Deniz Gezmiş
Bütün bu olayları, bu acıları, gelecek kuşakların belki de hatırlamayacağını düşünüyorsun. Bütün bu acıları, sıkıntıları onlar için çektiğini çok iyi biliyorsun oysa. Ve birden, kendi açından bakınca, bir kişi olduğunu, yani biricikliğini, içine girdiğin çatışmanın bir kişinin çatışması olduğunu, ölürsen bir kişinin ölümüyle öleceğini ve bunun, o büyük kavganın içinde ne kadar önemsiz kalacağını düşünüyorsun bir an. Ve gelecek kuşaklar beş yüz kişi falan öldü diye bilecekler ve geçip gideceksin o beş yüz kişinin içinde. Çektiğin acıların gelecek kuşaklarca da bilinmesini istiyorsun ister istemez.
Diyebiliriz ki, günümüz insanları belki de fark etmeden şirke düşüyor.
"Abdullah b. Avf b. el-Ahmer anlatıyor: Müsâfir adında bir zat; Hz. Ali, Enbar'dan hareket ederek Nehrevanlılara karşı sefere çıkmak üzereyken: "Ey Müminlerin Emîri, sakın bu saatte yola çıkma. Akşam güneş battıktan üç saat sonra yola çık." dedi. Hz.Ali, bunun sebebini sorduğunda, Müsâfir şu cevabı verdi: "Eğer bu saatte
Sayfa 442Kitabı okudu
Reklam
Bir de, bütün bu olayları, bu acıları, gelecek kuşakların belki de hatırlamayacağını düşünüyorsun. Bütün bu acıları, sıkıntıları onlar için çektiğini çok iyi biliyorsun oysa. Ve birden, kendi açından bakınca, bir kişi olduğunu, yani biricikliğini, içine girdiğin çatışmanın bir kişinin çatışması olduğunu, ölürsen bir kişinin ölümüyle öleceğini ve bunun, o büyük kavganın içinde ne kadar önemsiz kalacağını düşünüyorsun bir an. İşte Vietnam. Milyonlarca insan ölmüş. Her biri, bir yığın acı, bir yığın sıkıntı çekmiş ve ölmüş. Ölen bir yığın devrimci. Ama her ölen, bir kişilik ölümünü ölmüş. Ve gelecek kuşaklar, "Beş yüz kişi falan öldü." diye bilecekler ve geçip gideceksin o beş yüz kişinin içinde. Çektiğin acıların gelecek kuşaklarca da bilinmesini istiyorsun ister istemez.
HUGO — Neyle düşüneyim istiyorsun? SUCK — Bana bak arkadaş, kelle koltukta olunca, kafasıyla düşünemez insan. Evet, bu hal bitsin istiyordum, doğru- Bir an için, kısa bir an için, tâ ki başka bir şeye ilgilenebileyim diye. Kendimden başka herhangi bir şeye. Ama kendime olan saygım değildi bu. ömründe aç kalmadın stil, sonlu da gelmiş burda
Ah bu Anneler olmasa...
Annesi oğluna bir oda yapmak istiyordu, babası Ön kapıya geldi, kapıyı açtı ve boğuk bir fısıltıyla, anneme; "Ne yapmayı düşünüyorsun?" dedi. Akşam yemeğini masaya getiren anneni, "Aa, sana söylemeyi unuttum. Christy için arka bahçede bir oda yapacağım." dedi. "Tanrım!" dedi, babam anneme bakarak. "Evden atılmamızı mı istiyorsun? Ne yaptığının farkında mısın? Otoriteler şimdi... " "Biliyorum, biliyorum" dedi annem sessizce, "şimdi iyi bir adam ol ve yemeğini ye yoksa soğuyacak." Ağzı dolu bir şekilde, "Bu işi ancak ben öldükten sonra yapabilirsin" dedi babam. Annem, son derece yumuşak bir tavırla, "önce seni gömerim" dedi.
SOKAKTA BİR DELİ! Pencerenin önünden seslendim: —Holmes!... O sabah sokağı seyrederek vakit geçiriyordum. Cevap alamayınca yine seslendim: —Holmes!. —Ne var? —Sokakta deli var. —Tımarhaneye mi götürüyorlar? —Hayır, başıboş dolaşıyor...yürekler acısı bir manzara... adamcağızı ne diye sokağa bırakmışlar? Günah… Dostum gerindi, tembel
Reklam
120 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.