"Nasıl söylesem bilmiyorum Madam. On iki yıl geçti ama yatağımızın örtüleri daha soğumadı."
Selam :) Sadece ismine kanıp aldığım bir kitaptan bahsetmek istiyorum size. Dünyanın Bütün Sabahları, kısacık ama etkileyici bir kitaptı.
Dinleyenleri hayran bırakan bir Viyola sanatçısı olan Sainte Colombe, viyolası ile insan sesindeki tüm tınıları çıkarabiliyor. Eşinin ölümünden sonra ise tamamen içine kapanıyor ve hayatını şu şekilde anlatıyor bizlere:
"Ben yaşamımı bir dut ağacının içindeki külrengi tahtalara, bir viyoladaki yedi telin seslerine, iki kızıma adadım. Anılardır arkadaşlarım. Sarayımsa şuracıktaki söğütlerdir, akıp giden sudur, akbalıklardır, kayabalıklarıdır, mürver çiçekleridir." Saint Colombe mutluluğun şanda şöhrette olmadığını söylüyor ve kendisinden ders almak isteyen çoğu kişiyi kabul etmiyor. Hatta kralın sarayında müzisyen olma teklifini de şu sözlerle reddediyor: "Boğulan sizsiniz. Bu yüzden elinizi uzatıyorsunuz. Sular boyunuzu aştığından mutsuzsunuz, başkalarını da batırmak için dibe çekmek istiyorsunuz."
Kısacık ama güzel bir kitaptı. Duygusal anlamda biraz daha yoğun olmasını isterdim yine de.