Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Rahatlıkla diyebiliriz ki sadece eğitimcilerin değil her ferdin okuması gereken bir kitap. Yüzde onu kadar bir kısmına katilmasam da kitabin geri kalan her cümlesi altı cizilecek nitelikte. Hem fikir hem üslup bakimindan bu boyle. 70 li yıllardan bu yana bu kitap basılmış oldugu halde Nurettin topçu gibi bir düşünürün Maarif dünyamız hakkindaki tavsiyelerinden büsbütün uzak bir eğitim sistemimizin mevcut oluşu şaşırtıcı doğrusu
Nurettin Topçu’nun okuduğum ilk eseridir.1k da sık sık duyduğum bu yazarı okumakta geç kaldığım için inanın çok üzüldüm. Yazar gerçekten okuduğunuz her satırda size değerli bilgiler, katkılar vermektedir.Bu nedenle kitabın çoğu yerini çizdiğim çünkü her satırında etkilendiğim cümlelerin bulunduğu bir kitaptır.
Yazarın diğer kitaplarını da okumayı hedefliyorum.
Kitaba baktığımızda, Kitap iki bölümden oluşuyor: Düşünceler ve Duyuşlar.
Birinci bölüm "Var olmak, düşünmek ve hareket etmektir.” Düşüncesiyle, düşüncelerin var olmakla mümkün olduğunu belirtmiştir. Nasıl düşünmek gerektiği, var olmaya yönlendirecek düşünce yapısının temek dinamiklerinin neler olması gerektiğini anlatmıştır.
İnsanın ruhuna iç dizaynına hitap eder şekilde olup, duyuşlar bölümüdür.var olmak için kendimizi bilmemiz gerektiğini belirterek ana istikametin yaradan olduğunu, köklerine fabrika ayarlarımıza dönmemizi ve yaradanın bizlere sunduğu yol haritalarını doğru okumamızı sıkıntının, derdin, sevincin bir anlamı olduğu yolumuzu aydınlatan fenerler olduğunu bilmemiz gerektiğini vurgulamıştır.
Kitabın son bölümünde her bir cümlesi duvara asılacak değerli kısa ve anlamlı cümlerle okuyucuya ruhu aydınlatma damlaları sunmaktadır.
Velhasıl son derece düşündürücü ve güzel bir kitap muhakkak okunması gerekiyor. Okuyun, okutturun ve başucu kitabınız yapıp,altını çizdiğiniz her satırla tekrar sohbete koyulun.
Var olmak için...
Nurettin Topçu'nun okuduğum ilk eseri fakat istifade edilebildiğimi söyleyemeyeceğim. Nurettin Topçu'nun Fransızca'dan çevrilen doktora tezi. Bu sebepten de anlaşılması için sağlam bir felsefî temele ihtiyaç var. Bir de üstüne hocanın sınavda sorumlu tutması üzerine zorlayarak okunan bir kitap olması eklenince benim gözümde bir kat daha anlaşılmaz kıldı kitabı maalesef. Bu alanda meraklıysanız okunabilir ama ilk kez okuyacaksanız İsyan Ahlâk'ından değil de daha anlaşılır bir kitabından başlayın derim.
Bize "siz ne iş yapar, ne vazife görürsünüz?" diye soranlara; "Bizim vazifemiz karakter yapmaktır, şahsiyet yaratmaktır.." diye cevap vermede saadet buluruz..
Evvela incelememe Nurettin Topçu'nun sözüyle başlamak istedim. Bir tahlil yapılacaksa şayet yazarın gözünde kitabın nasıl bir anlam içerdiği bilinmelidir. Bu oldukça
224 syf.
·
Puan vermedi
Kitabı yarım bırakma sebebim bana göre fazlasıyla akademik bir dille yazılmış olması. Eğer bir psikoloji yada sosyoloji öğrencisi olsaydım eminim zevkle okuyacağım bir kitap olurdu. Nurettin Topçu saygı duyduğum ve fikirlerini önemsediğim bir yazar.
Kitabı dingin bi kafayla okuduğumda anlayacağım çok şey vardı. Ki başı yerleri ilgimi çekti de...
Özellikle alışkanlık konusu ilgimi cezbedenlerden. Biz alışkanlığımızı yararlı ya da zararlı diye ikiye ayırırken aslında alışkanlık kavramının psikolojiyle çok derinden ilgisi olduğunu görebiliyoruz. Şöyle bir tabir vardı. Alışkanlıklarımız olmasaydı ruhsal hayatımız çöküntüye uğrardı. Ve biz konuşamaz kekelerdik, yürüyemez emeklerdik.
İnsanın iradesinin ele alındığı bir kısımda ise beni düşündürmeye sevk eden bir yazı okumuştum. İrademiz sayesinde başımıza bir olay geldiğinde buna o an tepki vermeyebiliriz fakat başka bir zaman diliminde ya da bizce zamanı geldiğinde desem daha doğru olur bu olaya irademizle tepki veririz. İhtilaller isyanlar bu durumdan doğar.
Eğitim meselesi milleti doğrudan ilgilendiren milli ve ictimai bir meseledir.Eğitim bir felsefe üzerine oturtulmalı ki sağlam temelleri olsun.Eğitimdeki yıllar yılı bocalayışın sebebi eğitimin bir felsefe yerine siyaset üzerine oturtulması ve her siyasi değişimde eğitimin büyük sarsıntılarla depremler geçirmesidir. Eğitimdeki bu sarsıntılar