Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu bir “Vehn” krizidir!
İlk önce yüreklerimizde başladı Efendimiz’in (s.a.s) bahsettiği Vehn krizleri… Büyük bir dünya sevgisi kapladı tüm benliğimizi. Daha çok kazanma hırsı, daha lüks yaşama arzusu, daha iyi evlerde oturma, daha iyi arabalara binme hayalleri işgal etti yüreklerimizi… Sonunda ne davamıza, ne gariplere ne de merhamete yer kaldı yüreklerimizde. En son
Kimseye uyum sağlamak zorunda değilim. Kimsenin bana göre davranmak için incelik göstermediği gibi bende hiç kimseye göre adımlarımı ayarlayacak değilim. Herkes keyfince ben neden ömrüm yenince! Öfkemi af buyrun ama susamam, insanların bir kısmı kötüdür ve onlari hep görmek zorunda kalırsın. Tam tersi olmasını beklerdik oysa ki değil mi? Neden cevaplarımız dahi yok? Halbu ki ben her zaman kesinim. Sizin neden kesin kararlarınız yok. Sizler de kesin olan durumlara ihtiyacınız var. Aksi takdirde bu belirsizliğiniz beni öldürecek..! Zamanın bize mecbur ettirdikleriyle beraber kendimizi, kendi benliğimizi kaybettik. Ne zaman yok olur bu zaman? Hiçbirimiz bilmiyoruz değil mi?! Tıpkı nefesimizin hangi güne tekabül edeceğini bilmediğimiz gibi...tırnaklarımızı geçirerek yırtındığımız bu dünya hayatı için ne çok şey kaybettik ne çok şey kazandık...neyse ki gerçek dünyanın varolduğunun bilincinde ve fikrindeyiz. Hazır yeri gelmişken şunuda söyleyeyim: İnsanlık, nefsine yenik düşmüşse eğer; bil ki, artık o insan olmaktan çıkmış bir zavallıdan farksızdır. Hayvanlar bile usülünce yaşayıp giderken, biz insanlar hayvanlardan bile aşağılık duruma düşürür olmuşuz kendimizi. Öyleyse söyleyin bana, hanginiz nefsini yerla yeksan edebildi? Ne mutlu ona, galip gelmiş tüm fenalıklara!..
Reklam
Bi gün daha bitti,ne kazandık ? Ne kaybettik ? Yoksa hala aynı yerdemiyiz?
Gördün mü yıllar geçti ne kazandık neler kaybettik bir bakın neye harcadık ömrümüzü
Tokat'ta Ortaokul: İlk Gazetem Yaltırık'ı Çıkartıyorum Tokat'ta en büyük kazancım Yekta [Güngör Özden] olmuştur. Yekta ile Tokat'ta tanıştık. En eski arkadaşım Türkiye'de halen Yekta'dır benim. Yekta da Tokat Lisesi'nde. Ben ortaokul 3'deyken o Lise 1'deydi, leylîydi [yatılı]. Oradan ahbap
Başında Baltacı bulunan ordunun Prut bataklıklarında elde ettiği zaferi gözönüne getiriniz. Bir de yine aynı Baltacı'nın namı diğerle Moskof'la imzaladığı muahedeyi değerlendiriniz. Gazi Osman Paşa Plevne'yi kazandı. İftihar ederiz. Mohaç gibi, Niğbolu, Kosova gibi Plevnede dünya durdukça ırkımızın fazileti, yiğitliğinin unutulmaz
Sayfa 61 - Arba YayınlarıKitabı okudu
Reklam
112 syf.
9/10 puan verdi
Bu kitabı okuyan zaten kaybetmiştir. Okumayan ise kaybettiğini bilememiştir. Eser hakkında ne söylenilebilir ki? Okumaya değer fazlasıyla değer bir kitap fakat bizler kaybedilen değerlerimizin farkında mıyız? Yaşantılarımızla özenilecek bir insan, özenilecek bir toplum ve özenilecek bir devlet olma imkanlarımız vardı. Bunlar bizlerin elinden alındı hem de bunu bizler kendi ellerimizle yaptık. Neleri kaybettik neleri kazandık bunları idrak etmemizi sağlayacak bir eser.
Çağ Ve İlham-1
Çağ Ve İlham-1Sezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 2022543 okunma
9/10 puan verdi
Batılılaşmayla Ne Kazandık ? Ne Kaybettik ?
