Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Allah (c.c.), zaman çarkı içinde vukubulacak her şeyi, insanoğlunun yapacağı icat ve ilmî keşifleri de ilm-i ezelisiyle bilir. Keşifler Allah (c.c.)'ın kâinatın nizamı için koyduğu kanunların bilinmesinden ibarettir. (Dünyanın kendi etrafında ve güneşin etrafında dönmesi gibi) Bu kanun ve nizamları yaratan Allah (c.c.), Kur'ân'ı indirdi ve elçisine sünnet-i Nebevi'yi vahyetti. "O (peygamber) kendiliğinden (kendi hevasından) konuşmaz.” (Necm, 3) Öyle ise Allah (c.c.)'ın kâinat için koyduğu nizam ile Kur'ân'daki nizamı asla çelişmez. Kâinat, Allah (c.c.)'ın (menzur) gözler önüne serdiği nizamı, Kur'ân ise (mestur) satırlara yerleştirdiği nizamıdır. Bu iki nizam asla karşı karşıya gelerek çelişkiye düşmezler. Hiçbir ilmî teorinin Kur'ân âyeti veya sahih olan hadis-i nebevi ile çelişkiye düşmesi mümkün değildir. Çelişkiye düştüğü takdirde o teori henüz tam tespit edilmemiş demektir. Zira nice ilmî gerçek olarak kabul ettiğimiz teoriler vardır ki daha sonra o teorilerin sahipleri o teorilerden dönmüş veya onlardan sonra gelen bilginler o teorilerin hatalı olduğunu ispat etmiştir.
Bugün eğitim ve öğretim sahasında bir yap-boz tahtalarına çevirdiğimiz başta yavrularımızın o körpe zihinleri olmak üzere, diğer tüm eğitim alanlarının en büyük sorunu da bu üç noktanın doğru bir şekilde tespit edilememesinden kaynaklanmıyor mu? Talebe yola revan olmuş, ama ne gayesi, ne müfredati ve ne de metodu bellidir. Her gelenin "sil yeniden basla" diyerek avami bir tabir ile adeta şamar oğlanına dönüştürdükleri bir sistemle ne yazik ki, egitim ve ögretim için emanet edilen talebeler, egitilerek birakin kabiliyetlerinin gelistirilmesini, var olan potansiyelleri bile köreltilip dışarı salıverilen insanlara dönüsmüslerdir. Okullarimizda bu yasanirken, din eğitimi veren müesseselerimizde de durum çok farkli değildir. Buralarda da; "benim oğlum bina okur, döner döner yine okur" mantığının halen devam ettigini görmekteyiz. Ne yazik ki; yillar yılı din eğitimine devam eden müesseselerimizde, umutlari tükenmis, hedefleri kaybolmus, heyecanları bitmiş talebelerle karşı karşıyayız.
Reklam
Ön Söz
Bu çalışma, Resûl-i Ekrem'in (s.a.s.) nebevî mirasının en nadide parçalarından biri olan "aile içi merhameti” bir sabite olarak kabul etmekte ve merhamet ortamını zedeleyen her türlü şiddet eğilimiyle mücadeleyi hedeflemektedir. Bu mücadelenin temel mantığını ise gücünü dinî ve ahlâkî referanslardan alan bir "zihinsel dönüşüm” çabası oluşturmaktadır. Aile içinde bilhassa kadına, çocuğa ve yaşlıya yönelen şiddetin ne gibi zihniyet kalıplarından nemalandığını tespit ederek bu kalıpları Kur'an ve Sünnet eliyle ıslah etme gayreti güden çalışma, şiddet- zihniyet ilişkisini irdelemesi bakımından orijinaldir.
Gerçekten Müslümanlar olarak bizler bugün evveliyatlarımızı/öncelikli meselelerimizi yeniden Vahyin ışığında tespit etmek ve düzenlemek zorundayız.
Sayfa 121Kitabı okudu
Bugün İslâm dünyasının en büyük problemlerinden biri de Kur'ân'ın işaretlerini dikkate almamak, inşa etmemiz gereken din binasında sonlarda olanı öne, önde olanı ise arkalara bırakmaktır. Bunu doğru tespit edemediğimizden dolayı yirminci sırada olması gereken bir şeyi ilk sıraya alıyor ve dinde ne farz ne vacip, hatta sünnet-i müekkede bile olmayan nice şeyleri dinin aslı gibi algılama yanlışlığına düşüyoruz.
221 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Bu kitabı herkes okumalı.
