Esra Kurt kardeşimizin yaptığı ( #30997659 ) Mehmet Uzun etkinliği vesilesiyle yazılacaktır. Kendisine bu vesileyle teşekkür ediyorum. Böyle güzel bir etkinliği yapan yoğun duygulara sahip kendisi incelememizi okumasın. (Bu şaka tabi) :)
Bazı kitaplarda olduğu gibi biz de yazımızda bir
*Kitap için beklentisini çok yüksekte tutan ya da çok fazla kişisel gelişim kitabı okuyan varsa, belki beklentisinin biraz altında kalabilir. Ama ben kendimden bir çok şey bulduğum, eksiklerimi fark ettiğim ve değiştirmem için ne yapmam gerektiğini öğrendiğim için severek okudum.
Konusuna gelince Julian Mantle, yoğun bir tempo ile çalışan, kariyer, şöhret ve zenginliğe sahip, ülkesinin tanınmış avukatlarından biridir.
Bir gün davaların birinde Julian kalp krizi geçirerek mahkeme salonunda yere yığılır. Ve tabiri caizse bu kalp krizi Julian için bir dönüm noktası olur. Hayatı için çok önemli bir karar alır...
Kitabın kalanında bu aldığı karar neticesinde 3 yıl boyunca ortadan kaybolur ve dönüşünde tüm yaptıklarını ve yaşadıklarını anlatır. Yani bir insanın anılarını dinliyor gibi hissedeceksiniz. Tek farkı öğretici anılar olması.
Devamını anlatırsam tüm kitabı özetlemiş olurum sanırım. O yüzden kalan kısmı size bırakıyorum ^_^
İnsanın hayatında önceliklerinin ne olması gerektiğini şöhret ve kariyerde elde edebileceği her şeye sahip olmasına rağmen yaşadığı tatminsizliği çok güzel bir şekilde ifade eden ve bakış açınızın değişmesine yardımcı olan bir kitap.
İyi okumalar dilerim (:
*Kitap için beklentisini çok yüksekte tutan ya da çok fazla kişisel gelişim kitabı okuyan varsa, belki beklentisinin biraz altında kalabilir. Ama ben kendimden bir çok şey bulduğum, eksiklerimi fark ettiğim ve değiştirmem için ne yapmam gerektiğini öğrendiğim için severek okudum.
Konusuna gelince Julian Mantle, yoğun bir tempo ile çalışan, kariyer, şöhret ve zenginliğe sahip, ülkesinin tanınmış avukatlarından biridir.
Bir gün davaların birinde Julian kalp krizi geçirerek mahkeme salonunda yere yığılır. Ve tabiri caizse bu kalp krizi Julian için bir dönüm noktası olur. Hayatı için çok önemli bir karar alır...
Kitabın kalanında bu aldığı karar neticesinde 3 yıl boyunca ortadan kaybolur ve dönüşünde tüm yaptıklarını ve yaşadıklarını anlatır. Yani bir insanın anılarını dinliyor gibi hissedeceksiniz. Tek farkı öğretici anılar olması.
Devamını anlatırsam tüm kitabı özetlemiş olurum sanırım. O yüzden kalan kısmı size bırakıyorum ^_^
İnsanın hayatında önceliklerinin ne olması gerektiğini şöhret ve kariyerde elde edebileceği her şeye sahip olmasına rağmen yaşadığı tatminsizliği çok güzel bir şekilde ifade eden ve bakış açınızın değişmesine yardımcı olan bir kitap.
İyi okumalar dilerim (:
"...sence bir gün düzelir miyim?.."
Sayfa 13..
Başlıyor bir bilinmeze yolculuğum. Giden benim, varacağım yer de ben, vakit benim, aynı zamanda yolun kendisi de ben. Hatta bavulumda bile ben varım.
Pastiş suyundan mı, ironikorganik Çin tuzundan mı bilmem zehir zakkum gibi oldu makarnam.
Artık bütün o cinayetler, işkenceler, zulümler
Dağınık bir haldeyim ve dağılıyorum ikide bir. Odaklanmayı, istikrarı engelliyor bulunduğum şartlar. Günahlar, planlar, pişmanlıklar, tevbeler iç içe giriyor bir yerden sonra. Biri tutsun elimden diyorum ya da tokat atsın ben onu şefkat tokadı bellerim. Bir kulağımdan giren öbüründen derhal çıkmakta. Şeytanlar iki kulağımın arasında tünel kazmakla
Çağıralan davete gitmek Müslümanın, Müslüman üzerinde olan haklarından biridir.
Lâkin her çağrılan yere de bir Müslüman gidemez.
İmam Gazali (Rahmetullahi Aleyh) gidilmeyecek yerleri şöyle tarif ediyor:
“Çağıranın yemeği şüpheli ise veya İslamiyetin yasak ettiği şey, mesela ipek sofra örtüsü, gümüş kap ve tavanda, duvarda canlı resmi, evde köpek varsa veya çalgı çalınıyorsa, oyun, kumar gibi şeyler varsa, o çağrılan yere gidilmez.”
7 sene bekleyeceksin beni demişti. 7 sene değil 7 asır beklerdim ama adam gibi adam olsaydı.
Beni gerçekten sevdiğine şu kadar inansaydım, yine beklerdim. Ama bir tek şeyi yapmazdım. Şu an hayatımdaki insanı bırakıpta ona asla dönmezdim, öyle biri olsaydı bile, ki yine de dönmedim.
Ayrıldıktan 1 sene sonra hiçbir şey olmamış gibi gelip beni geri
Mehmet Akif Ersoy
İstiklal marşı yazarımız Mehmet Akif Ersoy… “Kahraman Ordumuza” başlığı ile kurtuluş savaşından çıkmış bir millete bu adla şiirini hediye etmişti. Şiirini safahat adlı kitabına koymamıştı. Bunun nedeni kendine sorulduğunda: “Bu benim değil, milletimin malıdır.” Diyordu. Bu marşı yazan şair, sadece yazmamakla kalmayıp bunu bir