Yalnızlık halim, 3 günlük ömrümde bitmeyen olağanüstü halim gibi, orman yangınlarım, doğal afetim, sahi ben kimim nerdeyim...
"Her şey yerli yerinde. Güzel. Lâkin ben nerdeyim ?"
Sayfa 50
Reklam
Felsefe okurken ben:
Filozofları okuyorum son günlerde. Gerçekten tuhaf, deli matrak, kumarbaz adamlar bunlar. Descartes çıkıp herkesin zırvaladığını, mutlak ve aşikâr gerçekliğin tek modelinin matematik olduğunu söylüyor. Mekanizm. Derken Hume nedensel bilginin geçerliliğini sorguluyor. Sonra Kierkegard, “Parmağımı varoluşa daldırıyorum-kokusu yok. Nerdeyim?” diye soruyor. Derken Sartre ve varoluşun anlamsız olduğu iddiası. Seviyorum bu adamları. Dünyayı sallıyorlar. Bu düşünceler başlarını ağrıtmadı mı? Ani bir kasvet kükremesi çıkmadı mı dişlerinin arasından? Böyle adamları sokakta karşılaştığım, kafelerde gördüğüm adamlarla kıyasladığımda fark o denli büyük ki içimde bir yer burkuluyor, bağırsaklarım düğümleniyor.
Her şey yerli yerinde. Güzel. Lakin ben nerdeyim? Zamanın neresinde?
Belki bu onundur, belki ötekisinin. Belki de ikisinin!.. Biri nerde şmdi? Öbürü nerde? Ben nerdeyim?
✍بسم هو Ey Rabbimin evi Kabe! Seni ilk göreceğim zaman kapatmıştım ya gözlerimi Çünkü gözlerimden silip gafletle geçen günlerin izlerini Tertemiz gözlerle seyre dalmalıydım seni... Ne güzeldi seni seyran eylemek Hüzünlü duvarına yaslanıpta ağlamak Kalpten taşan bir muhabbetle Semaya açılan elle Lebbeyk Allah'ım diyen dille Tavaf edip dönmek Ondört asır öncesine yürümek... Rasülüllah'ın 🌿ص🌿hüznüne dokunmak Mekke sokaklarında Fâtıma olmak... Şaşkın bir halde sormak kendine "nerdeyim ben nerde?"diye Evet Rabbimin "beytim" dediği yerde Rasülüllahın kokusu var sanki seherde Dokunuşu duruyor sanki hacer-ül esvedde Güneş başka doğar Kâbe'de Aşk başka yaşanır Mekke'de... 🕋فزانی🕋
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.