Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanlar yozlaşır. İnsanlar değişir. Ve en acısı insanlar unutur. Çoğu kez. Büyük küçük dinlemeden. Sadece unutur. Unuttukça hatırlamaz bir daha. Eski hisleri, duyguları ve belki özlemleri. Ama ne önemi var 21. asırlılar için bu tür şeylerin. Farz etki yaşasınlar hayatlarını kelebeğin hayatı misali bir gün. Yine onlar için kalmayacak bu tür şeylerin önemi. Çağdan çağa yozlaştı insanoğlu. Fark etmedi ki her çağda bıraktı bir başka iyi huyunu.
İnsanlarla bir arada olma ihtiyacı "bir çıkar giderme, ihtiyaç karşılama" dışında ne olabilir ki başka? Derdini, sıkıntını paylaşmak istediğin zaman bile anlayacağını düşündüğün birisiyle "anlaşılma ihtiyacını" gidermiş oluyorsun, karşı taraf da bu durumu başka bir şekilde geri sunabiliyor -kullananiliyor- , o halde "çıkar ilişkisi" denen şey son zamanların modası değil de insanın doğası ile birlikte var olan bir olgu fakat bizler zihinlerimizde onu anlamlandırarak sancılı bir süreçle birlikte idrak edebiliyoruz, öyle olduğunda da artık insanlar değişti eskisi gibi değil deriz, hâlbuki "kabullenmek" gerekir bu durumu , acı ama GERÇEK! Doğrular değişir, gerçekler değişmez, bu hep böyle gidecektir...
Reklam
"Benimle ne yapacaksın?" "Ne istersem." "Canımı acıtacak mısın?" "Değişir." "Neye göre?" "Emirleri takip etmekte iyi olup olmadığına göre." Yutkunurken ona baktım. İyi değildim, gerçekten değildim.
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
"HİKÂYE HIRSIZI" Hikâyeler kim olduğumuzu anımsa­mak ve yeniden güven kazanıp, rahatlamak için daldığımız kuyu­lardı ve başkalarına ne kadar tuhaf görünse de bizler aslında hayatta kalma sürecinin önemli, hatta can alıcı unsurlarıydık:Kişi olarak, toplum olarak, tür olarak. Kitabımızın baş karakteri Jack'in çocukluk hayalidir iyi
Hikaye Hırsızı
Hikaye HırsızıJean Hanff Korelitz · Altın Kitaplar · 2024294 okunma
Ama adam haklı :D
Bir şeyi itiraf etmek gerekir ki sevip de kavuşamayanın kahrı ne kadar çekilmezse, kavuşanların da keyfi bir o kadar çekilmezdir. Bu ikisinden de bir süre uzak durmakta fayda var. Hadi kavuşamayan tek başına gelir, dert yanar, ağlar sızlar, kafa ütüler. Ama kavuşan dediğin tek de değil ki arkadaş, iki kişi birden üşüşürler başına. Misal yeni sevgili olmuş tüm çiftleri alıp Bilecik'e doldursan, bir süre sonra Bilecik'in bitki örtüsü değişir. Mevsimler ilkbahar ve yaz olmak üzere ikiye düşer. Yalnızca tüketime dayalı, romantik filmlerin gişe rekorları kırdığı, Mustafa Ceceli'nin vali olarak atandığı bir yer haline gelir Bilecik. Zaten bir süre sonra adı da Mıncıristan olarak değiştirilir muhtemelen.
·
Puan vermedi
Başlığına aldanıp köyde geçen sıradan bir hayat sanılmasın asla ! Küçücük bir yürekten alınacak ne dersler var, ne küçük şeyleri kendimize dert ediyoruz dedirttiren bir kitap biter ve gönülhaneme girer. Şu an kim bir yanlış yapsa hemen küçüklük travmalarına bağladığı,psikolojisi bozuk olan herkesin sığındığı küçükken şunu yaşadım ondan dedigi şeylerin içinden geçip yine de yufka yürekli kalabilen Aziz in hikayesi. Konu 1950'lilerin sonu 1960 ların başları Aziz'in babası İzmire çalışmaya gidiyor annesi ve kardeşiyle yaşarken annesi kas hastası olan dayısı Hasan a yardım etmesi için ananesinin köyüne yollar onu. Ninesi güllale ,dedesi ve Hasan dayısı ile yaşamaya başlar ama babasından gelen mektupla hersey değişir. Babası artık köye dönmeyeceğini onların şehire taşınmasını ister.Annesi Aziz i köyde bırakıp gider arada sepetler yollar ama Aziz tercih edilmeyen olmasına rağmen hiç isyan etmez sadece özler. Öyle özler ki yalandan hastayım deyip ameliyat bile olur. Başına ne gelirse gelsin duruşunu bozmayışı, dayısıyla muhabbeti,kendinden beklenmeyen olgunluğuyla açıkçası kitap hiç bitsin istemedim. Şehirdeki hayatına hiç bir şey yokmuş gibi devam edip yeni çocuklar doğuran annesine ayrı ,kendisine hiç sarılmayan babasına ayrı sinir olurken onun kendi içinde herseye bir açıklama bulup sakin duruşu gülümsetti. Hayatlar,fedakarlıklar,aile yapısı,başa gelen çekilir, sorunlarla baş ederken kendin olmaktan vazgeçme duygularını öyle güzel hissettiren bir kitaptı ki samimi bir roman arayanlara biçilmiş kaftan.
