aman ne şehrayin! bayılıyorum... gel keyfim gel... oh... oh... ne sefa... ne eğlence... en parlak şairlerin kalemlerinin tasvir edemeyecekleri bir yüce manzarayı herkes davetsiz, giriş ücreti olmaksızın seyredecek... işte eşitliğe misal...
Dışarı çıkıyorsanız dikkat! çiçeklerle karşılaşmayın
Ya da koklamayın onları, iyisi mi yüzünüzü örtün şapkanızla
Ya da düşünmeyin hiç, ben bakın öyle yapıyorum
Neden diyeceksiniz, insandaki sevgiliyi eskitiyor bu çiçekler
Güneşe benzetiyorlar adamı, masaya vurmuş koyun bulutlarına
Pek tuhaf! ben de sahanda yumurtayı kıskanırım
Beni
Dışarı çıkıyorsanız dikkat! çiçeklerle karşılaşmayın
Ya da koklamayın onları, iyisi mi yüzünüzü örtün şapkanızla
Ya da düşünmeyin hiç, ben bakin öyle yapıyorum
Neden diyeceksiniz, insandaki sevgiliyi eskitiyor bu çiçekler
Güneşe benzetiyorlar adamı, masaya vurmuş koyun bulutlarına
Pek tuhaf! ben de sahanda yumurtayı kıskanırım
Beni
Yarabbi!.. Görülecek şey... Bakınız, bakınız... Daha şimdiden içime çarpıntılar geliyor, bir şeyler .oluyorum. Şimdi bu ha ber verilen tarihte biz Halley'in o saçaklı, o pırıl pırıl, o ihtişam dolu nurlu eteği arasından geçecek miyiz? Aman ne donanma! Bayılırım. Gel keyfim gel... Oh, oh, ne eğlence, ite eğlence! En şatafatlı şairlerin kalemleri tasvir edemez keh böyle yüce bir manzarayı herkes davetsiz, giriş ücreti olmadan seyredecek. İşte eşitliğe bir örnek... Meşrutiyetin ilânından beri kardeşlik, eşitlik var diye bar bar bağırıyoruz, Iakin en alelade bir seyir için gelenlerden beşer onar kuruş alıyorlar. Bu parayı veremeyen oyunu seyredemiyor.
Beş kuruşun sağladığı bir üstünlüğü en adaletçi kanun lar veremiyor, öyle büyük günlerde, meselâ gelecek 10 Tem muz kutlu gününde fakirler için de bedava oyunlar düzenlense ne olur? 10 Temmuz dedim de, gördünüz mü, 6 Mayısı unuttum. Kadın aklı bu efendim, affedersiniz. İşte o gün de ne olacaksa zengin, fakir, hep beraber olacak.
YANGlN
Dışarı çıkıyorsanız dikkat! çiçeklerle karşılaşmayın
Ya da koklamayın onları, iyisi mi, yüzünüzü örtün şapkanızla
Ya da düşünmeyin hiç, ben bakın öyle yapıyorum
Neden diyeceksiniz? insandaki sevgiliyi eskitiyor bu çiçekler
Güneşe benzetiyorlar adamı, masaya vurmuş koyun butlarına
Pek tuhaf! ben de sahanda yumurtayı kıskanırım
"Kışları yağmur yağınca, boş ver işi gücü diyeceğiz, sobamızı yakacağız, oturup yağmurun damlardaki sesini dinleyerek keyif çatacağız. Gel keyfim gel!"
Yalnızlıktan, kimseyle konuşmamaktan ve durup dinlenmeden çalışmaktan, sinirlerim bozulmuş, bunalmıştım. Sokak aralarında dolaşıyor ve şöyle düşünüyordum: Rahat bir evde oturmak, huzur içinde çalışmak, korkusuz yazmak, bana hiç, hiç nasip olmayacak mı? Felekten hiç kâm almayacak mıyım?
İşte bu düşüncelerle Mühürdar’a gelmiştim. Deniz, tatlı