57. Kurban ses ver dedim kendime
. .
Neden 56 kurbandan sadece bir kısa inceleme var ? Okudukça"söylüyorum ki "Teneke Trampet" e inceleme yazılamaz. .
#SPOİLER ..
Ne söylesek eksik kalacak "bu cepte dursun "
Kitabı sevmedim..
ama sevmiş de olabilirim,algı seviyemi yerden yere vurduğunu kabul ediyorum itiraf ediyorum ki
Karşı pencerede, her karşılaşmamızda bana tatlı tatlı gülümseyerek "nasılsın fıstık" diyen bir adam vardı. Ona aşık olmuştum. Sanırım o da bana aşıktı. Yoksa neden bana her gün gülümsesin ki. Tek sorunumuz onun 35, benimse 5 yaşında olmamdı. Ama aşkın yaşı yoktu. O yaşta kara sevdanın pençesine düşmüştüm. Hep onun yanında olmak ister,
Çok kitap okuyabilmek için manzarası muhteşem bir mekan, ölçüleri yerinde bir masa, masaya uyumlu konforlu bir koltuk, adapte olabilmek için iyi bir masa lambası gibi şeyler şart değildir.
Çok kitap okuyabilmek için şart olan tek şey vardır:
Okuma aşkı.
"Beni okuyacaklar, evet , tüm dünya beni okuyacak. Benim eserlerimin nasıl yayıldığını insanların gözlerinde ve akıllarında görebileceksiniz. Bunu çok iyi hatırlayın, Céleste; makalede yazdığı gibi Stendhal'in taninması nasıl yüz sene aldıysa , Marcel Proust'un taninması elli seneyi bile bulmayacak..."
Céleste Proust'un
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
Güzel şeylerde oluyor..
Yine okumaya başladım..
Bir okuma ziyafeti istiyorsanız.. Okumanızı isterim.. Güzel bir iz..
Okunması gerekenler listesinde olmalı...
Kitap Ağacı okuma grubunda, "600 Günde Devr-i Alem" isimli yeni bir okuma serisi ve sanal tartışma ortamı oluşturuldu. 20 aylık bu seride, Türkiye'den başlayarak, gün ışığının ilerlediği yönde, her ay bir ülke edebiyatına misafir olmayı hedefleyen bir macera bu. İlk kitap Türkiye'den Faruk Duman'ın "İncir Ağacı" kitabıydı.
La peau de chagrin... Sağrı derisi. Sağrı bölgesi, memeli hayvanların kalça kısmı yani bel ile kuyruk arasındaki bölgeye verilen ad. Chagrin kelimesi muhtemelen fransızcaya türkçe sağrı kelimesinden geçmiş. Bu deri parçası sihirli ve Alaaddin'in sihirli lambası gibi dilekleri yerine getirdiği için kitap türkçeye Tılsımlı Deri diye çevrilmiş. Almancasına bakıyoruz, oraya Ölümcül Arzular diye geçmiş.
Çünkü her dilek deriyi küçültüyor ve deri yok olunca deriye sahip dilek sahibi de ölecek.
Kitap Dorian Grey'in portresi gibi fantastik bir kitap. Beş parası olmayan genç ve yetenekli bir delikanlının sırf parası olmadığı için Paris'in yüksek sosyal tabakasına girememesini konu ediniyor. O çevreye girmek için ilk şart para, hele o çevreden bir kadına aşıksanız parayı güvercinlere yem atar gibi saçmazsanız aşkınızın hiç şansı yok. Genç delikanlı da aşık, hem de herkesle gönül eğlendiren ama kimseye ciddi anlamda açılmayan bir genç kıza. Bu genç kızı hal ve hareketini kitabın sonunda Balzac toplumun kendisine benzetecektir, bu anlamda çok manidar bir karakter.
Akıcı, heyecanlı ve düşündürücü bir hikaye okudum, her ne kadar 35 Balzac kitabı sonrasında pek yeni ve şaşırtıcı bir konu ile karşı karşıya kalmadıysam da.
Okuma acemisi iseniz, okuma konusunda belirli bir mesainiz yoksa, klasikler ve edebiyat ile yeni tanışıyorsanız genel olarak Balzac sıkıcı gelebilir. Daha sonra okumak gerekebilir.
İyi okumalar dilerim
Kaynaklar:
Monmouthlu Geoffrey'in İngiliz Krallarının Tarihi adlı eseri. (12. yüzyıl)
Raphael Holinshed'in Chronicles of England, Scotland, and Ireland adlı eseri. (1587)
Oyun, Lear'in topraklarını kızları arasında paylaşması ile başlar. Lear, kızlarından kendisini ne kadar sevdiklerini söylemelerini ister; Kralın büyük kızı Goneril ve ortanca