Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
224 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Edebi bir eser arıyorsanız bu kitaptan uzak durun! Mahalleden Arkadaşlar, Aydemir’in ilk kitabıdır. 90’lı yıllardaki çocukluk dönemini kaleme alan yazarın bu eserinde, o yıllarda çocuk olanların kendilerinin de yaşadıkları (bazı) anıları gülümseyerek hatırlayacaklarından emin olabilirsiniz. Mahalleden Arkadaşlar, “Minik Selçuk” un hayatından mizah dolu ufak bir kesit. Kitabı 3 bölüme ayırarak incelemek istiyorum: 1.Bölüm: Eğer kitaba beklentiniz yüksek olarak başlarsanız (benim gibi), kitabın ilk bölümleri (80-100 sf.) atmayı hayal ettiğiniz kadar fazla kahkaha attırmayıp, hayallerinizi suya düşürebilir. 2.Bölüm: Tam kitaptan ümidi kesip, “O kadar da kahkaha attıran bir kitap değilmiş!” dediğiniz anda, kendinizi kitabın bu orta bölümünde (100-200 sf.) kahkahalar atarken bulmanız işten bile değil. 3.Bölüm: Kitabın bu son bölümünde (200-222 sf.) kahkahalarınız yerini minik gülümsemelere bırakıyor. Kitabın son cümlesinin ne anlama geliyor biliyor musunuz? Eğer bir gün kitabı okuyup da kitabın o son cümlesini anlarsanız lütfen bana da anlatın. :)))) İyi okumalar. :))
Mahalleden Arkadaşlar
Mahalleden ArkadaşlarSelçuk Aydemir · Sayfa 6 Yayınları · 20154,567 okunma
kadınlar susarak gider... çok uzun emekler verir ilişkisini yürütmek için. birinin kadını olmayı yüreği, beyni, ruhu o kadar zor kabul etmiştir ki, başka bir adama ait olmayı istemez. erkek gibi, çorbanın tuzu eksik diye kavga çıkarmaz mesela, tam tersi, konuşmamız lazım der. erkekler de en çok bu cümleye sinir olurlar. ertelenir o konuşmalar,
Reklam
Anlamı Olmaz - Muhammed Işık Yine eve geç geldi yemeğini yedikten sonra televizyonun karşısına geçti. Buna daha ne kadar dayanabilirim bilmiyorum. Görücü usulü evlenmiş olmamız, bana âşık olmaması, böyle yapmasını gerektirmez ki. Ben onu sevmeye başlamışken onun evliliği hayatın bir parçası olarak görmesini içime sindiremiyorum. Az biraz sevgi
''İnsanın bu etrafımızdaki topraktan hiç farkı yok... Bakıyorsun bir gün, bütün arzuları sonbahar yaprakları gibi dağılmağa başlıyor, içinde her şey ölüyor, her şey kuruyor... Artık ümidi kesiyorsun... Bundan sonra bahar, hayat, saadet bitti diyorsun... Fakat üç ay sonra her şey yeniden canlanmağa başlıyor... O kuru toprak, eskiden daha güzel baharlara bezeniyor.''
Sayfa 105
Kadın Özgürlüğü Hareketinden sadece kadınların sorumlu olduğunu mu düşünüyorsunuz? Dünyada sürmekte olan Kadın Özgürlüğü Hareketi, erkeklerin yarattığı bir olgudur. Bunun da bir erkek komplosu olması seni şaşırtacaktır. Şimdi, erkek kadından kurtulmak istiyor. O hiç sorumluluk istemiyor. O kadınların tadını çıkarmak istiyor ama sadece eğlence
AŞK KAPANMAYAN YARADIR 47 yaşındaki recep bir tatil günü evde yalnız otururken kapı çalar. Gelen 19 yaşında bir kızdır ve kendisini arıyordur. Amasya’dan gelmiştir. Şükran diye bir kadının kızıdır. Ve üvey babasının şerrinden korumak için annesi tarafından gönderilmiştir. Gerçek babasının ise recep olduğunu söyler. Recep şoktan çıkamadan
Reklam
80 syf.
10/10 puan verdi
Harika! Tek kelime ile harika bir kitap. Pişmanlık ve korkuyu o kadar güzel betimlemiş ki. Sanki birazdan tüm korkularınız bir vücut halini alarak yakanıza yapışacak. Zweig'in aslen soyut olan duyguları böylesine somutlaştırması, hayran olunası bir kalem olduğunu tekrar tekrar gözler önüne seriyor. Kitapta geçen bir yer var sizlerle paylaşmak istediğim. Sanırım şöyle bir şeydi; Bir şeyden korkarsan aklın sürekli onda olur. Korkumuz aklın düşmanıdır. Fikirlerinize sürekli hücum eder. Korkumuzu ve korkumuzun kaynağı olan kişiyi sürekli düşünürüz. Ve korku zamanla yerini nefrete bırakır. Nefret de savaşa.. Maalesef dünyamızda bu kadar savaş varken şu cümleleri okumak, üzerinde düşünüp, fark etmediğim şeyi işaret ediyor. Evet savaşta birbirinden nefret eden iki taraf vardır. Ve yukarıdaki sözde de geçtiği gibi savaş, genellikle bir tarafın karşısındakini bir tehdit olarak görmesine karşın hissettiği korku ile aşama aşama gün yüzüne çıkar. Korkuyu bertaraf etmek için savaş çıkartılır. Yani savaşmak, saldırıda bulunmak bir cesaret veya güç gösterisi olmaktan ziyade bir korkaklık göstergesidir. Ve savaşmayı haklı gösterebilecek tek şey masumları korumaktır. Herkesin, masum canlıların zarar görmediği ve barış dolu bir güne uyanması ümidi ile.. Kitaba gelirsek ise sanırım Stefan Zweig'in beni şaşırtmasına artık şaşırmamam lazım. Benden size ufak bir tavsiye; ulaşım araçlarındayken okumayın. Aksi taktirde benim gibi durak kaçırmanız olası..
Korku
KorkuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2022102,9bin okunma
"KADINLAR SUSARAK GİDER !" Çok uzun emekler verir ilişkisini yürütmek için. Birinin kadını olmayı yüreği, beyni, ruhu o kadar zor kabul etmiştir ki, başka bir adama ait olmayı istemez. Erkek gibi, çorbanın tuzu eksik diye kavga çıkarmaz mesela, tam tersi, konuşmamız lazım der. Erkekler de en çok bu cümleye sinir olurlar. Ertelenir o
Son.. Mu?
Renk yürüyordu. Nereye gittiğini bilmeden sadece yürüyordu. Hiçbir şey hissetmeden.. Bakıyordu ama görmüyordu.. Telefonu çalıyordu ama o duymuyordu.. Zaten hiçbir şey duymuyordu.. Ağlamıyordu.. Taş kesilmişti.. Şoktaydı.. Sonra sonra baktı telefonuna, bir sürü kişi aramıştı. Annesi, Yelda, Yekta, ablası. Mesajlar da cabasıydı. Tam telefonu
980 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.