Nostos (dönüş) ve algos (acı, eziyet) kelimelerinden oluşan nostalji kelimesi son derece Yunanca bir kelime gibi durur. Nostalji "geri dönüş acısıdır"; hem insanın uzakta olduğunda çektiği eziyet hem de geri dönmek için katlanılan sıkıntılardır.
“Dönüş, Yunancada nostos demek. Algos, keder anlamına geliyor. Yani nostalji, doyurulamamış dönüş arzusundan kaynaklanan bir keder.”
-Milan Kundera, Bilmemek
Zaman Sığınağı insanın geçmişe dönme özleminden ilham alan bir kurgu. Özellikle bu günlerde nostalji böylesine modayken, kurgunun değindiği yer oldukça anlamlı bir yer buluyor kendine.
Kim bilir kitabı bitirdikten aylar sonra bu incelemeyi yazmamın nedeni de belki bu histir... veya sitede paylaştığım son incelemeden neredeyse bir yıl sonra bu
1688'de tıp öğrencisi Johannes Hofer, evden uzakta savaşan İsviçreli paralı askerler arasında yayılan gizemli bir hastalık konusunda bir tez yazdı. Hastalık, askerlerin ev hakkındaki düşüncelerle dikkatlerinin dağılmasıyla başlıyordu. “Genellikle,” diye yazıyordu Hofer, “ineklerin boyunlarındaki çanların uzaktan gelen sesleriyle tetikleniyor.” Sonra “sık sık iç çekme” ve “uyku bozukluğu”yla birlikte uyuşukluk ve üzüntüye dönüyordu. Garip fiziksel semptomlar başlıyor sonra, lezyonlar, kalp çarpıntıları ve sonra da “aklın aptallaşması” ya da bir tür demans. Bazı askerler bu hastalık yüzünden yemeyi reddettikleri için açlıktan öldü. Bazıları, bilinen tek çare olarak eve dönmeye çalıştı ve firar ettikleri için idam edildiler. Hofer bu hastalığı tarif eden yeni bir sözcük yarattı, Yunanca nostos (eve dönüş) ve algos'tan (acı) gelen nostalgia.