Şu testi de benim gibi biriydi;
O da bir güzele vurgun, dertliydi.
Kim bilir, belki boynundaki kulp da
Bir sevgilinin bembeyaz eliydi.
Hayyam
Opioid(afyon) içtiniz mi kendinizden geçer bir hoş olursunuz. Bunu bilim söyler ben değil. Her neyse, halisünasyon görürsünüz. Rüyalarınız karışır bir birine, yaşadığınız anı daha önce yaşamış ya da yaşamak istediğiniz bazı hayatlar çıkar önünüze. Elbetteki hayalini kurduysanız... “Kendim dediğiniz kişi aslında tek bir kişi değildir. Kendin içinde bir çok farklı ahlak aşinalığı barındıran karakterler içeririz” der buna benzer bir şeyi Marcel Proust gibi bir yiğit. Hayatımızın bir çok acı evresin de yaşarız bunu. Bizi biz eden karakteri ararız, yine de son vardığımız karakterin, ismimizin çağrıştırdığı kişi oluruz. Yani bir çok kişi... Bunu en iyi hissettiğimiz anlardan biri de afyon içtikten sonra olur, der Sadık beyefendiler. Testi kırıldığı zaman tekrar kendimizi bulmamız da aynı hayatın döngüler barındırması değil midir? Ah, ah... sessizce katlanmak zorunda olduğunuz bir acı üstüne şarap için, evet afyon değil.
Sadık Hidayet’in kaleminden efsane, Woolf, Faulkner, Joyce benzeri bir doğu kültürü bilinç akışı diyebilir miyiz buna? Bence bir okuyun.