Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Demek bütün bir hayat, işte bir hatanın kurbanı oluyordu. Bundan sonra saadet ümidi, saklanmak lazım gelen utanılacak bir aşktan ibaretti ve bu aşk, bir gün onun yüzüne müthiş bir aşağılama sillesiyle çarparak <<artık yetişir!>> diyebilirdi. O zaman ne yapacaktı?
·
Puan vermedi
Afrikalı Leo
AFRİKALI LEO/AMİN MAALOF Ben Hasan, tartıcıbaşı Muhammed'in oğlu, ben Giovanni Leone de Medici; bir berberin sünnet ettiği, bir papazın vaftiz ettiği ben. Şimdi Afrikalı diye anılıyorum ama Afrikalı değilim Avrupalı da Arabistanlı da değilim. Bana Grenadalı, Faslı, Zeyyatlı da derler ama ben hiçbir ülkeden, kentten ya da boydan değilim.
Afrikalı Leo
Afrikalı LeoAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202214,2bin okunma
Reklam
432 syf.
·
Puan vermedi
Öz həyatınızı bir insan cildində təsvir etsəydiniz, xarici görünüşcə necə biri olardı? Təsəvvür edin ki, bir gün həyatınız insan olaraq qarşınıza çıxır. Nə düşünürsünüz, o necə biridir? Gözəl və ya yaraşıqlı yoxsa eybəcər? Həyat sizə özüylə bağlı sizin də bildiyiniz amma görməzdən gəldiyiniz həqiqətləri çatdırır. Həyatınız qaydasındadırsa, onun
Xoşbəxt Çağlarım
Xoşbəxt ÇağlarımCecelia Ahern · Qanun Nəşriyyatı · 20231 okunma
407 syf.
7/10 puan verdi
·
197 günde okudu
Bu kitap Şevket Süreyya Aydemir’in aslında otobiyografisi. “Şunu yaptım, şurada doğdum.”dan ziyade, hikâyesini romanlaştırarak anlatmış. Hani İlber Ortaylı’nın “Bir Ömür Nasıl Yaşanır?” isimli bir kitabı var ya, işte bu başlığa layık bir ömür olarak Şevket Bey’i gösterebiliriz. Emrah Safa Gürkan da o dönemin insanlarını anlatırken nasıl hızlı
Suyu Arayan Adam
Suyu Arayan AdamŞevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitapevi · 20213,438 okunma
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
İlk dəfə bir romana ön söz yazmaq istəyirəm Nigarın “Cənnət quşu” romanına. Bu roman mənə ən azı öz romanlarım qədər doğma və əzizdir. Bu Nigarın ilk romanıdır. Daha öncə iki kitabı çap edilsə də, qələminin roman janrında ilk sınağıdır. Ona görə də səhvlərini bağışlamaq olar. Bundan illər öncə idi. Yazıçı dostum İradə Aytellə bir məktəbə dəvət
Cennet Quşu
Cennet QuşuNigar Qardələn · 20245 okunma
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Musa Peygamberden Bir Kıssa
Musa Aleyhisselâmın ümmeti: - Ya Musa! Rabbimizi yemeğe davet ediyoruz. Buyursun bir gün misafirimiz olsun. Nemiz varsa ikram etmeye hazırız, dediklerinde Musa Aleyhisselâm, onları azarladı. «Nasıl olur, Allahü teala (haşa) yemekten, içmekten ve mekândan münezzehtir» diyerek bir daha böyle bir şeyi akıllarından bile geçirmemelerini tenbihledi.
Mevlana’dan Düşündüren Sözler
Mevlana’dan Düşündüren SözlerDevrim Yurtseven · Yedinci Kapı · 201614 okunma
Reklam
Gün olur bir olay gelirse başa, Kesip ümidi düşme telaşa... Kereminden mahrum eder mi haşa... Resûl'ün yaktığı meşale sönmez, O kapıyı çalan eli boş dönmez.