Said Halim Paşa (1864-1921) 19. yüzyılda yıkılmaya başlayan Osmanlı Hanedanlığında Sadrazamlık dahi yapmış, büyük bir düşünür, yazar ve bürokrattır... Ayrıca İslamcılık fikriyatının kurucularındandır. Hemen tüm eserlerinde Batılılaşmayı ciddi bir "problem" olarak görmüş, bu problemin Osmanlı Hanedanlığına ciddi derecede zarar vereceğini büyük bir cesaretle dile getirmiştir. Tezi: Batının sosyo-kültürel yapısının Osmanlı ile asla birebir uyuşmadığı noktasındadır. Bunu da taassubla değil, ilmî kriterlerle ortaya koymaktadır. Said Halim Paşa'ya göre; her medeniyetin kendine has tarihsel bir hikayesi ve bilgi birikimi / tecrübesi vardır; hiçbir medeniyet, bir diğerini bu manada taklid edemez, ederse kendi kimliğinden olur, ona da benzeyemez. Tüm kitap kurtlarına, tarih meraklılarına, bilhassa üniversite ve üzerinde eğitim alan herkese tavsiye edebiliriz.
Said Halim Paşa Bütün Eserleri
Said Halim Paşa Bütün EserleriSaid Halim Paşa · Anka Yayınları · 200325 okunma
İnternet
2000'ler hatta 2010'lardan sonra insan ilişkileri dijital bir boyut kazandı. Eskiden yok muydu internet, vardı tabii ama bu kadar yaygın değildi. Cep telefonları akıllı olmasa da iş görüyordu. Yaşam internete bu kadar bağlı değildi. Evraklar, işler, posta gelmesi, kargo gelmesi, lokantaya gidip yemek yemek için sıra beklenmesi... İnternet fiber kablolarla geliyordu, ışıltısı bizim de zamanımızı hızlandırdı. Makineler işçileri nasıl gömdüyse, internet de aynısını yaptı. Bir ürüne harcanan birim emek düştü. Bilinçsiz, dolayısıyla ona verilen komutlardan başka bir şey yapamayan suistimale çok açık ama kendi içinde narsistik derecede kusursuz olan makinelere teslim ettik kendimizi. Yetmiyordu ürettiklerimiz, üretimi katlettik. Diktiği kazakta bir ilmek kaçırıp her defasında farklı kusurlu bir kazak ören terziyi kaybettik, bize aynılıktan başka bir şey sunmayan makineleri kazandık. Eksikliğin getirdiği tamamlama arzusunu kaybettik, her şey elimizin altındaydı, ne ararsak bulurduk ya? Araştırmanın, merak etmenin önemini yitirdik. İnternet bir yayım aracıydı. Kitleleri bir araya o kadar hızlı getirebiliyordu ki hiç olmaz dediğiniz fikirler bir anda buluşuyor birbirine karışıyordu. Dünyanın bir ucu diğer ucuna fiber iplikle bağlandı. Makineler belki daha masumdu. İnsanların ona yükledikleri komutlarla çalışıyorlardı neticede. Ama internet öyle mi? İnsanı dıştan pakladı, cilaladı ve içini komutladı.
Biz bu yalan sevdada çok şeyi terk ettik. Batı diye bir sevgili koydular gözlerimizin önüne, celladımızı âşık ettiler bizi ve biz kör bir aşkla ona bakarken kıymete değer ne varsa aldı da götürdüler ellerimizden. Kazandığımızı zannettiğimizde kaybettik biz. Ve elindeki altınları verip de yerine parlak plastikler alan Kızılderili kadar da masum değildik. Ve mefkûremizi medeniyetimizi, derdimizi verip de bir put aldık kendimize; "Batı..." Herkes kendi vaktinden şikâyetçi dedim ya sana. Yani bu dert her vaktin derdi. İşte Ziya Paşa ne güzel hülasa ediyor: Milliyeti nisyan ederek her işimizde, / Efkâr-ı Firenge tebaiyet yeni çıktı. / Eyvah! Bu baziçede bizler yine yandık, / Zira ki ziyan ortada, bilmem ne kazandık?
Reklam
Ne kazandık neleri kaybettik. Kim kazandı bu oyunu?
hayat böyledir, bir şey kazanır başka bir şey kaybedersin.
Sayfa 294 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
110 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.