İki Köy Bir Şehir
İki Köy Bir ŞehirBerna Nalbantlar · Dorlion Yayınları · 202414 okunma
Reklam
> Avrupa Birliği ile Amerika Birleşik Devletleri uzlaşamadı . Böyle bir durumda Avrupa Birliği'ne doğru hızla giden Türkiye'yi nasıl engelleyecek? M. KAYNAK: Türkiye'de siyasi iktidarı belirlemek, şu anda, Amerika Birleşik Devletleri için kolay hale geldi. Mesela önümüzdeki bir seçimde Genç Parti'nin olmadığını farz edin. Genç Parti olmadığı zaman Türkiye'deki siyasi hayat müthiş bir biçimde değişir. Çünkü hem DYP, hem MHP barajı aşar, Mecliste 4 parti olur. Ve Ak Parti de mutlak çoğunluğu sağlayamaz. Bugünkünden son derece farklı bir siyasi yapı ortaya çıkar. 3 Kasım'dan önceki siyasi yapıyı Genç Parti müdahale ederek bozmuştur. Türkiye'nin siyasetinde, radikal, köklü, inanılmaz değişiklik yaratmıştır. Soru şu; bu Türk halkının tercihi midir, yoksa Genç Parti'yi bu denklemin içine sokanların tercihi midir?
352 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Merhabalar bugün kalemini çok sevdiğim yazar dan okuduğum ikinci eserle karşınızdayım. Yazarın kalemi o kadar akıcı ki, ilk sayfadan itibaren içine hapsedip. Ne ara son sayfaya geldiğimi bile anlamadım. Önsöz de bile çok duygulanıp gözlerim doldu hatta. Yazarın bu kitap senin için dediği arkadaşına olan özlemi, beni oldukça etkiledi.Polisiye ve
Eylül Rüzgarı
Eylül RüzgarıAynil Onur Yüksel · İkinci Adam Yayınları · 202225 okunma
Hayat okulu bu şekilde işler..
"Bu neden benim başıma geliyor?" demek yerine; "Bu bana ne öğretmeye çalışıyor?" dediğimizde, hayatımızda her şey mucizevi bir şekilde değişir...
Hayat değişir.Aşkı kaybederiz. Arkadaşlarımızı kaybederiz.Hiç kaybetmeyeceğimizi sandığımız parçalarımızı kaybederiz.Sonra biz bile farkına varmadan bu parçalar geri gelir ve aynaya daha güçlü versiyonumuz bakar.Bir şeyler ne kadar kötüye giderse gitsin,iyi günler de gelecektir.
Reklam
Merham ve Merhem
Üç günlük dünya, gidenin, kalanın ve yananın tuttuğu. Verilen her söz umuttu. Ben unutulmaya yüz tuttum. Göremedim ondan başkasını Sorma, sorma bu aşk nasıl.
Hangi şartlarda ne şekilde davranacağını kestirebilir misiniz bir insanın? Sınırlarını bilebilir misiniz? Dayanma gücü, sabrı, nefreti, sevgisi. Değişir, zamana göre, ana göre, duruma, şarta göre.
insanlar çalışırken ne kadar mesut oluyorlar! yaratmanın hızı, onları içlerinde kavrayıp kurduğu zaman bu ölüm makinesi ne kadar güzel, ne kadar temiz bir âhenkle işliyor! sonra her şey nasıl sevimli, cana yakın oluyor. hiçbir şey kendi alın teri kadar bir insanı tatmin edemez. çalışan insan kendi varlığında hüküm süren bir âhengi bütün kainata nakleder. hayatın biricik nizamı bu âhengin kendisi olmalıdır. böyle olunca her şey değişir, peşinde koştuğumuz muvazeneyi buluruz.
Sayfa 60 - Dergâh
Senin maddi geriliğin beş kuruş etmez. Senin manevi geriliğindir sırtüstü getiren. Madde bir günde değişir. Türkiye'nin bir dağından altın çıkar, sen bir günde dünyanın en zengin milleti olursun. En zengin bir milletin beynine bir bomba iner, bir felaket olur, bir günde fakir olur. Ama ahlâk ve kültür, manevi kıymetler bir günde ne yükselir ne alçalır. Asıl felaket buradadır. Türkiye'yi yalnız para kurtarmayacak, yalnız maddiyat kurtarmayacak. Senin zihniyetin bozuksa dünyanın en zengini olsan beş kuruş etmez. Çocukların intihar eder. İdeal olmadığı zaman, bir mefkuresi, bir ideali, bir imanı, bir inancı, bir kültürü, bir temel felsefesi yoksa o servet sana beladır. O servet ancak mana ile birlikte bir değerdir. O manayı kaybettikten sonra madde sana bela olur.
Kadir Mısıroğlu
Kadir Mısıroğlu
Bazen vazgeçersin. Herkesten ve her şeyden. Uzaklara gitmek istersin, başka yerlere kaçmak. Kimseyle konuşmak, kimseyi görmek istemezsin. Kurduğun hayallerden, verdiğin sözlerden vazgeçersin. Ne başarmaya gücün kalır, ne de oldurmaya. Bir iki defa kendini kandırır yeniden denersin, çok geçmeden anlarsın. Olmayacağını, olduramayacağını. "Keşke" dersin, "Keşke ben de herkes gibi olabilsem. Otursam bir köşeye insanları izlesem. Hiçbir şey düşünmeden, hiç düş kurmadan, olur mu diye ümit etmeden". Yorulursun. Bir şeyleri beklemekten, "Acaba değişir mi?" diye sorgulamaktan. Bir mucize olsun diye inanmaktan yorulursun. Kendini suçlamaya başlarsın, umut ettiğin için, emek verdiğin için. Gerçekleşmemesine rağmen hayallerinin peşinden koştuğun için. Bütün düşlerden, verdiğin bütün sözlerden. Biriktirdiğin bütün hayallerinden tek tek vazgeçersin.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.