Kur'an-ı Kerim'i tefekkür ederek okuyor musunuz? Oradaki geçmiş kavimlerin başına gelen haller ve âfetler, ahiretle ilgili sevindirici ve korkutucu hükümler, sizi hiç etkilemiyor mu? Ölümsüz bir alemde muhatap olacağımız ebedi azab veya ihsanları hiç düşünebiliyor muyuz? Ahiret aleminde, sadece Allah'a inandık demekle bir şey elde edemeyeceğimizi unutmayalım. Orada mahcup olmamak için, Allah Teala'nın ve Rasûlünün emrettiklerini yaşama gayretinde olalım.
Kur'an, İtalyancaya 1513'te, Almancaya 1616'da, Fransızcaya 1647'de, İngilizceye 1648'de tercüme olunmuş...
Müslüman olmayan Batılılar Kur'an'ı anlamışlar ama Müslüman Türk ibadet ettiği ayetleri anlamadan ezbere söylemiş, dinlemiş...
"Eleştirel bir şekilde okuyor muyuz ki eleştirme alışkanlığımız olsun?" Sahi, ne kadarımız bir metni notlar alarak okuyor? Profesyonel tarihçileri hedefleyerek soruyorum, ne kadarımız bir metnin referanslarını kontrol ediyor? O metnin orjinal ve bazen sadece birincil kaynaklarda bir yerlerde gömülü oldukları için kontrol edilmeleri epeyce güç olan ve tam olarak aynı konuyu çalışmıyorsanız gidilmesine ve görülmesine çok da gerek olmayan referansları bir yana dursun, kim herkesin ulaşabileceği türden olan referansları kontrol ediyor?
İşimiz duaya mı kaldı?
- Kur'an'ı nasıl okuduğumuza bağlı.
- Nasıl yani, biz okumuyor muyuz?
-Sen ne kadar Kur'an-ı Kerim'i okumazsan okuma, okunmayan kitap seni daima okuyor.
“Benim çocuğum okuyor,” “Ah bizimki okumadı!” diye söyleşirken, okuma’yı yalnız öğrenimle ilintili gördüğümüzün hatta bir tuttuğumuzun farkında mıyız? Sınıf geçmekle, okulu bitirmekle, okuma zorunluluğunun da ortadan kalkacağını çıtlatmıyor muyuz gizlice?
Okumanın bir alışkanlık olduğunu, zamanında edinilmezse sonra hiç edinilemeyeceğini görmezlikten geliyoruz.
Çünkü okumaya alışmış kişi, boş zamanı beklemez, okumaya zaman ayırmanın bir yolunu araştırır.