille yazılmış kolay okunan bir kitaptı. Ben artık @serminyasarofficial ın bütün kitaplarını okurum. Kitapla ve sevgiyle kalın...
Söyleme Bilmesinler
Söyleme Bilmesinler
Şermin Yaşar
Şermin Yaşar
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20234,610 okunma
216 syf.
10/10 puan verdi
İnceleme görünümlü yorum ve güzelleme (Sürpriz bozan içerebilir.)
Hayatımda okurken beni böylesine etkileyen, bana her alanda yeni fikirler veren, tefekküre sevk eden bir kitapla çok nadir karşılaşmışımdır.
Yaşamak
Yaşamak
bu kitaplardan biri oldu. Okuyalı çok oldu, incelemesini ancak şimdi yazabiliyorum zira kitabın ve bana kattıklarının iyice demlenmesi gerekiyordu kafamda. Ayrıca bu bir inceleme de değil, zira
Yaşamak
YaşamakCahit Zarifoğlu · Ketebe Yayınları · 20229,3bin okunma
“Küstüm boz!” diye bir tabir vardı eskiden yakın arkadaşlar arasında. İşaret parmağımızla orta parmağımızı çapraz yapardık hani nedensizce. O çocuksu oyun geçmişte kaldı. Her nedense küskünlük huyu peşimiz sıra geldi bizimle birlikte. Göğsümüzü gere gere övündüğümüz yetişkin hallerimizin eteklerine yapışıp kaldı hatta. Oysa yetişkin olmanın
221 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Madamın hizmetinde çalışan soylu bir aile. Lamiel adında bir evlatlık kız edinir fakat halkın diline maruz kalmamak için (halk baya cahil cuhela kanser) yeğenleri olarak tanıtırlar. Kıza herkes hayran kalır ve saygı duyar. 16 yaşında olmasına rağmen yaşıtları gibi hoppa biri değil gayet ağır ve zeki bir kızdır fakat kulturleri dini vecibeleri
Lamiel
LamielStendhal · Karbon Kitaplar · 2020149 okunma
Reklam
Dialog
Dialog Nasıl net gözlem yapa biliriz? Olanları bir birinden nasıl ayıra biliriz? Doğru,yanlış nasıl kolay anlarız? Nasıl nura ulaşıb yalnışdan arınırız? Derler insan çözülmez kutu bağlı. Açılmaz bu kutunun hiç bir zaman sırları.
Ben kendime bir tanıdık mıyım yoksa bir yabancı mı?
"Kim olduğunu bilememesi komik değil miydi? Ya kendi görünüşünü belirleyememek biraz fazla kaçmıyor muydu? Sanki beşiğinde gelip bulmuştu bu görünüş onu. Arkadaşlarını seçebilirdi belki ama kendisini seçmemişti. Hatta insan olmaya bile karar vermiş değildi. İnsan neydi peki?" "Sen kimsin? sorusunun muhatabı bize yabancı olanlar ya da onlara yabancı olduklarımız oluyor genelde değil mi? Yabancıyı sorgularken bunu dilimizden düşürmüyoruz ama kendimize sormak aklımıza niye gelmiyor? Kendimizi doğru düzgün sorgulayıp tanıdık hâline getirdik mi ki, yabancılık seviyesinden hemen tanıdık seviyesine atlıyoruz? Kendimize bu torpili yapmamız, içimizde bir yabancıyı büyütmemize neden oluyor. -O yabancı, hayat pusulamız aslında. Ama tanışmadığımız için "Öylesine birisi." olarak kalıyor.- Ve bu yabancıyı gerçekten tanımadığımız sürece içimizde çatışmalar yaşanıyor: O A'yı istiyor, biz B'yi, "Bunun beni mutlu etmesi gerekirdi ama etmedi.", "Ne istediğimi bilmiyorum." gibi gibi. Üç parçadan bir bütünüz ama o parçalarla tanışa tanışa parçaları bizim birleştirmemiz gerekiyor. Ama herkes zaten bunu bilir(!) ve yapar(!). -İnsanın çok bilmişlik özelliğinin ilk kendinde patlak verdiğini öğrenmiş olmak hem gülünç hem de biraz acınası geliyor. -Bildiğimiz hiçbir şey yok aslında ama hep biliyor veya her şeyi biliyor sanrısındayız. Bu Dünyaya gözümüzü açmışken nasıl bu kadar uyuyabiliyoruz onu da anlamıyorum zaten...
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.