(Deccal Hâkkın'da // Hadis No : 4973]
Şâbi'nin, Fatıma Bintu Kays radıyallahu anhâ'dan nakline göre Fatıma şöyle anlatmıştır: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Temimu'd-Dâri hıristiyan bir kimse idi. Gelip biat etti ve müslüman oldu. O, benim Mesih Deccâl'den anlattığıma uygun olan bir rivayette
Anlatmak, bir müddettir derdi olmuştu. Çünkü Baba iki-üç akşamda bir karşısına oturtup, "Anlat bakalım Aziz can, ne oldu, ne gördün, önceden ne gördüydün, sen kimin nesisin, burada ne yapıyorsun, anlat. Kendini tanıyor musun, kendini uyduruyor musun, inşa mı ediyorsun, adamına göre hikaye mi yazıyorsun, keyfin yerindeyken daha iyi biri değilken perişan mısın, keyfin kim, keyfin senin neyin oluyor, efendin mi, seni keyfin hatta keyfinin kahyası mı şekillendiriyor, salağın biri seni beğenirse sen de kendini hatta onu beğeniyor musun, anlat bakalım, neler oluyor" diyordu. Aziz susarsa Baba kızıyor, "Oğlum şöyle kazağının, gömleğinin içinden kendine bakar gibi bir eğil de bak, ne haldesin, kendi içine bak, gözün karanlığa, karanlıkta görmeye alışsın, bak, şekil de olsa sade gördüğün bak, ne kıpırdıyor bak, ne olduğunda hangi taraf kıpırdıyor, neresi duruyor bak, kendini izle, it gibi kendi peşine düş, sakın bırakma öldürene sürütürler unutma, sen de kendini öldüreceksin neticede, insanın ölümü elinden olur, bari kendin ölürken kendin de orada ol, naaşını başkası bulmasın, pamuğu başkası tıkmasın, hadi anlat,"
Sayfa 175Kitabı okudu
bir mum yakın benim için,
geceler kaplamış içim.
Sayfa 131Kitabı okudu
Ben kendimin size bir tür kesin hazırlığı gibiyim
Sayfa 46Kitabı okudu
bir tek senin için gülüm ben unutma,kokumdan esri,dikenimden kana,dur,külümden eri.
Sayfa 171Kitabı okudu
sizin için beş siyah gül parmaklarım
Sayfa 37Kitabı okudu
Çünkü Baba iki-üç akşamda bir karşısına oturtup, "Anlat bakalım Aziz can, ne oldu, ne gördün, önceden ne gördüydün, sen kimin nesisin, burada ne yapıyorsun, anlat. Kendini tanıyor musun, kendini uyduruyormusun, inşa mi ediyorsun, adamına göre hikâye mi yazıyorsun, keyfin yerindeyken daha iyi biri değilken perişan mısın, keyfin kim, keyfin senin neyin oluyor, efendin mi, seni keyfin hatta keyfinin kâhyası mı şekillendiriyor, salağın biri seni beğenirse sen de kendini hatta onu beğeniyor musun, anlat bakalım, neler oluyor," diyordu.
Sayfa 175Kitabı okudu
Anlatmak, bir müddettir derdi olmuştu. Çünkü baba iki-üç akşamda bir karşısına oturtup, "Anlat bakalım Aziz can, ne oldu, ne gördün, önceden ne gördüydün, sen kimin nesisin, burada ne yapıyorsun, anlat. Kendini tanıyor musun, kendini uyduruyor musun, inşa mı ediyorsun, adamına göre hikâye mi yazıyorsun, keyfin yerindeyken daha iyi biri değilken perişan mısın,keyfin kim, keyfin senin neyin oluyor, efendin mi, seni keyfin hatta keyfinin kayhası mı şekillendiriyor,..." diyordu...
Sayfa 175 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
ruhumun kanatları ince saydam zardan,
kravatım hazır, karanlık bir sokakta
bir yanıp bir sönen lâmbanın dibinde gölgem.
gel yanaş buraya
sevdiğim, seveceğim; gel
kanayacaksak birlikte seçelim kantaşını
çıkıp yürümek istiyorum gidilebilecek
en uzak noktaya doğru, kalmamış ki
adım atacak halim: İyiliğim için bana
söylediğiniz yalan nasıl derinleştiriyor
"Ey insan! Nerden geldin, neyin nesisin? Dikkat et, sen boş bir ceset değilsin." (Hasan Çelik)
"Hindistan'a gitmekte olan bir hacı, bir gün beyaz elbiseli ve siyah dudaklı bir kadınla karşılaşmış. Ona, 'Sen kimsin ya da neyin nesisin?' diye sormuş. 'Ben Veba'yım ve Hindistan'a gidiyorum, orada bin kişiyi öldüreceğim, 'demiş kadın. Dönüş yolunda hacı, kadınla tekrar karşılaşmış. 'Neden bana yalan söyledin? Hindistan'daydım ve orada bin değil, on bin kişi öldü, ateşler durmak bilmedi.' demiş. 'Ben sana gerçeği söyledim,' demiş Veba. 'Ben sadece bin kişiyi öldürdüm, diğerleri korkudan öldü.'"
Sayfa 75Kitabı okudu