Sayfa 271 - Kaside-i BürdeKitabı okudu
232 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
~Spoiler~ İnsanın hayatını bir ego ve istek uğruna boşuna harcamasının güzel bir örneğini okudum. Kitaptaki karakter, koca bir ömrü, hayatı boyunca hatırlayacağı ve anlatacağı bir olayın olma ümidi uğruna gönderildiği eski bir askeri savunma kalesinde bir yüzbaşı olarak harcıyor. Yıllardır savaş görmemiş bu kalede zaman o kadar hızlı akıyor ki yüzbaşı ne zaman yaşlanıp hastalandığını bile anlayamıyor. Birkaç kez gitme fırsatına yaklaşsa da, bunu o yaşanabilme olasılığı olan savaş uğruna def ediyor. Ne zaman kendi evine ve kentine geri dönse, artık eski yaşamına olan tutkusunu kaybettiğini görüyor ve kendini yine kalede buluyor. İçini dolduran bu ümidin gerçekleştiği o muazzam gün geldiğinde ise, yaşlı ve hasta olduğu için kaleden gönderiliyor ve uğruna hayatını verdiği bu anı göremeden yolun sonuna varıyor. Kitap, insanın kendi hayatının yine kendi elinde olduğunu, hayatın boşa harcanmasının veya kaliteli bir şekilde geçirilmesinin yine insanın kendi elinde olduğunu çok iyi bir şekilde anlatıyor. Bazen hayat umulduğu şekilde gitmez. Fakat umulan şeyin bize gelmesi için de koca bir hayat feda edilmemeli.
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813,1bin okunma
Cemal Süreya o meşhur şiirinde ne demişti? Bir kadın susarak gider miydi? Sahinasıl o şiirin sözleri? Kadınlar susarak giderler, Çok uzun emekler verir ilişkisini yürütmek için. Birinin kadını olmayı yüreği, beyni, ruhu o kadar zor kabul etmiştir ki, başka bir adama ait olmayı istemez. Erkek gibi, çorbanın tuzu eksik diye kavga
Sayfa 208Kitabı okudu
Gün olur bir olay gelirse başa, Kesip ümidi düşme telaşa... Kerem'inden mahrum eder mi haşa... Resul'ün yaktığı meşale sönmez, O kapıyı çalan eli boş dönmez.
Reklam
Bir gün herkes kurtulur
Tehikelidir mutsuzluk. İnsanı şaşırtır. Telaşlandırır. Öç duygusuna sürükler. Yalnızlık korkularıyla yakar. Geçmişin hatıralarıyla hırpalar. Yabancılara muhtaç eder. Ve, birçok insan mutlu olduğunu bilmediğinden mutsuzluğa düşer. Bir kere mutsuzluk nehrine düştün mü de çıkması zordur. Bilirim o suları, oralarda yıkandım. O sularda ıslananları onun için hemen tanırım. Her mutsuzla karşılaştığımda aynı sözleri söylemek isterim. "Sakin ol, sükûnet kurtaracak seni." Her seferinde de sakin olamayacağını bilirim. Mutsuzluk telaşlandırır çünkü insanı. Telaşıyla tehlikelidir zaten, elindeki o küçük ümidi de kaybetmemek için çırpınmasıyla tehlikelidir mutsuzluk. Pişmanlıklarımızı telaş yaratır çünkü, telaşımızla utanılacak hareketler yaparız, bazen önümüzde kaderin açtığı geniş yollarda mutsuzken tökezlememiz telaşımızdandır. Gördüğümüz her insana, boğulmakta olan bir insanın kurtulma hırsıyla sarılır ve onları korkuturuz, biz onları kendimize doğru çekmeye uğraştıkça onlar bizim korkularımızı çoğaltarak kaçarlar. Yalnızlıktan korktukları için yalnızlaşır mutsuzlar. Ve yalnızlaştıkça yalnızlıktan daha çok korkarlar. Mutluluk topraklarına açılan o "sükûnet kapısından" geçmeyi bir türlü beceremezler. Sonra bir gün, o küçücük ümitlerini de kaybedip artık yokluğa yaklaştıklarını sandıklarında aniden o sükûnet kapısı açılıverir önlerinde. Ümitleri yoktur artık ama mutluluk şansı onlara sezdirmeden belirivermiştir. Ümitsizce dururken bulurlar mutluluğu. Kimse sonsuza dek o mutsuzluk nehrinde sürüklenmez çünkü... Bir gün herkes kurtulur.
