Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Martin Luther şöyle söylemişti.İstediğim şekilde dua edemiyecek gibi kalbim soğuk olduğu vakitler aklıma düşmanlarımı getiririm..... öyle ki,kalbim öfke ve nefretle şişer ve o zaman yanık yanık dualar edebilirim.Ve öfkem ne kadar kızgın olursa,dualarım de o kadar kuvvetli olur.E.Hoffer......kesin inançlılar
Adam karısına pek hoş davranmaz, kalbini kırar. Sonra karısından sofrayı kurmasını ister. Kadıncağız hiç sesini çıkarmadan kurar sofrayı ve buyur eder kocasını. Adam sabırsızca sofraya oturur, iştah kabartacak bir zevkle yemeye başlar. Yemek tuzsuz olmuştur. Birkaç lokma yedikten sonra karısından tuz ister. Karısı; “Sen yemeğe devam et ben getiririm”, der ve içeri gider. Adam ikide bir; “tuz nerde kaldı hanım?” diye sorar. Kadın her seferinde “tamam getiriyorum” diye cevap verir . Fakat tuz bir türlü sofraya gelmez. Adam tuzu isteye isteye karnını doyurur. Sonra aklı başına gelir. Az önce hatununun kalbini kırdığı için özür diler. Hanım mutfağa gider, ve elinde tuzla geri döner. Adam merak eder ve sorar; “Bu ne şimdi karnım doyduktan sonra tuzu ben ne yapayım” der. Karısı da ona; “Senin kalbimi kırdıktan sonra dilediğin özür, doyduktan sonra sofraya gelen tuz gibidir, ihtiyaç kalmaz'' der. Hani derler ya öfke rüzgar gibidir, bir süre sonra diner ama birçok dal kırılmıştır bile. Yaşamı boyunca herkes birini bulur ama birbirini bulmak çok az insana nasip olur. O yüzden sevdiğinize sahip çıkın, onu önemseyin ve kırmayın. Kadın mutluysa güzelleşir, güzelse mutlu olur. Mutlu olursa sen de mutlu olursun. Sevdiğinizi üzmeyin... Hakan Mengüç (kendisi yazar olmadığı için ileti şeklinde paylaşılmıştır.)
Reklam
Sevgili okuyucum, o öylesine güzel bir geceydi ki, böylesini ancak gençliğimizde görebiliriz! Gökyüzünün aydınlığında, yıldızların parlaklığına bakıp bakıp da, "Böyle bir göğün altında insan nasıl olur da öfke duyar, hırçınlaşabilir?" diye düşünürsünüz. Ama bu düşünce de gençler içindir, sevgili okuyucum, hem de çok gençler için. Dilerim, sizin de gönlünüz uzun süre genç kalsın..
Eşimizi Neye Göre Seçeriz? Tesadüf gibi görünen eş seçimleri gerçekte tesadüf müdür? Eş seçimi aslında tahmin edilenden daha karışık bir süreçtir. Aşık olma süreci tamamen tesadüfler üzerine kurulu gibi görünse de gerçekte olan aslında beynimizin alt katmanları yani en temel beden fonksiyonlarını yerine getiren kısmı, eşimizi ebeveynlerimizle
İNSANLAR NEDEN BAĞIRARAK KONUŞUR! İslâm alimlerinden biri talebeleriyle Basra kıyısında gezinirken deniz kenarında birbirlerine öfke içinde bağıran bir aile görmüş. Talebelerine dönüp: "İnsanlar neden birbirlerine öfke ile bağırırlar?" diye sormuş. Talebelerden biri: "Çünkü sükûnetimizi kaybederiz" deyince mübarek
İnsanlar görüp duyduklariyla bir insana önyargılı yaklasmak yerine o kişiyi yakından tanımaya çalışsalar keşke. HAYAL GÜNLÜĞÜ III. Murat Han bir gün telaşlı bir şekilde uyanır. Yüzünde düşünceli bir hava vardır. Vezîr-i Âzam Siyavuş Paşa, padişahın bu halini görünce dayanamayıp sorar: - Hayırdır
Reklam
"Umuttan çok kuşku vardır yüreğimde, hoşgörüden çok öfke vardır. Nedensiz düşmanlık gütmesem de, olur olmaz şeye sevgi beslemem ben. Haktan yanayımdır ve de hakikatten. Bu yüzden sevginin hak edenin hakkı olduğuna inanırım. Hak etmeyene sunulmayacak kadar değerlidir sevgi..."
