- «Peki böyle bir vakitte ve niçin Kur'an okunuyor?» O zaman bana «bir yaşıma daha girdim» dedirtecek kadar acayip bir şey anlattılar. Ailenin (veya ailelerin) en büyüğü olan adam, öldükten sonra kıyamet günü gelinceye kadar ruhuna Kur'an okunmasını vasiyet etmiş. Bunun için yetecek kadar serveti vakfetmiş. Onun için her gün sabahtan akşama kadar durmadan Kur'an okunuyor. Meğer benim kulağıma gelen ses bu okunan Kur'an sesi imiş. Kur'an okunan yeri görmek istediğim için beni Kur'an odasına götürdüler. Bu oda, penceresi bir yanı açık dikdörtgen biçimi binaların ortasındaki meydana nazır. Kur'an okuyan adam bu pencerenin içinde okuyor, böylece hepsi Kur'an sesini duyuyorlar. Odada 12 tane hasır var. Her hafız pencerede okuyor bir saat. Onun sırası bitince başka bir hafız alıyor; sırası biten hafız gidip hasırının üstüne uzanıyor. Yemek zamanlarında uşaklar tabla getiriyorlar; boş olan hafızlar, Kur'an okunadursun, yemeklerini yiyorlar. Yan gülmekten, yarı hayretten çatlayacağım. Sanki Amerikan «mass production» usulü ile Kur'an okuma. Bilmem hiç bir Müslümanın aklına böyle bir şey geldi mi? Acaba adam hayatında böyle seri halinde günah mı işlemişti ki ahirete gidinceye kadar mezarında Kur'anın sayesinde kendini cennete hazırlamayı düşünmüş?
Sayfa 160 - Çağdaş Yayınları