Sayfa 67 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Hayatımıza denk gelenlerin neye vesile olacağını bilemeyiz :)
KS: ... Bir gün genç bir hanım danışanım yüzüme dikkatle bakmaya başladı. Hasta hekim münasebeti içinde, "Niçin bakıyorsunuz?" diye sordum. "Ben sizin yüzünüzü birine benzetiyorum," dedi. "Olabilir, bir dönem televizyon programlarına çıkıyordum, ekranlar arasında gezinirken görmüşsünüzdür," dedim. "Yok, ben İngiltere'den yeni geldim. Sizi televizyonlardan tanıyor olamam. Ben sizi tanımıyorum, annem almış randevuyu," dedi. Sonra durdu durdu, "Siz hiç umut konusuyla ilgili programa çıktınız mı?" diye sordu. Çok enteresan, Kenan Gürsoy Hoca'nın Düsünçe İklimi adında bir televizyon programı vardı, bir kere umutla ilgı orada kırk beş-elli dakika konuşmuştuk. "Evet, TRT'de böyle bir programa çıktım." dedim. "Bir gece ben yaşadıklarımdan çokbunalmıştım, yanıma içki şişelerimi aldım, yüzlerce ilaç aldım. İçkileri devirip, ilaç alıp intihar edecektim. İlaçları almaya başladım. Orada çanak antenle Türk televizyonları izleniyor, kanalları değiştiriyordum, sizin programa denk geldim. İki insan kırk beş dakika umuttan bahsettiler ve bıkmadılar. Ben o gece intihar etmekten vazgeçtim." dedi. Şu anda bile anlatırken tüylerim diken diken oluyor. Hani Hz. Mevlana'nın sözü var ya, "Sadece susamış dudak su aramaz, su da dudağı arar," diye... Bazen şifa olacak bir söz eğer Cenab-ı Hak onu murat etmişse hiç olmayacak biçimde koskoca kıtayı, denizleri aşarak olmadık bir yerde bir insanı bulabiliyor. Dolayısıyla hiçbir insandan, hiçbir şarttan, zamandan ümidi kesmemek lazım.
Sayfa 86 - Turkuaz Haberleşme ve YayıncılıkKitabı okudu
Dünyada en şaşılacak mûcize, aşkın yüzde yüz menfî olan bir cephe karşısında bile ümîdi büsbütün kaybetmemesidir. Bir âşıka hakîkatin acılığından, felâketlerin olduğu gibi kabul edilmesi zarûretinden bahsetmeyiniz.O dâima şuurunun kuytu bir köşesinde teselliler yaratır, der ki:"O da beni seviyordu;fakat filan falan sebepten söyleyemedi, gizledi. Bir defa benimle nasıl göz göze gelmişti. Hani bir gün de elimi sıkarken..."
Yeryüzünün küçük tanrısı bir yumrukta dünyasını yıktı
Değil asilzade kral elbisesi de giysem içimdeki sıkıntıları unutamam, gülüp oynayamayacak kadar yaşlıyım. O güzel gençlik günlerimi kasvetli bir odada kitapların arasında geçirdiğime yanıyorum. Fakat emellerim onlar taptaze duruyorlar. Sabahları hep korku içinde uyanıyorum. Dünyada arzu ettiğim hiçbir emelime kavuşamadım. Gün bitiyor yine gece oluyor, Yatağa yatmaktan da korkuyorum kötü rüyalar beni dehşete düşürüyor. Aklı selimim tanrıdan ümidi kesmememi söylüyor, göğsüm daralıyor işte o zaman ölümü arzuluyorum. Ölmek ve kurtulmak istiyorum, hayattan nefret ediyorum. Bugüne kadar ne verdi ki bundan sonra da ne versin. Zekamızın bizzat kendisi hakkında beslediği g
Faust
Faust
üvene lanet olsun. Şan ve şöhret hulyalarina lanet olsun. Mülkiyet gururumuzu okşayan servet, çoluk çocuk ve kadına lanet olsun. Şehveti tahrik edip kanımızı kızıştıran üzüm suyuna lanet olsun. İmanımızı kemiren bütün şüphelere korkulara ve endişelere lanet olsun.
969 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.