Sayfa 160Kitabı okudu
Babam bir insan kendi talihsizliklerinin toplamıdır derdi. Bir gün gelir talihsizlik de yorulur sanırsın sen ama zaten senin talihsizliğin zamanın kendisi olur derdi babam.
Can Dündar yine üstatlığını konuşturmuş ve şöyle demiş bir makalesinde : "Evlilik, inanmadığım halde içerisinde 17 seneyi bitirdiğim bir kurum benim için.. 17 senede (abartmıyorum) 40 çift arkadaşımın son verdiği kurum ayni zamanda da... Evliliğimin bu kadar uzun sürmesinin gizi belki de kuruma inanmamaktan geçiyor. Evliliği toplumun
296 syf.
10/10 puan verdi
Şimdiye kadar okuduğum kişisel gelişim kitaplarının en iyisi diyebilirim öncelikle yazarın anlatımı çok eğlenceli sizi güldürürken düşündürüyor ikincisi anlattığı örnekler tamamen gündelik hayattan yani hepimizin sürekli yaşadığı şeyler. Kitapta öyle yaparsan böyle olur şöyle yaparsan böyler olur gibisinden direktifler şeklinde ifadeler hiç yok bu da ayrı güzel tarafı. Akıcı bir dille anlatılan yöntemler, uygulamalar çok kolay ve uygulanabilir şeyler. Kendi hayatından, ilişkilerinden de sıkça örneklere yer vermiş olması da bana samimi geldi. Konusal olarak Ego, iletişimde sen dili yerine ben dili kullanarak ifade değişikliği, inanç sistemleri, sinir ve öfke kontrolü gibi başlıklarla iş hayatı, ilişkiler, sağlık konularına ışık tutuyor. Bu arada kitaptaki Necati ve Ayten karakterlerini gözünüzde canlandırabiliyorsunuz tam ciddi bir paragrafın sonunda gelen kahkaha sebebi karı - koca diyalogları harika. Kitabın adı yok bu da dikkatimi çeken ayrı bir konu kapağındaki ayna da tamamen bunu yansıtıyor. İçerisindeki bilgiler ile kendinizi harmanlayarak ismini sizin vermenizi istiyor. Keyifle okudum, bu tür kitapları sevmeyen arkadaşlarıma tavsiye ettiğimde aldığım geri bildirimler de hep güzeldi. Yazarın tüm kitaplarını okumaya karar verdim sizlere de öneririm.
Aykut Oğut
Aykut OğutAykut Oğut · Dharma Yayınları · 2011733 okunma
Reklam
238 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
Puslu Sözlük
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor... İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,3bin okunma
Allah’ın sevgili kullarından biri bir rüya görür; rüyasında kendisine şöyle denir: “Sabah olunca karşına ilk çıkanı ye ikinci çıkanı sakla üçüncü çıkanın dileğini kabul et dördüncü geleni üzmebeşinciden de kaç!” Sabah oldu; dışarı çıktı. Yola koyulup gitti. Karşısına bir dağ çıktı. Bu koca dağı görünce şaşırdı. Kendi kendine şöyle dedi: Rabbim
Çocukların eğitimini babalarına bırakmak büyük bir saflıktır. Devletlerin çoğu herkesi, kadınlarını ve çocuklarını diledikleri gibi yönetmekte serbest bırakır, onlar da masallardaki devler gibi akıllarına esen her deliliği yaparlar. Galiba yalnız Lakedemonyalılar ve Giritliler çocukların eğitimini yasalara bağlamışlardır. Bir devlette her
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.