Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayattan çıkarı olmamak
Selim'in içgüdüleri iyi gelişmemişti. Çıkarını pek bilmezdi. Oysa... çıkarlarını düşünmeyenler unutulacaklardır. Her olayda bir kenara çekilenler gerçekten de bir kenarda kalacaklardır. Yaptıkları işlerin gizli kalmasını isteyenler, bunda başarıya ulaşacaklardır. Kimse, onların varlığıyla tedirgin olmayacaktır. Bir gün öldükleri zaman,
Sayfa 201Kitabı okudu
Hazine :)
Yepyeni ve bir çırpıda sayfa düzeni... Sahi siz premium olup ne kadar özenli bir alan oluşturuyorsunuz kendinize? Kitaplara dair her şeyi,mesela, yazar söyleşilerini, sesli kitapları, okuma gruplarını ve sözlüğümü ben artık yanımda taşıyorum. Kitaplık sağlam olup düzen de oldu mu daha verimli bir okuma oluyor. Eh! Madem premiumlugillerdeniz o halde bu olanakları sonuna dek kullanabilmeliyiz. Benim en büyük hazinem kütüphanemde gizli. Dilerim ki sizler de profilimdeki linklerden yararlanıp keyif alırsınız. Musmutlu okumalar diliyorum.
Reklam
Bana o kadar iyi gelen evin boş olması değil belki de, ya da sadece o değil de aynı an da iki eve birden sahip olma duygusu, gündüzleri için bir ev ve akşamla gece için de daha uzaktaki bir başkası. Bunu anlıyor musun? Ben anlamıyorum ama öyle.
141 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
“İnsanın Anlam Arayışı” İncelemesi
İnsanın Anlam Arayışı kitabı iki ana bölümden oluşuyor. İlk bölümde, yazar Frankl’ın; Nazi Almanyası döneminde kurulmuş olan, en büyük ve en ağır -insanlık dışı- işkencelerin yapıldığı, tutukluların bir günü bir lokma ekmekle geçirdikleri ve ağır işlerde, zorlu hava koşullarında binbir türlü hastalıkla çalışmak zorunda kaldıkları, Auschwitz
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Öteki Yayınevi · 199835,5bin okunma
tüm yaşananlardan geriye kalan en sevdiğin kitap ve altı çizili satırlar. zaman zaman alırım bu kitabı elime. bu kitabı neden bu kadar çok sevdiğini düşünürüm. sayfalarına dokunurum. bir zamanlar sen onlara dokundun diye. sayfalarına göz gezdiririm. altını çizdiğin cümleleri okumam ama hemen öyle. çünkü onları okumak seni özlemekten gebermek demek. yine buluşmamız demek dolaylı yoldan. sonra olur da cesaret edebilirsem okuyorum işte satırları. bir zamanlar senin de bu satırları okuduğun, çok hoşuna gittiği, tekrar tekrar okuduğun fikri içimi kıpır kıpır yapıyor. sana aşık olduğum o ilk günü bu satırları ilk defa okumanın verdiği hisse benzetirim. bir fotoğrafı geçemediğim saatlerce izlediğim her detayını izlediğim o gün gibi o satırları da defalarca kez okurum. gülümserim. anılarımızı anımsarım. keşke derim en sevdiğim kitap diye nitelendirdiğin altını özenle çizdiğin defalarca kez okuduğun bir kitap olsaydım. sen benim bugün hâlâ en sevdiğim diye nitelendirdiğim tek şeysin. seni özenle içimde saklıyorum. sen bile unutacaksın belki beni, bendeki yerini ama ben unutmayacağım. sigara tutan parmaklarından öpüyorum.
Bir insana bir insan herhalde yeterdi.
Belki bu da kâfiydi. Bir insana bir insan herhalde yeterdi. Fakat o da olmayınca? Her şeyin bir hayal, aldatıcı bir rüya, tam bir vehim olduğu meydana çıkınca ne yapılabilirdi? Bu sefer inanmak ve ümit etmek kabiliyetini ben kaybetmiştim. İçimde insanlara karşı öyle bir itimatsızlık, öyle bir acılık peyda olmuştu ki, bundan zaman zaman kendim de korkuyordum. Kim olursa olsun, temasa geldiğim herkesi düşman, hiç değilse muzır bir mahluk telakki ediyordum. Seneler geçtikçe bu his kuvvetini kaybedeceğine şiddetlendi. İnsanlara karşı duyduğum şüphe, kin derecesine çıktı. Bana yaklaşmak isteyenlerden kaçtım. Kendime en yakın bulduğum veya bulacağımı zannettiğim insanlardan en çok korkuyordum. "O bile böyle yaptıktan sonra!.." diyordum... Ne yapmıştı, bu malum değildi; ve asıl bunun için muhayyilem en fena ihtimaller üzerinde duruyor ve en ağır hükümleri veriyordu. Öyle ya... Bir ayrılık anında, basit bir heyecanın sevkiyle verilmiş bir sözü tutmamak için en kolay çare, münasebeti hiç münakaşasız kesivermekti.
Sayfa 147
Reklam
"Ve kimim ben, düşe kalka dolaşan yorgun ruh, dolaşık gönül, som gurur? Ve kim, beni omzumdan öpüp o siyah yolculuğa çağırır?"
𝐡𝐚𝐤𝐢𝐦 𝐲𝐚𝐬̧𝐥ı 𝐜̧𝐢𝐟𝐭𝐞 𝐬𝐨𝐫𝐦𝐮𝐬̧: 'bunca yıldan sonra niçin ayrılmak istiyorsunuz?' 𝐲𝐚𝐬̧𝐥ı 𝐤𝐚𝐝ı𝐧 𝐜𝐞𝐯𝐚𝐩𝐥𝐚𝐦ı𝐬̧: 'hakim bey bir ay öncesine kadar aklımda böyle bir şey yoktu. eşim bana bir mine çiçeği hediye getirdi, bende çiçekleri çok severim. çiçek çok sulanması gereken bir çiçekmiş ve kocam düzenli aralıklarla sulanmadığında çiçeğin
ve omurgalar eridi, eski gözlerde kalacaktır adımız dedi; ölülerde büyür bir tek gizemli özlem, ben de mi özlesem ne, yetecek midir esaretim, o da neyin özlemidir, bilinmez. Olsa olsa çürümek için kuvvetli bir hararet ve üstüne yürümek için tanrıların, üç beş kemikten ibaret plastik veya mukavva bir iskelet!
“Ben sana bir şey söyleyeyim mi? Hayat hiç kimseye iyi davranmıyor, seninle bir alakası yok herkes aynı şeyi yaşıyor o yüzden hiç üstüne alınma. Sen güzel anılar biriktir güzel şeyler yaşamaya bak, güzel anıların olsun…” (Leyla ile Mecnun)
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.