Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çünkü her şey ortadaydı, "Tamam Nilüfer" demek isterdim ona. "Sen Serhat'a kızgınsın, bir erkek seni iki saat bekletiyorsa bu ilişkiye önem vermiyor demektir. Hiç sevilmemişsin demektir. Ama ne olur böyle yapay hareketlerle kurtulmaya çalışma o hüzünden, bırak şu dişi iklimin sahte gururunu, illa ki yaşamak istiyorsan da bir erkek gibi yaşa hüznünü."
Bir tek önemli şey oldu. Rasimle camın kenarında duruyoruz, içki bardakları ve çörek börek tepsilerinin uzağındayız. Toplantıyı izlemek için Ankaradan gelen İsmet Özel yanımızda. Birileri tanıştırdı. İsmet tebrik etti bizi. "Toplantının yıldızıydınız " dedi. Birkaç cümleden sonra "Bizim safımızda olmanızı isterdim" dedi. "Allah korusun" dedim. İsmet Özelin yanında nursuz bir yüz belirdi. Haşa "Ne karışır" dedi. Ve ben "Yalnız O karışır" dedim. Böyle oldu.
Sayfa 194Kitabı okudu
Reklam
250 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı açtığımda Yakup Kadriye açık bir mektup buluyorsunuz Halide Edip den. Kitabın Ödünç alınan adından ötürü. Zarafet ve incelikle döşenmiş satırlar, kelimeler kaplamakta mektubu. Bu kitabı ve bu mektubu için yazarımızı hem kutlamak hem teşekkür etmek geldi yüreğimden. Umarım duygularım ruhlarına ulaşmıştır... Ben Halil, Kendince
Ateşten Gömlek
Ateşten GömlekHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 201923,4bin okunma
Mesela yanımda olsaydın güzel olurdu. Uçurtma uçururduk belki. Pamuk şeker yerdik ben çok severim şekeri, öğrenirdin. Yanımda olurdun en basitinden. Beni severdin,özlerdin.film izlerdik,korku filmi. Korkup sana sarılabilirdim mesela. “Korkma ben yanındayım, bu sadece bi film.” diyip dalga geçebilirdin benimle gülerdik. Düşünsene beraber gülerdik. Beraber ağlardık hatta. Gözyaşlarımı silerdin sen, ben de senin burnunu öperdim. Yine gülerdik. Her şeyi sana anlatırdım sıkılmadan dinlerdin. İçerdik belki? Sarhoş olurduk. Ne güzel olur ama. Ben sarhoşken sana hiç söyleyemeyeceğim şeyleri söylerdim belki. Sen yine gülerdin. Bildiğim fıkraları anlatırdım sana. Uyuduğun zaman izleyebilirdim seni. Pasta alırdık, pastayı yüzüne bulaştırırdım belki. Su savaşı yapabiliriz mesela. Hatta sulu boya da yapardık seninle. Seninki daha güzel olurdu kıskanırdım.Kokunu içime çekerdim. Öyle güzel kokardın ki boynunda uyumak isterdim. Gitmezdin yanımdan,bir saniye bile. Hep beraber olurduk. Balık tutardık. Sonra yerdik onları. Ellerimle yedirebilirim sana. Kılçıklarını ayıklardım belki. Şiir okurdun bana. Bilirsin çok severim şiiri… Fotoğraflarımı çekerdin . Beraber çekinirdik . Öperdin belki de,durmadan öpebilirdin beni. Utanabilirim yanında, kızma. Sarılırdın belki de. Hep sarıl asla bırakma. Ellerini tutunca kalbimin hızlanmasını açıklayamazdım . Gülerdin yine. Olsun sen hep gül bana. Gül diye elimden gelen tüm şebeklikleri yapabilirim senin için. Gitmeni istemediğimi biliyorsun. O yüzden sen hep gül bana ama gitme.
