Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ve Üstad'ı Necib Fazıl Kısakürek (Rahmetullahi Aleyh) için söylediği: "Onun bana emrettiklerini öldükten sonra da olsa (ölsem de) yerine getireceğim."
Münir Derman hazretleri ks. dan Necip Fazıl Kısakürek'e mektup
Necib Bey, Çok uzaklardan, mezarlıklarıdan, ihtiyarların oturduğu sapa yerlerden bir kır çiçeği saliyetiyle size sesleniyorum. Sizi bundan 41 sene evvel Galatasarayın karşısında Senyuan denilen garib bir pastahane vardı, orada görmüştüm. Başınızda bir bere vardı. Garib ve yabancı olarak yalnız dışını gösteren bir genç olarak orada tesadüfen oturuyordum. Bilmem neden size o zaman için acımıştım... Ve dua etmiştim, duâm kabûl oldu... Abdülhakim Efendi'yi Eyüp'te ziyarette bu duâyı kendisine söylemiştim, "oldu oğlum, bir gün inşaAllah olur." demişlerdi. Geçenlerde bir işçide Esselâm isimli kitabınızı gördüm. Vasiyet kısmını okudum. Gözlerim doldu. Benim 70 tane 70.000 benim vardır. Size ananızın sütü gibi 7 tanesini bağışladım, şimdiden sizin olsun... Size akıl vermek hayalimden geçmez bile... Yalnız şunu söylemekten kendimi dizginleyemedim. Dışınız ile görünen içinizi kimseye göstermeyin. Namsız nişansız yaşadım, yaşıyorum. Bu küçük mektubu Abdülhakim Efendi'yi geçenlerde rüyada gördüm. Size bu sebeble yazmak arzusu duydum... Bizden Hakk'ın sela-mı üzerinize olsun. Münir Derman. 21.09.1975
Reklam
Necip Fazıl’ın nasıl kişi olduğu anlatılmış
Bir gün Necip Fazıl Kısakürek matbaaya gelerek Cumhuriyet'te Peyami Safa'dan açılan fıkra sütununa istekli olduğunu söyledi. Şöy­le diyordu Necip Fazıl: - Cumhuriyet devrimci, ilerici bir gazetedir. Türkiye'­nin en iyi gazetesidir. Bundan ötürü çok sever, takdir ede­rim Cumhuriyet'i. Ben de devrimci ve ilerici bir yazarıyım bu memleketin. Aramızda sağlam bir fikir birliği var. Ba­na gazetede bir köşe verirseniz Cumhuriyet'e öyle yararım dokunacak ki, ihya olacak gazete. Oysa ben, Necip Fazıl'ı yakından tanıyordum. Bugün ak dediğine yarın rahatça kara diyebilirdi bu tikli ozan. Kendi çıkardığı bir dergide, Cumhuriyet'in devrimci tutumuna şid­detle çatan yazılarını unutmamıştım. Böyle damdan düşer gi­bi bize başvurmasına hayret ettim. Yine de kırmamaya ça­lışarak atlattım Necip’i. Akşam üzeri Sipahi Ocağında rasla­dığım Necmettin Sadak'a, birkaç saat önce başımdan geçen olayı anlattım. Beni gülümseyerek dinledi ve hiç hayret et­meksizin o gün Necib'in kendisini de ziyaret ettiğini söyle­di. Meğer tikli ozan ilkin Akşam'a uğramış, Necmettin'i gör­müş. Ona da hemen kelimesi kelimesine, aynı dili kullanmış: - Akşam devrimci, ilerici bir gazetedir, Türkiye'nin bi­rinci gazetesidir. Çok severim Akşam'ı. Aramızda sarsılmaz bir inanç birliği var. Gazetede bana bir köşe ayırırsanız hem benim için bir şeref olur hem de size çok yararım dokunur.
Sayfa 173Kitabı okudu
Başıboş Vatanımda sular akar, başıboş; Herkes, birbirini kakar, başıboş. Bozkırlardan topal bir tren geçer; Çocuk, merkep, öküz bakar, başıboş. Yanmaz da yürekler, güneşe atsan; Bir kibrit, bir orman yakar, başıboş. Tarih, kutuplara kaçmış bir fener, Buz denizlerinde çakar başıboş. Yirmi dokuz harflik sözde aydınlar, Yafta yazar, isim takar, başıboş. Allah'ım sen acı bu sâf millete! Akşam yatar, sabah kalkar, başıboş... Necib Fazıl KISAKÜREK
Şakir: —Sizin için gıyabınızda bir sözleri var... «Elime daha önce geçseydi daha başka olurdu!» buyurdular. Bir gün de huzurlarında sizi yermeye çalışan birine şöyle dediler: «Ben Necib'ime lâf söyletmem!»
Sayfa 210 - Seyyid Abdülhakim ArvasiKitabı okudu
ikinci Abdülhamid döneminde, "de­lidir" nedeniyle Toptaşı tımarhanesine atılan, Said-i Nursi (Bediüzzaman) da koyu bir Nakşiydi, sonradan adının "nur" (gerçekte Nors, bir köydür Doğu'da) sözcüğünden dolayı "Nurculuk" adlı kuruluşun öncüsü sayılmıştır, yanlıştır. Bu kişi, gerçekte, Doğuda "bağımsız bir Kürt devleti" kurmaya yönelik girişimlerin "silahlı öncüleriindendir. Nitekim, Necib Fazıl Kısakürek'in çıkardığı "Büyük Doğu" dergisinin besleyici kaynağı da Said-i Norsi'nin (gerçek adı budur, Nors köyünden gelen Said demektir) çevresinde toplananlardır. Bu kişi, oy toplamak düşüncesiyle, Menderes döneminde büyük ilgi görmüş­tür. 12 Eylül yetkililerinin, Said-i Nursi'nin özlemleri doğrultusunda, eğitim kurumlarına "din kültürü" ya da "din dersi" koyma gereğini duymalarının tabanında, bu yeterince bilinmeyen, örtülü eğilimlerin derin izleri var­dır.
Sayfa 46 - PDFKitabı okudu
Reklam
Başlangıç
Sen; Allah'ın irâdesiyle, bütün insanlığın sefaat tâcını taşıyan ve kabul edenleri ve etmeyenleri bir arada, bütün beşeriyet, ümmet topluluğu tahtında oturan!.. Senden şefaat dilenen bîçareler arasında en sefil dilenci, Abdülbaki Fazıl oğlu Ahmet Necib'e şefaat et!..
Sayfa 19 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
"Nedir zaman, nedir? Bir su mu bir kuş mu? Nedir zaman, nedir? İniş mi, yokuş mu?" Necib Fazıl Kısakürek
Necîb Fâzıl Kısakürek ne hasta bekler sabâhı, ne taze ölüyü mezar. ne de şeytan, bir günâhı, seni beklediğim kadar. geçti istemem gelmeni, yokluğunda buldum seni; bırak vehmimde gölgeni gelme, artık neye yarar? Beklenen sekizli onsekiz zü'l-kâide bindörtyüzkırküç cum'a onyedi haziran ikibinyirmiiki
Sen; Allahın irâdesiyle, bütün insanlığın şefaat tâcını taşıyan ve kabul edenleri ve etmeyenleri bir arada, bütün beşeriyet, ümmet topluluğu tahtında oturan!.. Senden şefaat dilenen bîçareler arasında en sefil dilenci, Abdülbâki Fazıl oğlu Ahmet Necib'e şefaat et!..
Sayfa 19 - BÜYÜK DOĞU YAYINLARI / BaşlangıçKitabı okudu
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.