Türkiye Sinemasında Karlı Bir Doruk: ‘Ağrı Dağı Efsanesi’
Yönetmen: Memduh Ün Senaryo: Lütfi Akad, Duygu Sağıroğlu, Memduh Ün Görüntü Yön: Gani Turanlı Sanat Yön: Duygu Sağıroğlu, Güven Öktem Müzik: Yalçın Tura Oyuncular: Hakan Balamir, Fatma Girik, Hayati Hamzaoğlu, Yavuz Selekman, Reha Yurdakul, Hüseyin Peyda, İhsan Yüce, Nuran Aksoy, Coşkun Göğen, Hikmet Taşdemir, Atıf Kaptan Yapımcı: Memduh
ÜÇ VATANIMIZ, KÜLTÜRÜMÜZ VE ULUSAL DEĞERLER
Bizim-halkımızın üç vatanı vardır: 1- Maddi varlığımıza hayat veren, havasıyla-suyuyla-gıdalarıyla bizi büyütüp besleyen, yaşatan Vatanımız. 2- Düşünce ve duygu dünyamızı içinde barındıran vatan. Bu da dilimizdir. Daha doğrusu Anadilimizdir. İnsan anadilinde düşünür, duygulanır... 3- Bu vatanlarda kişiliğimizi-varlığımızı özgürce, kararlıca,
Reklam
353 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Mükemmel
”Zenginleri sevdiğini açıkça söylemekten hiç utanmayan bir adamın etkisine kapılıp para hırsına teslim olan, kültürü önemsemeyen, tiyatroya, klasik müzik konserine, resim sergisine gitmeyen, kitap okumayan bu gençlerin, sanatın insana verebileceği hazlardan yoksun kalmaları yüreğimi parçalıyor.” ”Yalnızlıkların en kötüsü, başkalarının arasında çekilen yalnızlıktır bence.” ”Çağımıza uymak zorundayız palavrasına da hiç mi hiç inanmıyorum. Eğer yaşadığım çağın en yüce ideali köşeyi dönmekse; eğer yaşadığım çağ toplumsal adaletsizlik üstüne kuruluysa; eğer yaşadığım çağ inandığım her şeyi yadsıyorsa; eğer yaşadığım çağa bayağılık ve çirkinlik egemense, ben böyle bir çağa neden ayak uydurmak zorunda kalayım? Tam tersine, başkaldırırım, direnirim böyle bir çağa karşı.” Alıntılardan da anlaşılacağı gibi sıradışı bir kitap Bir Dinazorun Anıları, daha doğrusu kitap bir otobiyografi olduğu için Mina Urgan sıradışı bir insan diyebilirim. Kitap boyunca kendisinin yaşadığı hayat, o hayatın içinden geçen insanlar beni çok çok etkiledi. İnandığı değerlerden hiç bir şekilde vazgeçmeyen, direnişçi, sosyalist bir karakter Mina Urgan. Yaşadığı dönem ve hayatına dokunan insanların da kesinlikle etkisi olduğunu düşünüyorum. Benim için çok keyifli, sanki karşımda onunla sohbet ediyormuşum hissine kapılarak okuduğum bir kitap oldu.
Bir Dinozorun Anıları
Bir Dinozorun AnılarıMina Urgan · Yapı Kredi Yayınları · 202211,5bin okunma
Doğru ya da değil, Lewis-Williams'ın Batı sanatının kökeni itibarıyla aslında bir toplumsal ayrım aracı olduğu düşüncesi, Pierre Bourdieu'nün Ayrım: Beğeni Yarqısı- nın Toplumsal Eleştirisi (Distinction: A Social Critique of the Judgement of Taste) adlı klasik sosyoloji çalışmasında serdettiği türden modem kuramlarla pekala uyuşur.
Sayfa 173 - Vakıf Bank Yayınları 1.baskı
374 syf.
7/10 puan verdi
Klasik Murakami esintileri yine sıkıntılı ilişkiler yine kalabalıklardaki yalnızlar yine müzik yine... Her şey bir tarafa bu kitapta insanı kendine çeken bi yan var belli bi yerden sonra kapılıyorsunuz olaylar olaylar derken nasıl bitiyor anlamıyorsunuz. Ama kitapta aşırı bi depresif hava var okurken japonların neden bu kadar depresif özellikle neden intihara meyilli bi toplum olduğu sorunu tekra çıkıyor karşımıza tuhaf anlayamıyor insan. İşin benim için daha garip olan yanı mental olarak yorucu bi maratondan çıkıp sakin kaldığımda şimdi bi Murakami okumam lazım diye düşünmem.(Ben mi tuhafım acaba yoksa Murakami genelde de böyle bi izlenim mi bırakıyor merak etmiyor değilim?)
İmkansızın Şarkısı
İmkansızın ŞarkısıHaruki Murakami · Doğan Kitap · 201810,8bin okunma
Amerika bir rezaletler ülkesidir. Banka soygunculuğu illeti oradan dünyaya yayıldı. Klâsik müzik yerine iptidaî Zenci müziğini dünya piyasasına süren Amerika'dır. Seks kepazelikleri, Holivut fuhuşları hep Amerikan icadıdır. Cinsî terbiye veriyoruz diye kız okullarında flört dersleri gösterilen tek ülke Amerika'dır. En çok sabun kullanan milletlerden biri Amerikalılar olduğu halde pislik ve murdarlıktan doğan çocuk felci hastalığını Amerikalılar dünyaya yaydı. Milyonlarca akıl ve sinir hastası, milyonlarca şişmanlık hastası, milyonlarca homoseksüel hep oradadır. Amerika'da olup da başka yerde olmayan şeyler yalnız rezaletle cıvıklıktır. Neden böyle? Çünkü henüz millet olamadılar. Amerika büyük değil, iridir. Avrupa'dan giden maceracı, serseri, katil, hırsız güruhu ile bu güruhun kadın ihtiyacı için idhal olunan malûm seviyedeki dişilerin neslinden geldikleri için böyledirler. Onları parlak gösteren şey sonsuz servetleridir. Bu servetle dünyanın en büyük ve en iyi bilginlerini, uzmanlarını kendi memleketlerine toplayabiliyorlar. Amerika'daki bilim ve teknik hayatını yürütenler Yahudilerle Avrupalılardır. Avrupalı diyerek kendisi veya babası Avrupa'dan gelmiş ve henüz Amerikalı olamamış kimseleri anlatmak istiyorum. Bir numaralı atom bilgini Von Braun bile Alman'dır. Gerçek Amerikalı bilim, teknik ve kültüre değil, yalnız para kazanmaya önem veren bir yaratıktır.
286 öğeden 371 ile 286 arasındakiler gösteriliyor.