Şu an yanımda olmanı çok isterdim.Ama değilsin...Sen oradasın ve orası ne kadar şanslı olduğunu bilmiyor... ~Nazım Hikmet.~
İnce Memed'i yazmak kolaydı, zor olan İnce Memed olmaktı... Ne demişti Yaşar Kemal? "Cesaretim olsa, tıpkı İnce Memed'in destanını yazdığım gibi Mustafa Kemal'in destanını da yazmak isterdim." Yazamadı, ne Mustafa Kemal'in destanını yazabildi, ne de İnce Memed olabildi. Ermeni soykırımı dedi, 1984'te Fransızlardan ödül aldı. Kürt sorunu dedi, yine Fransızlardan sövalye nişanı aldı. 2011'de Fransa Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Jean-Louis Georgelin'den Grand Officier nişanını alırken, kendi ülkesinde yaşanan haksızlıklar karşısında ağzını açıpta tek kelime etmedi. Vatan meseleleri karşısında susmayı, süslü kokteyllerde şampanyasını yudumlamayı tercih etti. O halde soruyorum. Yasını tuttuğunuz Yaşar Kemal, ne zaman öldü? Dün mü? Yıllar önce mi? Ümit Doğan (Yazar) - Mustafa Kemal'in Muhafızı Topal Osman'ın Yazarı.
Reklam
Bu günahsız gözlerimi de yaktırma bana. Sana mı ona mı inanayım battım yalana. Tam unuttum dediğim an bulaştın yakama. Bi de onu öperken de baktın ya bana. Sen, en pis hali nefretin. Huzuru beni düşünmeden kendine çektin. Bu masaya bir resmin az geldi. Dön de gururum yine bana ihanet etsin. Bu evi, eşyaları bile sattırma bana. Bütün
Yüreğinin denizlerini de dalgalandırdın, hırçınlığınla... Sadece kendiyle savaşan, amaçsız bir savaşçısın sen... Kırıldığın, üzüldüğün şeylere bak, ne kadar güçsüzsün, umarsız bir hayatın kilometrelerini böyle aşamazsın inan... İsterdim ki, bir değişim yarat kendinde, söv sönmüş yıldızlara... Kendine kahretme artık, seni çıldırtan huylarına derin bir çizgi çek... Boşver yüreğini katmerleyen, gözlerini çivileyen üzünç basınçlarına... Yaşamak bir şarkı, yaşamak bir sevda, yaşamak gözlerin gibi gerçek... Selahattin Yetgin
368 syf.
5/10 puan verdi
Biraz aşk molası versem diyeniniz var mı? TV'de sık rastladığımız romatik-komedi filmleri gibi bir kitap bu. Düğün organizatörü kızımız Dakota'nın kendi düğününde ekilmesiyle başlıyor hikaye. Bir ara çok güldüm gerçekten.Öyle devam etsin isterdim ama etmedi. İndirimli denk gelirseniz, benim gibi, alabilirsiniz. Yalnız yayınevine biraz sitem etmek istiyorum buradan. O tırnak işaretlerinin hali nedir yahu? O kadar çok hatalı tırnak işareti vardı ki kim ne diyor, biri ne zaman konuşmaya başladı, nasıl okuyorum ben filan derken bir hal oldum :/
Ey Aşk, Evliliğe Hazır mısın?
Ey Aşk, Evliliğe Hazır mısın?Cindi Madsen · Novella Yayınları · 201492 okunma
Ah! Güç sahibi olup da, insanları adil olmaya zorlamayı ne kadar isterdim.
Reklam
Niçin bunu anlamıyor Samim? Ona hiç görmediği bir yakınlıktan sormak isterdim; niçin böylesin? Niçin beni en yüksek emellerimden en çirkin arzularıma kadar, iki benligimin müşterek bütünü ve tam realitesi içinde kabul etmiyorsun? Ne olur işte, sana buhranlarimin bütün çıplaklığı içinde görünsem; dokulsem, hiçbir korku duymasam senin fikirlerinden. Senin o affetmez kanunlarindan. O hiç mevcut olmadığı halde aramızda bu memleketten ve dünyadan daha fazla mevcut Simeranya'dan.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.