Eğitim nedir, kimden, nasıl, hangi sırayla eğitim alınmalı gibi soruları çok güzel cevaplayan ve vahinin gelişi ile peygamber efendimiz İslam'ın ilk yıllarında insanları nasıl eğittiğini ve ne yönden geliştirdiğini görmekteyiz. Burda sadece sahbeleri değil bütün insanları ilgilendiren kurallardan bahsetmektedir. Rabbimiz Kur'an'ı Kerim'i indirdiği gibi bize ibadetleri yapmaya zorlamamış, önce bir karakter oturması Kur'an'ın ahlakıyla ahlaklanmayı emretmiştir daha sonra ibadetler. Darül Erkam-ın evinin konusuna gelirsek bir ev nasıl olmalı nasıl inşa edilmelidir, bir evde risalet davası nasıl olmalıdır sorularının cevabını çok güzel bir şekilde vermiştir. Evlerimizi değerlendirdiğimizde çok önemli sonuçlara varırız: Dârü'l-Erkam'ın safında mı yoksa Dârü'n-Nedve'nin safında mı durduğumuzu tespit edebiliriz. Rabbim evlerimizi darül Erkam-ın evlerinden eylesin. Eğitim evde başlar. Çok güzel ve akıcı bir kitaptı herkesin okumasını tavsiye ederim:)
Nebevi Eğitim Modeli Darü'l Erkam
Nebevi Eğitim Modeli Darü'l ErkamMuhammed Emin Yıldırım · Siyer Yayınları · 20201,753 okunma
Reklam
Namazın göz sağlığına etki eden tıbbi yönünün olduğu tespit edilmiştir. Peygamberimiz (s.a.v)'in "Dünyanızda bana üç şey sevdirilmiştir" hadis_i şerifinde "Gözümün nuru namaz"
221 syf.
·
Puan vermedi
Bir evden ne çıkar ki? İşte bir evden ne çıktığının en büyük cevabı Dârü'l-Erkam'dır. Allah Resûlü'nün muallimliğin de kurulan bu medrese 23 yıllık risâlet davasını omuzlamış, çekirdek kadronun oluşmasına zemin olmuş, tabir-i caizse burada yetişen bu tohum nesil, koca İslâm ümmetinin kökü ve temeli olmuştur. Bir muallim olarak
Nebevi Eğitim Modeli Darü'l Erkam
Nebevi Eğitim Modeli Darü'l ErkamMuhammed Emin Yıldırım · Siyer Yayınları · 20201,753 okunma
Acaba şu an var olan evlerimiz hangi safin misyonuna uygun konuşlandırılmaktadır? İsimlere takılmadan, o isimlerin arkasında duran asıl manada kim kime hizmet etmektedir? Bu sorularla evlerimizi değerlendirdiğimizde çok önemli sonuçlara varırız: Dârü'l-Erkâm'ın safında mi, yoksa Daru'n-Nedve'nin safında mı durduğumuzu tespit edebiliriz.
264 syf.
·
Puan vermedi
Tecrübe Edilmiş Parıltılar
Tecrübe Edilmiş Parıltılar ⁂ ⁂ ⁂ İslâmî değer kaideleri yönlendirici ve ihtiyaç dinamikleri güncel ve gelecek vaat etmektedir. İnsan zihin yapısının derinlik ve kapsam boyutlarıyla şekillendirici gücünü asırlar boyu sürdürdü ve sürdürmektedir. Gelişen piyasa, teknoloji ve her türde üretimin insan yapısına ve değerlerine
Geleceğimizde İslam Var
Geleceğimizde İslam VarRoger Garaudy · Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları · 20171,599 okunma
Reklam
Bilindiği gibi İslâm toplumunda askerlere ve onların aile bireylerine düzenli maaş dağıtılması uygulaması Hz. Ömer zamanında başlamıştır. O, maaş dağıtımında Hz. Peygamber'in yakın akrabalarından başlayarak sahabenin Bedir ve diğer savaşlara katılışlarına göre bir barem tespit edip ona göre maaş tahsis etmiştir. Osman bin Affan döneminde ise
Sayfa 43 - Atatürk Araştırma MerkeziKitabı okudu
Hz Peygamberin nebevi bilinci her an gayrı metvul vahiy kanalıyla beslenir ve hayatın çeşitli alanları ile ilgili olarak onu bilgilendirir. Sadece dini alana has olmayan bu bilgilendirme olayı yukarıda örneğini verdiğimiz Uhud Savaşı'ndaki stratejik yönlendirme şeklindeki tecellisi gibi birçok tecrübi olayda alanda Ona(sav) kesin kararlar aldırtır. Bu sebeple ki biz bugün Hz Peygamberin on dört asır önce uyguladığı tıbbi çözümleri bile on dört asır sonra doğrulukları ve hikmetleri modern bilim tarafından henüz tespit edildiği için hayretle müşahede ederiz.
Hiçbir ilmi teorinin Kur'an âyeti veya sahih olan hadisi nebevi ile çelişkiye düşmesi mümkün değildir. Çelişkiye düştüğü takdirde o teori henüz tam tespit edilmemiş demektir. Zira nice ilmi gerçek olarak kabul ettiğimiz teoriler vardır ki daha sonra o teorilerin sahipleri o teorilerden dönmüş veya onlardan sonra gelen bilginler o teorilerin hatalı olduğunu ispat etmiştir.
71 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.