Kitap bitti ama ben de bittim. Nefretine ortak oldum karekterin, şekilci dünyaya onun için sövdüm. Ne var yani; cüce, kolsuz, sırtı tamamen kıllı, yeşilimsi ve ur içinde, kemikleri her an bedenini yırtacak kadar şekilsiz, yılan dilli, sağır ve düşünceleri okuyup sizi ölüme dahi sürüklüyorsa? Nedir yani bu body shame merakı, hayır yanlış anlamayın da siz de çok matah değilsiniz. Sonuçta orta çağa benzer bir zaman, sen ne kadar cool olabilirsin yani?
Kitap bir genelevde aynı anda doğan bir ucube ve güzeller güzeli bir kızın hayatı. Ucube üzerinden ilerliyor. Tımarhane, sirk, lüks konaklarda geçen bir hayatın temel amacı, sevdiği kızı bulmak. İnsanların düşüncelerini okuyup iletişim kurabiliyor, bilinç ve altlarında sevdiği kızı arıyor. Ama bir o kadar da saf benim bebeğim, valla bak. Delirtmeyin insanı aklınızı alırım diyor en sonunda. Yani sizde hayatının amacını elinen aldınız adamın, ne için, neymiş şeytanmış. Allah adına aldığınız canlar sizin yakanızı bırakmaz ben size söyliyeyim. Bir bölüm var ki aman allahım didim, nasıl bir intikam susamışlığı, her sayfada helal olsun sana dedim. Baya bende nefret ettim çünkü onunla.
Çevirinin şaheserliği de inanılmaz, hemen çevirmeni olduğu diğer kitaplardan da listeme ekledim. Koku, Notre Dame'ın Kamburu, Güzel ve Çirkin evlenmiş ve çocuk yapmış gibi bir kitap. Ama daha karanlık, daha kanlı, daha heyecanlı.