Raif Efendiyi bilir misiniz¿ Hani ‘kahvelerimize eşlik eden’ Sabahattin Ali’nin nadide eserinin o kendi halinde, başına geleceklere razı karakteri. İşte Hayri İrdal da Tanpınar’ın benzer özelliklere sahip karakteri; ki bunu karakterin kızının dilinden şöyle anlatıyor yazar:
“Hem biz kavga edemeyiz! dedi. Sen de öylesin... Kendisinden başka herkesi haklı bulan insan kavga eder mi hiç?..”
İşte eser Hayri İrdal’ın çocukluğundan itibaren hayatını zaman kavramını üzerine alan iki metaforik karakter üzerinden yan karakterlerle birlikte alaycı, hayali, politik, mizahi, spiritüel olay ve diyaloglarla, akıcı fakat özellikle Farsça, Osmanlıca kelimelerin fazlalığından ağır bir dille anlatıyor.
Bir de Saatleri Ayarlama Enstitüsü nedir¿ sorusuna Halit Ayarcı’dan cevapla yorumumu bitiriyorum.
“Dostum, işler bizden sonra dünyaya gelmişlerdir. İşleri onları görecek adamlar icat eder. Biz de bunu icat ettik. Bunu bizden evvel kimsenin düşünmemesi veya başka şekilde düşünmüş olması müsbet olmasına mâni midir, sanıyorsunuz? Biz bir iş yapıyoruz, hem mühim bir iş... Çalışmak, zamanına sahip olmak, onu kullanmasını bilmektir. Biz bunun yolunu açacağız. Etrafımıza zaman şuurunu vereceğiz. İçinde yaşadığımız havaya bir yığın kelime ve fikir atacağız. İnsan, her şeyden evvel iştir, iş ise zamandır, diyeceğiz. Bu müsbet bir hareket değil midir?”