°•♡🌺᭄°• ➖Bir insan sana söverse düşün. ➖Sövdüğü şey sende varsa ona kızma. O kötü sıfatından vazgeç. ➖Söylediği kötü şey sende yoksa, bu bana bir ihtardır ki, muhabbetten fazla sevgi göstermek, nifak alametidir. _📚✒️İbn Arabi_ _Nasihatname - sh124_                                                                       °•♡🌺᭄٭˛°•
Doğanın adı kaderse, toplumun adı öngörü olmalıdır. Düşünsel ve ahlaki gelişme de maddi refah düzeyinin artması kadar önemlidir. Bilgi başlangıçtır, düşünmek ilk zorunluktur, gerçek tıpkı buğday gibi gıdadır. Bilginin ve bilgeliğin yokluğunda zihin söner. Beslenemeyen mideler gibi, beslenemeyen zihinlere de acıyalım. Açlıktan can çekişen bir bedenden daha da içler acısı bir şey varsa, o da aydınlık açlığından ölen bir ruhtur.
Sayfa 314 - Cilt 2Kitabı okuyor
Reklam
Gıybet, doğru olsa bile bir kimsenin arkasından duyduğu zaman üzüleceği şekilde konuşmaktır. Kişi eğer yalan söylerse iftira ve bühtan olur. Bir kimsenin noksanlığını ifşa etmek gıybettir. Soyunda, elbisesinde, hayvanında, evinde, işinde de olsa aynıdır. Şöyle ki: Bir kimsenin bedeni için söylenen, “Uzun boyludur, siyahtır”; soyu için söylenen,
Sayfa 126
“O halde, bu dünyada yaşama zahmetine değen bir şey varsa, onu kaçırmamalıyım, çünkü insan öldükten sonra iş işten geçer ve çünkü insanın aldandığı için ölmesi gerçekten çok aptalca olur.”
DEHB'linin beyni, o sırada aklında başka bir şey yapmak ya da hiçbir şey yapmamak varsa, bunun dışındaki herhangi bir durumu ciddi bir tehdit olarak algılar.
80 syf.
7/10 puan verdi
Yoksulluğun, sosyal eşitsizliğin, eğitimsizliğin, kültürün insanlara ettiklerini romanlarda, filmlerde okumaya, görmeye, anlamaya devam ederken gerçek yaşamda ne kadar farkına varabiliyoruz, bilmiyorum. Farkına vardıklarımız her zaman anlayışa, kabullenmeye mi taşımalı bizi, ondan da hiç emin değilim. Hangi şartlar altında olursa olsun sınırlarını zorlamaya niyet etmeyenlere, kendine bir yol aramaktansa şikayet etmeye devam edenlere ve hep bir şeylere söven insanlara ve onlara dair hikâyelere şefkatle ilgi gösteremiyor olabilirim. Ebeveynlik gibi roller varsa hele ki, evet o zaman galiba epeyce katı oluyorum. Edouard Louis’in annesinin hayatına dair yazdığı bu anlatıda empati belki biraz evet ama sempatiyi anneye karşı hiç hissetmedim mesela. Çocuklarıyla geçirdiği yıllar boyunca mağdur rölünde kalıp onları da kendileriyle birlikte hapsettiği ve sadece babayı / kocayı sorumlu tuttuğu hayat ve sonrasında nihayet kendisini özgürleştirmek için attığı adımlar bana feminizm ya da sınıf ayrımı meseleleri üzerinden bile coşku vermedi. Kavgalarını yeterince duyamadım. Yazarın “çocuk” rolü üzerinden okumaya dikkat vermek daha çok şey anlattı, Louis kitabı, annesinin hikâyesinin sığınabileceği bir yuva olmasını dileyerek bitirmiş olsa da… Tüm zorluklara rağmen, hatta şiddete rağmen, hangi şartlar altında olursa olsun insanın kendine acımaktan daha fazlasını yapabileceğine inanıyorum, eylemsel olanlar imkansız olsa bile. Belki de bu da benim acımasızlığımdır, bilmiyorum. #edouardlouis #dgedouardlouis #birkadınınkavgalarivedonusumleri
Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri
Bir Kadının Kavgaları ve DönüşümleriÉdouard Louis · Can Yayınları · 2024157 okunma
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.