Anlıyor musun, babam, aydın-despot diye tanımlanabilecek biriydi. Aydın, çünkü bizleri özgür insanlar olarak yetiştirmek isterdi. Aydın, çünkü kızını da oğulları gibi yetiştirmek istemişti. Aydın, çünkü çağdaş bilimlere ve sanata tutkuyla bağlıydı. Ama despot! Düşüncelerini yüksek sesle, kesin, geriye dönmeden söyleyiş biçimiyle despot! Bizden istedikleri ile, geleceğimizden bekledikleri ile despot. Amacının soylu bir amaç olduğunun inancı içinde, çocuklarının buna uymak isteyip istemeyeceklerine ya da yapabilip yapamayacaklarına aldırış bile etmezdi..
Şimdi ne görüyorum? Anadolu... Düşmana akıl öğreten müftülerin, düşmana yol gösteren köy ağalarının, her gelen gasıpla bir olup komşusunun malını talan eden kasaba eşrafının, asker kaçağını koynunda saklayan zinacı kadınların, frengiden burnu çökmüş sahte sofuların, cami avlusunda oğlan kovalayan softaların türediği yer burasıdır.
Burada,